"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/366 E., 2023/60 K.
DAVA TARİHİ : 17.07.2017
KARAR : Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra ve on iki seneden beri Sümer mah.29/4 Sk.N.3 D.4 Zeytinburnu adresinde bulunan 2596 ada, 15 parsel sayılı gayrimenkulde aile konutu olarak çocukları ile birlikte oturduklarını, bu yerde önce kiracı olarak oturulduğunu, 2007 yılında tapusunun davalı ... adına alındığını, davalı ile müvekkili arasında bir takım huzursuzluklar olduğundan müvekkilinin ilgili tapuya gidip aile konut şerhi vermek istediğinde, söz konusu yerin bir yıl evvel davalı eş tarafından annesi olan diğer davalı ...'a satıldığını öğrendiğini, devir olayının muvazalı olarak sırf eşinden mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiğini ileri sürerek temlikin iptaline, taşınmazın eski maliki davalı ... adına tesciline, tapu kaydına "aile konutu" şerhinin işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın zaten ...'un mal varlığı değeri içerisinde olduğunu, taşınmazın müvekkilinin annesi tarafından 1993 yılında edinilen ve 2007 tarihinde satmış olduğu Küçükçekmece 30 pafta, 5186 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın parasıyla alındığını, davacının ilerleyen zamanlarda eşinin ailesine olan olumsuz ve katlanılamaz tavırlarının müvekkillinde soru işaretleri uyandırdığını, müvekkilinin, ilerde annesinin bir olumsuzluk yaşamaması için daireyi yine annesine iade ettiğini, zaten davalı ...'un dava konusu bu taşınmazdan başka bir dairesi veya mal varlığı da olmadığını, yapılan işlemde hiç bir muvaza olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.
2. Davalılar vekili 27.03.2018 tarihli dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki vakıaları ıslah ettiğini, dava konusu taşınmazın, annesi tarafından aynı gün satılan başka bir taşınmazın parası ile alındığını beyan etmişse de aynı gün değil 20.04.2007 tarihinde sattığı bir taşınmazın parasıyla aldığını, dava konusu taşınmazın ise 27.07.2007 tarihinde alındığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2019 tarihli ve 2017/528 E, Esas, 2019/317 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davacının haberi ve izni olmaksızın, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle taşınmazda davacının bir hak elde etmesini engellemek amacıyla, eşi ... tarafından davalının annesi olan diğer davalı ...' a devredildiği, bu yönüyle yapılan işlemin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu, İstanbul, Zeytinburnu, Sümer Mah. 2596 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından davalı ...' ye devrine dayanak 25.07.2016 tarihli tasarruf işleminin iptaline, davalı ... adına olan tapu kaydının terkini ile taşınmazın davalı ... adına tapuya tescil edilmesine, dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğunun tespiti ile taşınmaz üzerine aynı madde gereğince "aile konutu şerhi" konulmasına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili tarafından davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2019/1948 Esas, 2021/1939 Karar sayılı kararıyla; aile konutu niteliğindeki taşınmazın satışına davacının açık rızası bulunmadığından mahkeme kararının doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 12.04.2022 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın tapuda “arsa" vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmazda aile konutu olarak kullanılan daire dışında başka dairelerin de bulunduğu, mahkemece yeniden keşif yapılarak uzman bilirkişilerden “Aile konutu” olarak kullanılan bölümlerin kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi ve bu bölümlerle sınırlı olacak şekilde “Aile konutu şerhi” konulması ve bu bölüm yönünden tapu iptal ve tesciline karar verilmesi gerekirken, hükmün infazı sırasında tereddüt oluşturacak şekilde taşınmazın tamamı üzerine aile konutu şerhi konulması ve dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından, diğer davalı ...'a devrine dayanak olan 25.07.2016 tarihli tasarrufun iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla taraflar hakkında verilen boşanma kararının kesinleşmesi ile dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiği, aile konutunun 4721 sayılı Kanunun 194 üncü maddesine göre koruma alanının ortadan kalktığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı dava açmakta haklı olduğundan yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, davacı lehine 20143.75 TL nispi vekâlet ücreti takdirİne karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili özetle; taşınmazın aile konutu olmadığını, zımni kabul anlamına gelmemek kaydıyla nispi vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tamamına yönelik kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık aile konutu niteliğine haiz olduğu iddia edilen taşınmazın üçüncü kişiye satışı sebebiyle açılan tapu iptal tescil davasında, boşanma kararının kesinleşmesi nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı, davalı aleyhine yargılama gideri ve nispi vekâlet ücreti takdirinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci, 323 üncü ve 326 ncı, 330 uncu, 331 inci ve 332 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.