"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2010/335 E., 2010/356 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Davanın kabulü
EK KARAR : Temyiz talebinin süreden reddi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 29.09.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2023 tarih ve 2010/335 Esas, 2010/356 Karar sayılı ek kararı ile, kararın 27.10.2010 tarihinde yazıldığı, 21.08.2023 tarihinde davalı vekili tarafından gerekçeli kararın tebliğ talebinde bulunulduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 27.08.2023 tarihinde elektronik tebligat ile, davacıya 24.08.2023 tarihinde posta yolu ile usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, kararın süresi içerisinde temyiz edilmemesi üzerine 12.09.2023 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin kararın temyiz süresi geçtikten sonra 27.09.2023 tarihinde temyiz başvurusunda bulunduğu, temyiz dilekçesinin süresinde olmadığı gerekçesi ile davacı tarafın temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, dosya içeriğine göre, Mahkeme kararının davacı kadına tebliğine ilişkin mazbatada,tebligatta muhatabın çarşıda olduğu belirtilmişse de, adresten kısa veya uzun süreli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinde adrese dönüp dönmediğinin saptanmadığı, tesvik edilmediği, hangi komşudan sorulduğu ve hangi komşunun haberdar edildiğinin belli olmadığı, tebligatta komşunun isim ve imzalı beyan vermekten kaçındığının yazılı olduğu, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 21inci maddesinin birinci fıkrası ve Yönetmeliğin 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına uygun yapılmadığı, bu hali ile davacıya yapılan kararın tebliğinin usulsüz olduğu belirlenmiştir. Bu durumda, davacının temyiz başvurusunun reddine ilişkin 29.09.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin asıl karara yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu iddia ederek maddî ve manevî tazminat ve nafaka talebinde bulunmadıklarını iddia ederek anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına, taraflar arasında düzenlenen 20.09.2010 tarihli protokolün aynen tasdikine karar verilmiştir.
2. Mahkemece 29.09.2023 tarihli ek karar ile davacı vekilinin vermiş olduğu 27.09.2023 havale tarihli temyiz dilekçesi süresinde olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 361-368 inci maddelerine göre temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına ve asıl karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili asıl ve ek karara karşı sunduğu temyiz dilekçelerinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiğini, tarafların gerekçeli kararın tebliğini istemeyerek iş bu evliliğe devam ettiklerini, geçen süre içinde bu evlilikten müşterek bir çocuğun dünyaya geldiğini, davacının 27.09.2020 tarihinde 2020/567 Esas sayılı dosyası ile Bursa 4. Aile Mahkemesi'nde çekişmeli boşanma davası açtığını, İlk Derece Mahkemesi'nin kararı ile davacının haklı bulanarak tazminata hükmedildiğini, mevcut dosya halihazırda istinaf aşamasındayken davalının, eldeki dosyada verilen gerekçeli kararı tebliğ edilmesini dürüstlük kuralını ihlal ederek talep ettiğini, 10 senelik mahkeme ilamının zaman aşımına rağmen 13 sene sonra usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davacının boşandığını soyadı değişikliği için arandığında 26.09.2023 tarihinde öğrendiğini, temyiz başvurusunda bulunduklarını, usulsüz tebligat hiçe sayılarak temyiz süresinin geçtiği gerekçesi ile temyiz taleplerinin reddedildiğini, Mudanya 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/335 Esas, 2010/356 Karar sayılı 27.10.2010 tarihli hukuka aykırı kararının bozulmasına karar verilerek, tebligatın usule uygun biçimde tekrarlanmasını taleple temyiz dilekçesi süresinde olmadığından temyiz talebinin reddine dair ek karar ve asıl karar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilamın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, Mahkeme tarafından anlaşmalı boşanmaya dair verilen kararın uzun bir süre sonra tebliğe çıkartılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı, tarafların evilik birliğinin devam ettiği iddialarının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği, anlaşmalı boşanma iddiasından vazgeçilmiş sayılıp sayılmayacakları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 inci ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü; 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ila 454 üncü maddeleri; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin birinci fıkrası, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair 28184 sayılı Yönetmelik'in 30 uncu maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Mahkemece, davacı tarafından anlaşmalı olarak açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiş; hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Mahkemece verilen 29.09.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen sebeple BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.12.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
...