Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9325 E. 2024/6578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, erkeğin sadakatsizlik kusurunun boşanmaya sebep olup olmadığı, kadının bu durumu bilmesine rağmen evliliğe devam etmesinin tazminat haklarını etkileyip etkilemediği ve hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti, kadının erkeğin sadakatsizliğini bilmesine rağmen bir süre evliliğe devam etmesinin tazminat haklarını ortadan kaldırmadığı ve hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2725 E., 2023/1614 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/485 E., 2022/585 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 27 yıllık evli olduklarını, 4 ergin çocuklarının bulunduğunu, erkeğin son dönemlerde ortak hane ile ilgilenmediğini, kadına, akrabalarına, ortak çocuklarına ağır hakaret ve küfürler etmeye başladığını, evle ilgili yükümlülüklerini ihmal ettiğini, ortak çocukları hastalandığında ilgilenmediğini, iki haftada bir eve gelerek kıyafet temizliği gibi kişisel ihtiyaçlarını giderip gittiğini, erkeğin bu ilgisiz ve sorumsuz tavırlarından kadının şüphelenmesi üzerine sanal ortamda ve telefonda başka kadınlarla görüştüğünü tesadüfen öğrendiğini, kadının araştırması üzerine, erkeğin S. T. isimli kadın ile imam nikahı ile evlendiğini ve 5 yaşında C.K. adında bir kız çocuğunun olduğunu, çocuğun erkek adına nüfusa kaydettirildiğini öğrendiğini belirterek, bu nedenlerle tarafların boşanmalarını, kadın lehine aylık 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının kendisinden habersiz akrabaları ile köye gittiğini, neden gittiğini sorduğunda kadının kendisini suçladığını ve yatağa gelmediğini, bunun üzerine 1 ay kadar eve gitmediğini, kendi arabasında yattığını, ortak çocuğunun hastalığı ile ilgilenerek hastaneye götürdüğünü, kadının iddia ettiği şahısla ilişkisi olmadığını, kadının bu bilgilere tesadüfen değil, erkeğin telefonundan Facebook hesabını kadının kendi telefonuna yönlendirerek ulaştığını, S.T. ile 11 yıldır imam nikahlı olarak evli olduklarını, bu süreçte hiç aksatmadan bir gece davacı kadının bir gece S.T'nin evinde kaldığını, bunun davacı kadının bilgisi dahilinde olduğunu, 11 yıldır sessiz kalıp boşanma davasını yeni açmasının nedeninin kadının akrabalarının yönlendirmeleri ile hareket ettiğini gösterdiğini, 11 yıllık imam nikahlı evliliğini bildiğinden maddî ve manevî tazminat hakkı bulunmadığını, boşanmak istemediğini belirterek, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin, davacı kadına karşı, başka bir kadın ile imam nikahlı yaşama ve ondan çocuğu olması ve halen birlikte yaşamaya devam etmesi nedeniyle sadakat yükümlülüğünü ihlal etme, küfür etme, ev ve çocukları ile yeterince ilgilenmeme, çocukların hastalıkları ile yeterince ilgilenmeme şeklinde eylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun bulunmadığı ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamı ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararında yeterli gerekçe bulunmadığını, kadının çocuk bakıcılığı yaparak ayda 1.500,00 - 2.000,00 TL kazanması nedeniyle lehine nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarının yüksek olduğunu, erkeğin kadına ve ortak çocuklarına maddî anlamda zorluk çektirmediğini, kadının halen erkeğin aldığı ortak konutta oturduğunu ve kira ödemediğini, erkeğe aldatma kusuru atfedilmiş olsa da tanık beyanlarıyla da kadının bu durumu bildiği ve evliliğe devam ettiği, böylelikle kadının erkeği affettiği gerekçesiyle kadın lehine hükmedilen tazminatların hukuka aykırı olduğunu, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle beraber, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların hukuka aykırı olduğunu, tazminatların miktarının fahiş olduğunu, tazminatlar yönünden erkeğin kadını aldattığı kusuru yüklenmiş ise de; aldatma hususunun kadın tarafından bilindiğini, fiili ayrılık tarihi olan 2021 Haziran ayına kadar kadın ile erkeğin cinsel yaşamlarının da devam ettiğini, bu nedenle af kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zina sebebine dayanılarak boşanmanın şartlarının oluşmadığını, boşanmanın kabulüne dair kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği ve kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.