"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2746 E., 2023/1743 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazarcık 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2015/362 E., 2019/604 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, dava konusu Kahramanmaraş ili ... ilçesi ... Mahallesi 103 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliğinde olduğunu ve evlilik birliği içerisinde satın alınarak erkek adına tescil edildiğini, kadının katkı payı alacağı hakkı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile öncelikle, dava konusu taşınmazın tapu kaydının 1/2'sinin iptali ile kadın adına tapuda kayıt ve tescilini, mümkün olmadığı takdirde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL katkı payı alacağının faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-davalı vekili 02.11.2016 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporu uyarınca asıl davanın kabulü ile 354.131,49 TL katkı payı alacağının yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında yabancı mahkemede görülen boşanma davasında birleşen davaya konu taşınmazların tasfiye edildiğini, erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının olmadığını, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, asıl davaya konu taşınmazın 2000 yılında satın alındığını ve kadının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı bulunmadığını, taşınmaza herhangi bir katkısının olmadığını, kadının çalışmadığını ve herhangi bir gelirinin de olmadığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, birleşen dava konusu taşınmazların evlilik birliği içerisinde satın alındığını, kadın adına tescil edildiğini ve erkeğin mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının olduğunu iddia ederek birleşen davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL mal rejiminden kaynaklanan alacağın yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacakları ile ilgili düzenleme yaptıkları, kararın bu hali ile kesinleştiği, taraflar arasındaki boşanma davasının yargılaması neticesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi ile ilgili karar verildiği ve kadının bu yönde alacak hakkının olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise belirtildiği üzere taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında birleşen davaya konu taşınmazlar ile ilgili düzenleme yapıldığı, yapılan düzenleme gereği erkeğin bu taşınmazlarda bulunan hissesinin kadına devredildiği ve erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı olmadığı gerekçesiyle her iki davanın da dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve Kanuna aykırı olduğu, asıl davaya konu taşınmaza dair taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında herhangi bir düzenleme yapılmadığı, erkeğin, asıl dava konusu taşınmazı kadına devretmediği, delillerin hatalı değerlendirildiği, asıl davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; tarafların 23.07.1985 tarihinde evlendikleri, Almanya Basel-Land Kantonu Arlesheim Bölge Mahkemesinin 02.06.2009 tarihinde kesinleşen 02.06.2009 tarih 120 07 702 dosya numaralı kararı ile boşandıkları, yabancı mahkeme ilamının boşanma ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kısımlarının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, yabancı mahkeme ilamının boşanma sözleşmesine ilişkin 8 inci maddesinde erkek adına kayıtlı Pazarcık ilçesi, Hanobası Mahallesi 102 parsel ile Narlı Çerkezler Mahallesi 26 ve 184 numaralı parsellerin kadına devredileceği, bunun dışında tarafların ellerinde ne varsa mal rejimi bakımından tamamen birbirlerinden ayrılmış olduklarının belirtildiği, erkeğin mal rejimi sözleşmesinde belirtilen taşınmazları kadına devrettiği, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davacı-davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Asıl dava; katkı payı alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme yapılıp yapılmadığı ve bu hükmün dava konusu talep ile ilgili kesin hüküm teşkil edip etmediği, dürüstlük kuralı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 29 uncu maddesi, 33 üncü maddesi, 114 üncü maddesi, 115 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 58 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.