Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9331 E. 2024/153 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dede ile torunları arasındaki kişisel ilişkinin kapsamının (süre ve şeklinin) belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, kanuni gerekçeler ve özellikle delillerin takdiri hususunda bir isabetsizlik görülmemesi, usul ve yasaya uygunluk gözetilerek istinaf incelemesini yapan mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1681 E., 2023/1907 K.

DAVA TARİHİ : 24.12.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/757 E., 2023/90 K.

Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu Hamit ile davalının 08.02.2014 tarihinde evlendiğini, müvekkil ve ailesi ile aynı konutta yaşamakta iken Hamit'in vefat ettiğini, oğlunun vefatından sonra müvekkilinin, davalıya ... boyu kendisine ve torunlarına bakacağını dile getirdiğini, ancak davalının nihayetinde baba evine döndüğünü, davalının baba evine dönmesinden sonra müvekkilinin torunlarını görmesine müsaade etmediğini bunun üzerine de müvekkilinin mahkemeden torunları ile kişisel ilişki kurulmasını talep ettiğini ve müvekkili ili torunları arasında, yatılı olmadan ve dini bayram, resmi tatil ve yaz tatilini kapsamayan sadece her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu olacak şekilde dar kapsamlı bir kişisel ilişki tesis edildiğini, davalının müvekkiline yardım nafakası talepli bir de dava açtığını, müvekkilinin her durumda torunlarına destek olduğunu buna rağmen küçük çocuklar lehine ayrı ayrı her ay 400,00 TL nafakaya hükmedildiğini, müvekkilinin torunlarını görmek için iki haftada bir 320 km yol gittiğini böyle bir insanın torunlarına destek olmayacağının söz konusu bile olmadığını, kişisel ilişki kurulmasından sonra da davalının problem çıkarmaya devam ettiğini, her ne kadar çocukların yaşlarının küçük olması sebebiyle yatılı olmadan kişisel ilişki tesis edilmiş ise de gelinen süreçte çocukların aile büyüklerinin yanında yatılı olarak kalabilecek olgunluğa eriştiklerini, kişisel ilişkinin yatılı olarak tesis edilmemesi nedeni ile müvekkilinin iki haftada bir cumartesi ve pazar günleri sabah akşam yol yaptığını ve bu durumun yıpratıcı olduğunu belirterek müvekkili ile torunları arasında dini bayramlar, resmi tatille, yarıyıl tatili, yaz talini de kapsayacak ve her hafta sonu yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesine, şayet mahkeme aksi kanaatte olursa da iki haftada bir yatılı olarak kişisel ilişki tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde çocukların valayetinin annesinde olduğunu, davacı ile çocuklar arasında zaten mevcutta bir kişisel ilişki tesisinin bulunduğunu, oğlunun vefatından sonra davacının, müvekkilini evden kovduğunu ve çocukları ile alıkoyduğunu daha sonra kolluk kuvvetleri ile çocukların alındığını, tarafların birbirlerine husumetli olduğunu ve kişisel ilişkinin genişletilmesi ve hatta yaşları küçük olan çocukların yatılı şekilde dede yanında kalması halinde kargaşa ortamının yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacının yaşı itibariyle çocuklarla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, davacının torunlarını zaten istediği zaman görebildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ve ailesinin davaya konu küçük torunlarına karşı ilgili bir aile olup, sürekli olarak torunlarının menfaatini gözettikleri ve çocukların da davacının ve ailesinin yanında mutlu olduğu, davacı hakkında çocuklara yönelik herhangi bir ihmal, istismar iddiasının bulunmadığı, bunun yanında davacı ile çocukların yaşadıkları yerler dikkate alındığında mesafenin uzun olduğu, köy ve kırsal koşullarda aynı gün içinde gidip gelmenin davacı ve çocuklar yönünden zorluk ve sürekli yol halinin tehlike oluşturabileceği, davacı ile torunları arasında kısa süreli yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasında bir sakınca olmadığı belirterek davanın kısmen kabulü ile, velâyeti davalı annede bulunan çocuklar ... K. ve Elmas K. ile davacı dede arasında her ayın 1. hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü akşamı saat 18.00 arası, dini bayramların 2. günleri saat 10.00 ile 18.00 arası ve her yıl 01 Temmuz saat 10.00 – 07 Temmuz saat 18.00 arasında, Sömestr tatillerinin ilk pazar günü saat 10.00 ile Çarşamba günü saat 18.00'e kadar, davacıya teslim edilmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, davacı lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili, kişisel ilişki süresi yönüyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, müvekkili ile torunları arasında dini bayramlar, resmi tatiller, yarıyıl tatili, yaz tatilini de kapsayacak ve her haftasonu yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesine, şayet aksi kanaatteyseniz de dini bayramlar, resmi tatiller, yarıyıl tatili, yaz tatilini de kapsayacak ve iki haftada bir yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesini taleple hükmün reddedilen yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle önceki karar gereği kişisel ilişkinin devam etmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı dede ve torunları arasındaki kişisel ilişkinin süresinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 325 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.