Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9255 E. 2024/480 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka, tazminat miktarları ve ziynet alacağının kabulü hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz itirazını gerektirecek bir neden olmadığı gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/952 E., 2022/1718 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2019

KARAR :Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/998 E., 2021/386 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve tarafların boşanmaları ile fer'îlerine ve kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli kötü davrandığını, hakaret, küfür ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ilgi ve sevgi göstermediğini, aşağıladığını, dışladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, yatağı ayırdığını, sürekli yalan söylediğini, ters ilişki teklif ettiğini, aynı sitede oturan başka bir kadın ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, ailesine de küfür ettiğini, defalarca silah çektiğini, son olayla sürekli eve geç gelmeye başladığını, evi otel gibi kullandığını, ziynetleri müvekkiline geri vermek üzere aldığını, bir daha geri vermediğini, altınları bozdurduğunu, paraları da aldığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadına takılan 3 adet 22 ayar 25'er gramlık Adana burma bilezik, kolye, künye, yüzük, küpeden oluşan 80 gramlık 18 ayar takı seti, 3 adet 15'er gramlık 22 ayar bilezik, 3.000,00 TL, 15 adet küçük altının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL'nin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi ziynet ve takı alacağını 58.020,00 TL ıslah ederek yasal faizi ile birlikte 59.020,00 TL'nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin gece geç saatlerde evden çıkıp sabaha doğru geldiği, kadının aldatıldığından şüphelendiği için 'gece yarısı nereye gidiyorsun' demesi üzerine erkeğin 'sen beni kısıtlayamazsın' diyerek tartışma çıkardığı, tartışma esnasında davalı erkeğin kadının yüzüne, vücudunun neresine gelirse vurduğu, fiziksel şiddet uygulamaktan çekinmediği, davacı kadına sinkaflı küfürler ettiği, kadını silah ile kovaladığı, 'seni öldürürüm, gebertirim' diyerek tehditte bulunduğu, kadını evden kovduğu, davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, gelen telefon kayıtlarında, gece sık görüşme kayıtlarının da olduğu, çevreden komşularında erkeği başka kadınla birlikteyken ve araç da gezerken gördükleri, hatta kanıtlamak için fotoğraf çekip davacıya gösterdikleri, müşterek çocuğun da araç içerisinde yüzük, saç teli gibi başka kadınlara ait özel eşyalar bulduğu, davacı kadının davalıya başka kadınlarla ilişkisi olup olmadığını sorduğunda, erkeğin alaya alır cevaplar verdiği, ortak çocuğun yaşanan tartışmalarının bazılarını ses kaydına aldığı, ses kaydı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde; tanık anlatımlarını destekler mahiyette konuşmaların olduğu 'erkeğin gece geç gelirsem gelirim sanane' diyerek kadına cevap verdiği, başka kadınlarla olan sadakatsizliğe varır şekildeki gönül ilişkilerinden bahsettiği, davalı erkeğin ağzının bozuk olduğu, konuşma esnasında kadına hep küfürlü ve sinkaflı sözler sarf ettiği, tanık anlatımları ile de tarafların yataklarını uzun süredir ayırdıklarının anlaşıldığı, davalı erkeğin davacı kadının yanında yatak odasında değil genelde salonda yada çocuk odasında uyuduğu, son yaşanan tartışma sonrası davacı kadının artık dayanamayıp Eskişehir' e abisinin yanına sığındığı ve boşanma davası açtığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocukların yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak tarafların ortak çocukların velayetinin belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak nafaka, maddî ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 650,00 TL tedbir/iştirak nafakasına , kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedildiği, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilerek kadın yararına 20.000,00TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince kadının ziynet alacağı davası hakkında yapılan yargılamada tarafların evlilik birliği içerisinde TOKİ' den davalı üzerine bir ev satın aldıkları, evin ödemelerinin 2017 yılında bittiği, davacı tanığı Fatma'nın beyanında ziynetlerin davalı tarafından alınarak, ziynetlerin parasıyla ev yaptırdığını ve ziynetlerin parasını davalının kızına geri iade etmediğini beyan ettiği davalı erkeğin cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmada altınların ... I. adlı kişiye gittiğini, para olarak altınların geri döndüğünü parayı da davacının kendisinin harcadığını, telefon ile konuşurken duyduğunu beyan ettiği, yaşanan olaylar dikkate alındığında tanık ve taraf anlatımlarında birbirini doğrular mahiyette ve çelişki içermeyen beyanlara itibar edileceği, davacıya düğün merasimi sırasında takılan ziynet eşyalarının davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde harcadığı ve erkek bir daha geri iade etmemek şartı ile kadının kendisine ziynetleri bağışladığını da kanıtlayamadığı için davalı erkeğin varlığı ispat edilen ziynet eşyalarını davacı kadına iade etmekle sorumlu olduğu belirtilerek; ziynetlere yönelik alacak talebinin kısmen kabulüne, 3 adet 22 ayar Adana bilezik 20.025,00 TL, bir takım 18 ayar set takımı 17.200,00 TL, 3 adet 22 ayar bilezik 12.015,00 TL, 13 adet çeyrek altın 5.876,00 TL ve 180,00 TL paranın aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 55.296,00 TL alacağın 980,00 TL sinin dava açılış tarihinden itibaren kalan 54.316,00 TL sinin ıslah tarihi olan (26.01.2021) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, nafaka ve tazminat miktarları, ziynetin reddedilen kısmı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, eksik inceleme yapıldığı, tazminatlar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının miktarı, ziynet alacağının kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile cevap dilekçesi sunmayan davalı erkeğin tanıklarının dinlenmemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmediğini ve kadın tarafından erkekten habersiz olarak aralarında yapılan konuşmayı kaydettiği, bu hali ile hukuka aykırı olarak elde edilen ses kaydının hükme esas alınamayacağını ve ayrıca kadın ve çocuklar yararına takdir edilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğu ve ziynet alacağı davası yönünden bilirkişi tarafından düğün CD'si incelenmek sureti ile tespit edilen ziynetlerin cins, adet ve miktarı ile davalı erkek tarafından elinden alındığını, sonrasında ise ziynetlerin kadına iade edilmediğini ispat ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararın isabetli olduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince ziynetlerin hükümde cins, nitelik ve sayıları ayrı ayrı gösterilmiş ise de ziynetlerin gramlarının hükümde tek tek gösterilmediği gerekçesi ile kadının ziynet alacağı davasının kısmen reddine yönelik istinaf dilekçesinin miktar yönünden reddine, kadının iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına yönelik, erkeğin ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ... için ergin olduğu tarihe kadar 650,00 TL tedbir, ortak çocuk ... ... için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ve ziynetler yönünden alacak talebinin kısmen kabulüne, 3 adet 22 ayar 25'er gram Adana bilezik 20.025,00 TL, bir adet 18 ayar 80 gram set takımı 17.200,00 TL, 3 adet 22 ayar 15'er gram bilezik 12.015,00 TL, 13 adet çeyrek altın 5.876,00 TL ve 180,00 TL paranın aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 55.296,00 TL alacağın 980,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren kalan 54.316,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 26.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; tarafların sair istinaf taleplerinin ise Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının miktarı, ziynet alacağının kısmen kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile ziynet alacağının kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı, ispat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 2 nci ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 190 ıncı, 220 nci, 222 nci, 226 ncı ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.