Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9307 E. 2024/6580 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının belirlenmesinde usul kurallarına uyulup uyulmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dava dilekçesinde manevi tazminat ve nafaka miktarını belirtmemesi ve mahkemenin de bu hususta davacıdan açıklama istemeyerek re'sen miktar belirlemesinin 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesindeki hakimin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/368 E., 2023/1981 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Yunak Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/163 E., 2021/176 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli olarak kendisine hakaret ettiğini, sürekli şiddet uyguladığını, ayrıldıktan sonra eş ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini ileri sürerek, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın ve çocuk için mahkemenin taktir edeceği miktarda nafakaya, taktir edilecek oranda manevî tazminata, takı ve emtiaların tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, zira erkeğin kadına tokat attığını kollukta vermiş olduğu ifadesinde ikrar ettiği, her ne kadar davacı kadının kocasının kendisine hakaret ettiği yönünde beyanda bulunulmuş ise de; davacı tarafça bu husus ispat edilmediğinden hakaret hususu davalı aleyhine kusur olarak verilmediği kabul edilerek kadının kusurlu bir davranışı bulunmadığı ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davacı anneye verilmesine, kadın için aylık 200,00 TL, çocuk için aylık 300,00 TL yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte çocuk için 400,00 TL iştirak nafakası olarak, kadın için 200,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde manevî tazminat miktarını belirtmemesine rağmen manevî tazminata hükmedildiğini, bu hususta ıslah da yapılmadığını, son tartışmada davalı kadının erkeği tahrik ettiğini, erkeğin kadını uzaklaştırmaya çalıştığını, tartışmanın başlamasının davacı kadın ve ailesinin hakaretlerinden kaynaklandığının tanığın beyanıyla da doğrulandığını, erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddetinin olmadığını, velâyet hakkının babaya verilmesi gerektiğini, davalının evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, tanık beyanlarında çelişki olduğunu ve erkeğin kadına şiddet uyguladığına ve hakaret ettiğine yönelik ifadeler bulunmadığını, bu nedenle davanın kabulünün de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile davanın kabulü, velâyet, kusur, nafakalar ve kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, Mahkemenin kararının gerekçesiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde manevî tazminat miktarını belirtmemesine ve dilekçenin içeriğinde geçmiş ise de talep ve sonuç kısmında talep edilmemesine rağmen manevî tazminata hükmedildiğini, bu hususta ıslah da yapılmadığını, boşanmanın kabulüne dair kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gercekleşmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddenin ikinci fıkrası, 175 inci, 182 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı kadın dava dilekçesi içeriğinde, kendisi ve çocuğunun bakımı, infak ve iaşesinin temini açısından Mahkemece takdir edilecek miktarda nafaka talep ettiğini, ayrıca gördüğü şiddet ve hakaretler nedeniyle erkekten takdir edilecek oranda manevî tazminat talep ettiğini belirtmiştir. Davacı kadının dilekçesindeki açık olmayan bu husus 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesindeki hakimin aydınlatma ödevi çerçevesinde taraftan ne miktarda nafaka ve manevî tazminat isteminde bulunduğu hususları sorularak, davacı tarafça açıklamada bulunulmasını müteakip, bu konuda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde resen belirlenen miktarlarda kadın ve çocuk için tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararın hükmedilen manevî tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının hükmedilen kadın yararına manevî tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönlerinden erkek yararına BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.