Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9282 E. 2024/338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozmaya uygun kararında ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/294 E., 2023/1132 K.

DAVA TARİHİ : 24.03.2015-27.04.2015

KARAR : Bozmaya uyularak esas hakkında hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen direnme kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Hukuk Genel Kurulunca Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kısmen esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yapmış olduğu araştırmada eşinin kendisini aldattığını öğrendiğini, cinsel içerikli mesajlaşmalarını gördüğünü, davalının akıl hastalığı depresif nöbet tanısı ile psikolojik ilaçlar kullandığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline tevdiine, aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden sekiz yaş büyük olduğunu, pasif bir kişiliği olan müvekkilini sürekli baskı altına aldığını, evlilik birliği süresince alınan ev ve araba dâhil hepsinin davacının üzerine kaydedildiğini, davacının müvekkiline hem fizyolojik hem de psikolojik şiddet uyguladığını, agresif ve baskıcı bir tutum izleyip bir valizle kapı dışarı koyduğunu, müvekkilinin davacıyı aldatmadığını belirterek kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline tevdiine, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 3. Aile Mahkemesi 25.04.2018 tarihli ve 2015/359 E., 2018/491 K. sayılı kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin zaman içerisinde giderek ailesinden uzaklaştığı ve işyerinde birlikte çalıştığı başka bir kadın ile eşini aldatarak evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, davacı karşı davalı kadının erkeğe bıçak ile saldırdığı, "ben istediğim zaman beraber olacağız" şeklinde ifadeler kullandığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk reşit olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 13.01.2021 tarihli 2018/2581 E., 2021/88 K. sayılı kararı ile; davacı karşı davalı kadının kusur tespiti ve maddî-manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak, güven sarsıcı davranışlar sergileyen erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili "tazminat miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası"; davalı karşı davacı erkek vekili "kendi davasının reddi, kusur, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve vekâlet ücreti yönünden" temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.12.2021 tarihli ve 2021/8100 E., 2021/9390 K. sayılı kararıyla; kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, yine dosya arasında bulunan sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunda kadının emekli olduğu ve aylık 1.300,00 TL emekli maaşı aldığı ve bir kısım taşınmazları olduğu belirtilmişse de, güncel maaşı, taşınmazların değeri ile taşınmazlarından gelir elde edip etmediği, elde ettiği gelir bulunması halinde, toplam gelirin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarihli, 2022/339 Esas, 2022/674 Karar sayılı kararıyla; önceki kararda yer alan gerekçenin yanında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtayın tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddî vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukukî denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesi ile temyiz incelemesi kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması hâlinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hâllerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, tarafların geliri durumunun birbirine yakın olduğu ve davacının üzerine kayıtlı iki taşınmazın bulunduğu, bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu ayrıca hükmedilen tazminat miktarlarının yeterli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2. Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 10.10.2022 tarih, 2022/8564 E., 2022/7814 Karar sayılı kararı ile; mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2022/116 E., 2022/1700 K. sayılı kararıyla; bölge adliye mahkemesinin maddî vakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirdiği, Özel Dairenin bu hususa değinen bozma kararının Yargıtayın denetimi kapsamında ve yerinde bir sonuç olduğu gerekçesiyle maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy birliği ile; yine yoksulluğa düşme hâlinin boşanma davası sırasındaki duruma göre belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece kadının güncel maaşı, adına kayıtlı taşınmazın değeri ile bu taşınmazdan gelir elde edip etmediği, ediyor ise elde ettiği gelirin kendisini yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek yoksulluk nafakası yönünden Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin esastan reddine, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.