Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9340 E. 2024/6079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, zina iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, davalı erkeğin sosyal medya paylaşımlarını zina suçunu ispat için yeterli bulmayıp, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet veren davranış olarak değerlendirmesi ve buna bağlı olarak boşanmaya, tazminata ve nafakaya hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1836 E., 2023/2057 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Emirdağ 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/244 E., 2022/124 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkilinin fiziksel özellikleriyle dalga geçtiğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, "Ben ikinci baharımı yaşamak istiyorum öl geber, sen de kadın mısın ne kadınlar var" şeklinde söylediğini, 2018 yılının ilk ayında davalının ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin hasta olduğu dönemde davalının yardım etmediğini, başka kadınlarla kıyasladığını, davalının teyzesinin kızı ile dini nikahlı evlendiğini ve birlikte yaşadığını, müvekkilini aldattığını beyanla öncelikle zina sebebiyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçelerinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davanın zina yönünden af kapsamında olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, davacının müvekkilini evden dışarı attığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi, kusur belirlemesi, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya davacı kadın vekili tarafından süresinde sunulan delil listesi ekinde bulunan sosyal medya ekran görüntülerinde, ... isimli kişinin profilinde 18.08.2018 tarihinde ''Getrouwd'' yani ''Evli'' şeklinde durum paylaşımı yapıldığı, profil fotoğrafındaki kişinin vekaletnamede fotoğrafı bulunan davalı ile aynı kişi olduğu, taraflar 1990 yılında evlenmiş iken 2018 yılında ''Evli'' şeklinde yapılan durum paylaşımına, davalının arkadaş listesindeki kişilerin ''Hayırlı olsun, Allah mesut etsin, Allah bir yastıkta kocatsın'' gibi yorumlar yapmasının beklenmeyeceği, ancak davalının bu sosyal medya paylaşımlarının zina olgusunu ispata yeterli olmadığı, güven sarsıcı davranış olarak nitelendirilmesi gerektiği, gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadın vekilinin kusur belirlemesine ve davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davacının zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden haleldar olan ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu, davacının yaşı ve yeniden evlenme şansı, evlilik birliğinin süresi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemler re'sen alınacağından tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile günümüz ekonomik şartları dikkate alınarak davacı lehine ara karar ile hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 27.10.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılmasına, davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumları da dikkate alınarak davacı lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine dava tarihinden çocuğun ergin olduğu tarihe kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, velâyet ve iştirak nafakası hususlarında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.