Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9267 E. 2024/4045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan taşınmaz devri ve para ödemesi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle açılan davanın kabulünün doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan taahhütlerini yerine getirmediği, davacının ise ihtarname keşide ederek yükümlülüklerin ifasını talep ettiği ve davalının savunmalarının hukuki dayanaktan yoksun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/594 E., 2023/1219 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/321 E., 2021/25 K.

Taraflar arasındaki boşanma protokolünün yerine getirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın kesinleşmesi ile protokolün yürürlüğe girdiğini, karara ek yapılan anlaşmalı protokolün 2. maddesinde davalı adına kayıtlı İstanbul İli ... İlçesi ... Mah. 16004 ada 7 parsel sayılı rezidans dairenin 1/2 hissesi davacı adına tescil edileceğini, davalı tarafın boşanma kararının kesinleşip üzerinden üç ay geçmesine rağmen protokolde belirtilen rezidans evin 1/2 hissesinin tescilini yaptırmadığını, 500.000,00 TL tasfiye bedelini 31.12.2018 tarihine kadar davacıya ödemesine karar verilmiş ise de bu kesinleşmiş mahkeme ilamına rağmen protokolünün haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olarak yerine getirilmemesi halinde davalının 100.000 TL cezai şart ödemesinde bulunacağına dair hüküm bulunduğunu iddia ederek İstanbul İli ... İlçesi ... Mah. 16004 ada 7 parsel sayılı rezidans dairenin 1/2 hissesinin davalı adına olan taşınmaz kaydının iptali ile davacıya devrine, 500.000 TL tasfiye alacağının 31.12.2018 tarihinden, 100.000 TL ceza-i şartın temerrüt tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı sürede cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 21.06.2018 tarihinde kesinleşen ilamı ile anlaşmalı boşanmalarına, boşanma davasına ek sunulan taraflar arasında imza altına alınan protokol hükümlerinin tespitine karar verildiği, tarafların arasında düzenledikleri protokolün 2. maddesinde İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 16004 Ada, 7 Parsel ,188 Cilt No, 18550 sayfa numarasında kayıtlı taşınmazın 1/2'lik hissesinin boşanma kararının kesinleşmesine müteakip 3 ay içerisinde davacıya devredileceğini, 31.12.2018 tarihine kadar tasfiye alacağı adı altında nakten ve defaten 500.000,00 TL'lik ödemenin davalı tarafından yapılması halinde bu taşınmazın kendisine devredilen 1/2'lik hissesini davalıya iade edeceğini kararlaştırdıkları, protokolün mahkemece onaylandığı, bu suretle birlikte protokolün taraflar arasında kesin hüküm ve kesin delil teşkil ettiği, tarafların protokol hükümlerine yerine getirmeksizin yaptıkları katkılarını ileri sürerek birbirlerinden hak iddia etmelerinin hukuken mümkün olmadığı, anlaşma protokolü, mahkeme tarafından onaylanmakla boşanma kararının eki olduğu ve hukuki sonuç doğuracak hale geldiği, anlaşma protokolü, yargılama tutanağına geçen beyanlar ve hüküm fıkrası gözetildiğinde tarafların beyanlarının mahkeme için ikrar niteliğinde olup, her iki tarafı bağladığının kabulü gerekmekle, davalının mahkeme tarafından onaylanmış boşanma protokol hükümleri gereğince adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın 1/2'lik hissesinin davacıya devir yükümlülüğünü yerine getirmediği, Kocaeli .... Noterliği'nin 19.02.2020 tarihli ihtarnamesinin kendisine 27.02.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 500.000,00 TL'lik tasfiye alacağını davacıya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmekten haklı bir sebep bulunmaksızın imtina ederek protokol şartlarını ihlal ettiği, davalı tarafından davacıya protokolün 3. maddesinde hüküm altına alınan 500.000,00 TL'lik ödemeye borcuna ilişkin davacıya nakdi bir ödeme yapılmadığı, davalının borcunun temerrde düştüğü, anlaşmalı boşanma kararıyla onaylanan protokol hükümlerinin yerine getirilmesi gerektiği, davanın sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesinin 2017/756 Esas 2017/1002 Karar sayılı anlaşmalı boşanma dosyasında taraflarca imzalanan 28.09.2017 tarihli anlaşma protokolünün mahkeme ilamının yerine getirilmemesi nedeniyle taraflarca protokolde kararlaştırılmış olan 500.000,00 TL tasfiye alacağının 31.12.2018 tarihinden ve 100.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihi olan 27.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek; hükmün bütünü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davalı erkeğin anlaşmalı boşanma ilamına dayanak protokol hükümlerini yerine getirmediği ve davacı kadının da icra takibi aşamasında mahkemece "tespitine" şeklinde hüküm oluşturması nedeniyle eldeki istinafa konu davanın açıldığı, erkeğin davaya yasal süre içinde cevap vermemesi nedeniyle "yasal süre içinde cevap dilekçesi vermeyen tarafın delil bildirme taleplerinin göz önüne alınmayacağı" kaldı ki, protokolde tarafların özgür iradeleriyle belirledikleri yükümlülüklerin de yerine getirilmediğinin belirlenmesi karşısında davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, davacı tarafından davalıya keşide edilen Kocaeli .... Noterliğinin ihtarnamesinin davalıya 27.02.2020 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle cezai şart alacağına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi hukuken doğru olmadığı zira, söz konusu ihtarnamede " İhtar gereklerini tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde yerine getirmenizi ihtar eder" ibaresi yer almakta, dolayısıyla tebliğ tarihinden değil iki hafta sonra 12.03.2020 tarihinde temerrüdün oluşabileceğinin gözden kaçtığı, davalı temerrüde düşmediği, davacı davalıya ait bu konutta oturmaya devam etmiş ve " Şu anda başka bir ev kiralayarak masrafa girmek istemiyorum, oturmamama ilişkin kira parasını bana ödeyeceğin beşyüzbinliradan düşeriz " dediği, davalının Şubat 2020 tarihine kadar yaklaşık 15 ay süresince bu konutu kullandığı bu nedenle bu süre boyunca müvekkilimden protokol hükümlerine göre konutun 1/2 hissesinin kendisine devrini talep etmediği gibi herhangi bir tasfiye payı ödemesi de talep etmediği, boşanma tarihinden 15 ay geçtikten sonra ihtarname keşide ederek talep etmiş olması, cezai şart miktarının tasfiye alacağı miktarının 1/5 i oranında, başka bir anlatımla %20'si oranında fahiş olması da gözetilerek TBK md. 182'nin üçüncü bendine göre ceza koşulunda indirim yapılması gerekitiği, davacı ya borcun ya da cezai şartın ifasını isteyebileceği, davada kendisine bu konuda açıklama yapması için süre verilmesi gerektiği, kararın

usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolünün yerine getirilmesi istemli davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin üçncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.