Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9277 E. 2023/6501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, ziynet alacağı, yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat miktarlarının ve iştirak nafakasının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadın lehine hükmedilen tazminat miktarının düşük olduğu, asgari ücretle çalışıyor olmasının tek başına yoksulluk nafakasına hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği ve erkeğin ekonomik durumunun kadından daha iyi olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kadın yararına bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/821 E., 2022/1310 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/177 E., 2022/12 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek dava dilekçesinde özetle; kadının agresif ve saygısız olduğunu, annesini darp ettiğini, çocuğa ilgisiz olduğunu, hamilelik süreci ve sonrasında sigara alışkanlığını bırakmadığını, eşine karşı ilgisiz olduğunu, çocuğu yanında yatırdığı için erkeğin başka bir odada kaldığını, pek çok kez tartışma sonrası kadının evi terk ederek baba evine gittiğini, aile bütçesini hoyratça kullandığını, son tartışma sonrası baba evine giderek boşanmak istediğini söylediğini, kadının evden ayrılmasından sonra erkeğin İzmir'e taşındığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, çocuğu ile birlikte kadını evden kovduğunu, eşyalarını alamadan baba evine gittiğini, akabinde erkeğin evi boşaltarak kira akdini sonlandırdığını, iddiaların doğru olmadığını, kadının doğumdan sonra tek tük sigara içtiğini, tarafların cinsel birlikteliklerinde sorun olmadığını, erkeğin aşırı kontrolcü ve baskıcı tutucu takındığını, küçük düşürücü onur kırıcı sözler söylediğini, son zamanlarda aşırı alkol almaya başladığını ve agresif davrandığını, psikolojik sorunları olduğunu ve ilaç kullandığını, kıskançlığı nedeni ile işini bırakmak zorunda kaldığını, kadının ailesini küçük gördüğünü belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen aksi halde bedellerinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2018 tarih ve 2017/422 Esas, 2018/262 Karar sayılı kararıyla; tarafların evlendikten sonra çocuğun doğumuna kadar İzmir'de yaşadıkları ve erkeğin annesi ile yakın görüşmedikleri, çocuğun doğumundan sonra tarafların İstanbul'a yerleştikleri, her ne kadar erkek, kadının sigara içmesini kusur olarak belirtmiş ise de, kadının evlilik öncesinde de sigara kullandığı ve tanık anlatımlarından evlilik birliği içinde gizli olarak sigara kullanmaya devam ettiği, bunu bilen erkeğin evlilik birliğine devam ettiği, erkeğin evlilik birliği içinde kadının hayatına sınırlamalar getirdiği, dışarı çıkmasını istemediği, sinkaflı küfürler ile hakaretler ettiği, kadının annesine yönelik hakaret içeren sözler söylediği, en son kadın lokantada yemek yerken kolundan tutarak ve zorlayarak kök ailesinin yanından aldığı ve aynı gece kadının anne evine giderek tarafların yeniden bir araya gelmedikleri, erkeğin ağır kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili her iki boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet alacağı yönünden; davalı- davacı kadın vekili nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 03.11.2020 tarih ve 2018/2068 Esas, 2020/1192 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece ön inceleme duruşması olan 25.10.2017 tarihli duruşmada 6 numaralı ara kararla erkek tarafından sunulan görüntülerin celse arasında izlenmesine, gerek görüldüğü takdirde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmişse de gerek fiziki gerekse uyap üzerinde yapılan incelemede görüntü inceleme tutanağının dosyada mevcut olmadığı, görüntülerle ilgili değerlendirme yapılmadığı, erkek tarafından dosyaya delil olarak sunulan görüntülerin incelenmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonrasında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynetler hakkında Mahkemece aynen iade olmadığı takdirde bedel yönünden hüküm kurulmuş olmasına karşın hüküm altına alınan ziynetlerin ayrı ayrı gram ve değerlerinin hükümde yazılmadığı böylece aynen iade kararının infaz edilme imkanının bulunmaması nedeniyle hükmün usul, yasa ve kamu düzenine aykırı olduğu, kabule göre de; kadının dava dilekçesi ile ziynet talebinde bulunurken harca esas değeri 1.000,00 TL gösterdiği, ziynet alacağına yasal faiz talebinde bulunulmadığı, 28.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 33.557,45 TL artırarak yasal faiz talebinde bulunduğu ayrıca gerek dava dilekçesinde gerekse ıslah dilekçesinde de gerdanlık seti talep etmediği, Mahkemece ziynet alacağına ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanacağı gibi talep edilmediği halde gerdanlık setinin hüküm altına alınmasının doğru olmadığına, erkeğin istinaf talebinin işin esası incelenmeden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma sebeplerine göre kadının istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, boşanma davası yönünden erkeğin usulüne uygun ve zamanında delil olarak dayandığı görüntülerin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi, ziynet alacağı yönünden hüküm altına alınan ziynetlerin her birinin gram ve birim değerlerinin gösterilerek hüküm kurulması için dosyanın İlk Derce Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların evlendikten sonra çocuğun doğumuna kadar İzmir'de yaşadıkları ve erkeğin annesi ile yakın görüşmedikleri, çocuğun doğumundan sonra tarafların İstanbul'a yerleştikleri, her ne kadar erkek, kadının sigara içmesini kusur olarak belirtmiş ise de, kadının evlilik öncesinde de sigara kullandığı ve tanık anlatımlarından evlilik birliği içinde gizli olarak sigara kullanmaya devam ettiği, bunu bilen erkeğin evlilik birliğine devam ettiği, erkeğin evlilik birliği içinde kadının hayatına sınırlamalar getirdiği, dışarı çıkmasını istemediği, sinkaflı küfürler ile hakaretler ettiği, kadının annesine yönelik hakaret içeren sözler söylediği, en son kadın lokantada yemek yerken kolundan tutarak ve zorlayarak kök ailesinin yanından aldığı ve aynı gece kadının anne evine giderek tarafların yeniden bir araya gelmedikleri, erkeğin tam kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, kadının yargılama aşamasında çalışmaya başladığı ve düzenli gelirinin olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının düğün sonrası erkeğin annesine verildiği, kadının ortak evden ayrılırken eşyalarını almadığı, anne evine kıyafetlerini dahi almadan götürüldüğü, olaydan sonra eşyalarını almaya gittiği, bu şekilde evden ayrılan kadının ziynet eşyalarını yanında götürmesinin hayatın olağan akışına uymayacağı kabul edilerek, erkek ziynet eşyalarını iade ile yükümlü bulunduğundan, davanın kısmen kabulü ile bilirkişi tarafından tespit olunan ve talep edilen miktar dikkate alınarak 11 adet 22 ayar toplam 163 gr bileziğin aynen aksi halde değeri, 21.051,45 TL, bir adet 14 ayar 10 gr kelepçe bileziğin aynen aksi halde değeri 825,00 TL, 21 adet çeyrek altının aynen aksi halde değeri 4842,60 TL, iki adet yarım altının aynen aksi halde değeri 923,00 TL' nin ıslah tarihi 28.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak, kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece erkek tarafından ibraz edilen görüntülerin dava açıldıktan sonra yaşanan olaylara ilişkin olduğu belirtilmiş ise de erkek tarafından ses ve görüntülerin yer aldığı flash bellek dava dilekçesi ile ibraz edilmiş olup açılan dava öncesine ilişkin olduğu, dilenen tanık anlatımları ve incelenen görüntülere göre; erkeğin kadına ve annesine hakaret ettiği, sinirlendiğinde kendi kafasını duvara vurduğu, kadının yürüyüşe çıkmasına izin vermediği, bebek 10 aylıkken baba evine gittiği sonrasında barışarak eve döndüğü, en son tartışma sonrasında kadının gece vakti taksi ile baba evine gittiği, giderken kadının bir takım eşyalarını topladığı sırada erkeğin bu durumu kayıt altına aldığı, kadının taksi parasını evine gittiğinde annesinin verdiği, kadının hamileyken sigara içtiği, son gidişinden sonra eşya almaya geldiğinde yaşanan tartışma sırasında maruz kaldığı olaylar nedeniyle kayınvalidesine şiddet uyguladığı, Mahkemece erkeğin en son kadın lokantada yemek yerken kolundan tutarak ve zorlayarak kök ailesinin yanından aldığı kabul edilmişse de kadının dilekçelerinde bu vakıaya dayanmadığı, sonuç olarak kadına ve annesine hakaret eden, sinirlendiğinde kendi kafasını duvarlara vuran, kadının dışarı çıkmasını istemeyerek hayatına sınırlamalar getiren, kadının yanında parası olmaksızın evden ayrılmasına yol açan erkek ağır, eşya almaya geldiğinde yaşanan tartışma sırasında maruz kaldığı olaylar nedeniyle kayınvalidesine şiddet uygulayan, hamileliği sırasında sigara içen kadının az kusurlu olduğu, hal böyleyken her iki boşanma davasının kabulü gerekirken erkeğin davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, SGK kayıtlarına göre kadının 2020 yılı Temmuz ayında çalışmaya başladığı, karar tarihi itibarıyla aylık kazancının 5.004,00 TL olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve az kusurlu olan kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği ayrıca çocuğun yaşı, anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu, fiili ayrılık döneminde anne yanında oluşu ve uzman görüşü değerlendirilerek, velâyetinin anneye verilmesi çocuğun üstün yararına olduğu, ziynetlere ilişkin istinafın incelenmesine gelince; kadının ziynetlerin evde kaldığını ileri sürdüğü, tanık anlatımlarına göre takıların düğün sonrasında bir kutu içinde erkeğin annesine teslim edildiği gerekçesi ile kabul kararı verildiği, erkek, kadının giderken ziynetleri götürdüğünü ileri sürmüşse de kadın evden ayrılırken eşyalarını topladığı sırada erkeğin görüntü almış olup bu görüntülerde ziynetlerin alındığına ilişkin kayıt olmadığı, erkek tarafından sunulan görüntülerde yapılan konuşmalarda erkeğin kadının kardeşinin "Delikanlı adam karısına sahip çıkarsa bu altınlar senin, bu altınlar ailenin taktığı altınlar" der dediği, erkeğin "Mahkemede her şeyin zaten fotoğrafı videosu var, her şeyi alacak zaten, niye burada bunu konuşuyoruz ki?" şeklinde cevap verdiği, bu durumda kadının ziynet alacağı talebinin kabulünün sonuç itibarıyla doğru olduğu gibi miktar ve niteliklerinin kadına nikah ve düğünde takılan ziynetlerin ibraz edilen görüntülere uygun olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı ve ziynet alacağına yönelik istinaf talebi ile erkeğin ziynet alacağına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, tarafların boşanma davaları ve ferilerine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kadının boşanma davası yönünden yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden hükmün bütünüyle kaldırılmasına, asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, infazda tereddüt yaratmamak için ziynet alacağı yönünden de yeniden hüküm kurulmak suretiye 11 adet 22 ayar toplam 163 gr bilezik (1.913,76818x11) 21.051,45 TL, bir adet 14 ayar 10 gr kelepçe bilezik 825,00 TL, 21 adet çeyrek altın (230,60x21) 4.842,60 TL, 2 adet yarım altın (461,50x2) 923,00 TL değerindeki ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde toplam bedel 27.642,05 TL'nin ıslah tarihi olan 28.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kabul edilen ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, asıl ve birleşen dava ile ziynet alacağının kabulü, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca, boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince kadının 2020 yılı Temmuz ayında çalışmaya başladığı, karar tarihi itibarıyla aylık kazancının 5.004,00 TL olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de; dosyadaki sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre kadının asgari ücretli olarak çalıştığı, adına kayıtlı mal varlığı olmadığı, erkeğin yazılım sektöründe çalıştığı, asgari ücretin çok üzerinde geliri olduğu anlaşılmaktadır. Asgari ücretle çalışılmakta bulunulması tek başına yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 1.5.2002 tarih 2-397 Esas, 339 Karar, 24.14.2014 tarih ve 2013/3-1364 Esas, 2014/1082 Karar sayılı kararları). Somut olayda ... erkeğin ekonomik ve sosyal durumunun kadınınkinden daha yüksek olduğu anlaşıldığından davalı-davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde, davalı- davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile isteğin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı- davacı kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.... erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,

Dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...