Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9317 E. 2024/6219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olayların kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davalı tarafından ileri sürülen kusurlara ilişkin delillerin ise yetersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine dair temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1021 E., 2023/2125 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/178 E., 2023/135 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını, erkeğin dava açma hakkının olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece boşanma kararı vermesi halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.12.2018 tarihli ve 2018/101 Esas, 2018/21 Karar sayılı ilamı ile; davalı kadın ile ... isimli bir kişi arasında sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde birliktelik yaşandığı, bu birlikteliğin ...'ın eşi tarafından ortaya çıkarılarak davacıya aktarıldığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği ve bu duruma davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 12.000,00 manevî tazminata hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2019 tarih ve 2019/408 Esas, 2019/407 Karar sayılı kararı ile; davacı erkeğin, dava dilekçesinde, davalı kadının sadakatsizliğine vakıa olarak dayandığı, davacı vekilinin 23.03.2017 tarihli celsede çocuk ... için soybağının reddi davası açtıklarını, davanın halen derdest olduğunu beyan ettiği, nesep ilişkisinin kamu düzenini ilgilendirmesi nedeni ile davacı tarafından açılan davanın sonucu beklenmeden esasa girilerek hüküm verilmiş olması ile nafaka, velâyet ve kişisil ilişki düzenlenmesi yapılmış olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacı tarafından açılan nesebin reddi davasının sonucu beklenerek ortaya çıkacak mevcut duruma göre karar vermek üzere sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Toplanan tüm deliller, dinlenen tanıklar, Konya BAM 2. HD kararı dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; tarafların 11/06/1993 tarihinde evlendikleri, ortak 12/08/1994 doğumlu ..., 26/12/1995 doğumlu ..., 22/08/2011 doğumlu ... isminde ortak çocuklarının olduğu, davacı tanığı ...'ın beyanlarına göre davalının kamyon sahibi olup ağaç işiyle uğraştığı, kamyonunun şoförü olan ...'ın eşi tarafından davalının, ... köyünde bulunan ...'ın koyternırında basıldığı gören muhtara davalının fotoğrafını göstermek suretiyle tespit ettiği, ayrıca ...'ın eşi tarafından davacıya atılan davalının kendi eşi olan ...'ın yanında olduğuna ilişkin mesaj kayıtlarını bizzat gördüğünü beyan etmiştir. Davacı tanığı ...'ün beyanlarına göre davalının ... ile olan ilişkisinin davacıya, ...'ın eşi tarafından telefonla bilgi verilmesi esnasında tanığın bizzat duyduğunu beyan etmiştir. Davacı tanığı ...'nun beyanlarına göre davalının ... ile olan ilişkisinin davacıya, ...'ın eşi tarafından telefonla bilgi verilmesi esnasında tanığın bizzat duyduğunu, ...'ın eşi tarafından inanmazlarsa davalı ile ...'ı birlikte bastığını Bozkır muhtarının bildiğini söylediğini beyan etmiştir. Davalı tanığı ... tanık olarak bilgisinin davalının ekonomik durumuna ilişkin olup evlilik birliği yönünden bilgisi bulunmamaktadır. Davalı tanığı ...'nın tanık olarak bilgisinin davalının ekonomik durumuna ilişkin olup evlilik birliği yönünden bilgisi bulunmamaktadır. Davalı tanığı İbrahim davalı ile ...'ın ortak kamyon aldıkları hususunda bilgisi olup evlilik birliği yönünden bilgisi bulunmamaktadır. Davalı tanığı ... için Konya Aile Mahkemesine iki kere talimat yazıldığı, her iki talimatta da tebligat yapıldığı halde zorla getirme emrine sonuç alınamadığı, davalı vekiline tanığın hangi vakıalarda dinletecekleri hususu soruldu, net cevaplar alınmadığı, bu haliyle yargılamanın sürüncemede kalacağı dikkate alınarak HMK 241 gereği davalı tarafın dinletmiş olduğu tanık beyanları ile yetinilerek bu tanığın dinlenilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı tanıklarının davalı ile ... arasındaki ekonomik durumları dışında bilgisi bulunmamakla davalı tarafça davacıya karşılık kusur olarak isnat edilen durumlar ispat edilememiş olmakla; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davalı ile ... arasında ekonomik ilişki dışında sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde birliktelik yaşandığı, bu birlikteliğin ...'ın eşi tarafından ortaya çıkarılarak davacıya aktarıldığı anlaşılmış olup taraflar arasındaki evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği ve bu duruma davalının tam kusurlu eylemi sebep olduğu, davalıya yönelik diğer isnatlar ispatlanamadığı, davalı tarafça davacıya isnat edilen kusurlara ilişkin dinlenen tanık beyanlarının bilgisi bulunmadığından subuta ermediği mahkememizce kabul edilmemiş olup davacının davasının aldatma iddiası yönünden ispatlandığı kanaatine varıldığından kabulüne karar verilerek tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Yargılama sırasında davacı tarafça mahkememizin 2018/138 E.- 2019/352 K. sayılı dosyasında ortak çocuk ... yönünden soybağının reddi davası açılmış, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar istinaf ve temyiz incelemesi sonucu kesinleşmiştir. Bahse konu soybağının reddi davası her ne kadar boşanma davasında dilekçelere aşamasında delil olarak dayanılmaması sebebiyle kusur değerlendirmesinde dikkate alınacak bir delil değilse de nesep ilişkisinin kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle velâyet, kişisel ilişki, tedbir-iştirak nafakası hususları yönünden soybağının reddi davası dikkate alınarak hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, küçük ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, küçük ile davacı erkek arasında soybağı ilişkisi bulunmadığından kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, küçük ... için hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 12.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C-Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.