Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9341 E. 2024/6080 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olayların varlığı, kusur durumu ve nafaka ile tazminat taleplerinin yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1902 E., 2023/1996 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/374 E., 2023/198 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevap ve birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, bağımsız konut açmadığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ekonomik, sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata, birleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ile birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının müvekkiline sevgi saygı göstermediğini ve müvekkilinden çocuk sahibi olmak istemediğini, aile içi olayları ailesine anlattığını ve evliliğe müdahalelerine izin verdiğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, sebepsiz ortak konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların erkeğin ailesinin alt katında ayrı oturdukları, bu durumun evlenmeden önce kadının da bilgi ve rızası dahilinde olduğu, tarafların yeme ve içme gibi işlerinin ise ortak konutun manevi anlamda bağımsızlığını zedeleyecek boyutta süreklilik arzedecek şekilde erkeğin ailesiyle birlikte yapıldığı yönündeki tanık beyanlarının görgüye değil, kadından duyuma dayalı olduğu, tarafları barıştırmak için yapılan görüşmelerde kadının "Ayrı evlerde oturursak barışırım" şeklinde beyanlarda bulunduğu, erkeğin ve ailesinin de "Davacı gelirse evi ayırırız" şeklinde söyledikleri, ortak konutun maddi bağımsızlığı bulunmakta ise de manevi anlamda bağımsızlığının sağlanamadığı, kadının da en son bu sebeple evi terk ettiği, ancak kadın tanığı ...'un "...dava açıldıktan sonra ablam başta barışmak istiyordu, ancak davalının ablam hakkında çocuk aldırdı şeklinde çevreye yayılması ile ablam ben bitirdim diye söyledi..." şeklindeki beyanı ile erkek tanığı ...'ın "...ilkinde ... barışacak gibiydi, ayrı evlerde oturursak barışırım gibisinden konuşuyordu..." şeklindeki beyanları dikkate alındığında, boşanma davasına dayanak niteliği taşıyan ve ispatlanan tek vakıa olan manevi anlamda bağımsız konut temin edilmemesinin tek başına taraflar arasındaki evlilik birliğini temelinden sarsıcı nitelik taşımadığının anlaşıldığı, tarafların başkaca bir kusurunun ise ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine, kadın lehine takdir olunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye artırılmasına ve karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile yoksulluk nafakası ve maddi, manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleştirilen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarı ile erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, tarafların fiilen dört ay birlikte yaşadıkları, kadının erkeğin ailesi ile altlı üstlü oturacaklarını kabul ederek evlendiği, erkeğin ailesi ile yeme ve içmenin sürekliliğinin ispat edilemediği, yine erkeğin ailesinden kaynaklı bir geçimsizlik bulunduğunun anlaşılamadığı, kadının da kusurunun ispatlamadığı, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, asıl ve birleştirilen davanın reddi ile kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli görüldüğü gerekçesi iletaraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile yoksulluk nafakası ve maddi, manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;birleştirilen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarı ile erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve birleştirilen davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve davaların kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.