"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/348 E., 2023/570 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 27. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/155 E., 2021/67 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kusur gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin evlilik süresince fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kaldığını, bu şiddetten dolayı müvekkilinin önceki evlilikten olma çocuklarıyla dahi görüşemediğini, müvekkilinin arkadaşını ağır şekilde yaralayan davalının yargılanarak ceza aldığını, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkili ve ortak çocuğun geçimiyle ilgilenmediğini, çocuğuna karşı babalık görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin aile birliğini tek başına ayakta tutmaya çalıştığını, müvekkilinin, davalı tarafından müvekkiline ölüm tehditlerinde bulunulduğunu, davalının kendisinden ayrılmak isteyen müvekkilini mutfak tüpünü getirip patlatarak öldürmekle tehdit ettiğini, müvekkili sığınma evine yerleşmeden bir hafta önce müvekkilinin davalı ile cinsel ilişkiye girmek istememesi nedeniyle davalının eline aldığı elektro şokla müvekkilini birlikte olmaya mecbur bıraktığını, müvekkiline dış görünüşüyle ilgili hakaretlerde bulunarak önceki eşinden olma kızına da "orospu" şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilini önceki eşinden olma çocuklarıyla da görüştürmediğini, davalının bu kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılarak müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına,
müvekkili lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların karşılıklı iddiaları, ceza dosyalarına ilişkin karar örnekleri ile mesajlaşma kayıtları, sosyal inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde dayanılan vakıaların ispat durumuna göre, 2017 yılında Alanya 1.ACM'nin 2021/7 esas sayılı dosyasındaki doktor raporları, kadının iddiası ve davalı kocanın tevelli ikrarı nazara alındığında, erkeğin kadının arkadaşını yakarak öldürmeye teşebbüs ettiği, hem kadını hem de ortak çocuğu tehdit ettiği, ortak çocuğu da yaraladığı, dosyaya sunulan dava tarihinden önce atıldığı anlaşılan bir kısım mesajlardan kadını tehdit etmeye ve hakaret etmeye devam ettiği, kadının aldığı tehdit nedeni ile erkek ile bir süre yaşamaya devam ettiğinin sabit olduğu, ancak kadının ölümle tehdit edilmesi nedeniyle ortak konuttan ayrılarak can güvenliği için Şönim'e yerleştiği, evlilik birliğinin fiilen bittiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin ceza dosyalarından da anlaşıldığı üzere şiddete meyilli davranışları ve daha önce de çocuğuna bulunduğu fiziki şiddetler de nazara alınarak, çocuk ile babanın görüşmesi halinde çocuğun menfaatinin tehlikeye düşeceği anlaşılarak, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk 06.08.2011 doğumlu ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kadının iddialarını araştırmadan, şahsının ifadesine, tanık beyanlarına başvurmadan usul hatası yaparak kadının soyut beyanları ile davayı kabul ettiğini, kadının ikametgahının Alanya olduğunu, Ankara'da dava açmasının doğru olmadığını, kadının aynı gerekçelerle Alanya 2. Aile Mahkemesinin 2018/202 Esasında görülen davadan da feragat ettiğini, sonrasında barıştıklarını, aynı gerekçelerle yeniden dava açtığını, tarafların mali ve sosyal durumları araştırılmadan velâyet, nafaka ve tazminat konusunda karar verildiğini, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/17 Esas sayılı ceza davasında verilen kararın istinaf aşamasında bozulduğunu, müvekkilinin ilgili davada basit yaralamadan yargılandığını, kişisel ilişki konusunda alınan kararın da yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, davanın kabulü, nafaka ve tazminatlar ile kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...dava dilekçesinin tebliğine dair çıkarılan ihtarlı davetiyenin davalı tarafından bizzat tebellüğ edildiği ve fakat davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı, ilgili adresin aynı zamanda davalının mernis adresi olduğu, 17.02.2021 tarihli mali ve sosyal durum tutanağı ve davalının dava dilekçesini bizzat tebellüğ etmesi de dikkate alındığında davalının ilgili adresten yeni adresini bildirmeden ayrıldığı, ilk derece mahkemesince davalı Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi gereğince ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamalarına ihtarlı davet edildiği halde yargılamaya katılmadığı, bu nedenlerle yasal sürede davaya cevap dilekçesi sunmayan ve yargılamaya iştirak etmeyen davalının istinaf dilekçesinde yer alan bu kapsamdaki itirazlarının değerlendirilemeyeceği, öte yandan ilk derece mahkemesince esas alınan Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/17 Esas ve 2017/195 Karar sayılı dava dosyasına ilişkin suç tarihinden sonra evlilik birliği devam ettiğinden kadının, erkeği bu olay sebebiyle affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle erkeğe kusur olarak izafe edilemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, yine ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen ''ortak çocuğu tehdit etme ve yaralama'' vakıalarına kadın tarafından dayanılmadığı, dayanılmayan vakıaların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere erkeğin kadına gönderdiği mesajlarda davacıyı tehdit ve hakaret ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu itibarla ilk derece mahkemesinin, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin belirlemesinin isabetli olduğu, ancak hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesi gerektiği, ....Dosya kapsamından; ortak çocuk ...'nın 2011 doğumlu olduğu, tarafların fiili ayrılıklarından itibaren annesiyle birlikte yaşadığı, ortak çocuğun uzmana vermiş olduğu beyanında babasının bir keresinde kendisini balkondan atmaya çalıştığını, korktuğunu, birkaç kere fiziksel şiddet uyguladığını, evden annesiyle kaçtıklarını ifade ettiği, kadının da son celse ortak çocuğun davalı ile görüşmek istemediğini, erkeğin ortak çocuğun rüyalarına girdiğini ifade ettiği, uzman raporunda velâyetin anneye verilebileceğinin belirtildiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, yine aynı gerekçelerle kişisel ilişkiden beklenen amacın bu aşamada sağlanamayacağı, kişisel ilişkinin ortak çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimine zarar verebileceği anlaşıldığından velâyet kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına dair verilen kararın da isabetli olduğu...", kadın lehine yoksulluk ve tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen miktarların da uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kusur belirlemesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar, tazminatlar ile kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.