"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1014 E., 2023/1657 K.
DAVA TARİHİ : 28.10.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/506 E., 2022/352 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının 2012 yılında evlendiklerini, 2015 doğumlu ortak çocuklarının olduğunu, tarafların 2017 boşandıklarını ortak çocuğun velâyetinin müvekkil anneye verildiğini, davalının kişisel ilişki günlerinde ortak çocuğu hep ihmal ettiğini onunla ilgilenmediğini 3.şahıslara emanet ettiğini, çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, davalının ortak çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının Furkan isminde yeğeninin olduğunu bu yeğeninin müvekkilin ortak çocuğuna karşı şiddet, tehdit, işkence ve cinsel istismarda bulunduğunu, bu durumdan ortak çocuğun psikolojik sorunları ortaya çıktığını, bu cinsel saldırı sonucu çocuğun baba evine gitmek istemediğini, davalının öfke kontrolü olmayan şiddete meyilli bir kişiliğinin olduğunu, davalının ortak çocuğa annesini öldürmekle tehdit ettiğini, müvekkili kötülediğini, açıklanın bu sebeplerle küçük çocuğun menfaati açısından yargılamanın gizli olarak yapılması, müvekkil ve küçük çocuktan uzaklaştırılmasına, davalı ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların hepsinin hayal ürünü ve iftira olduğunu bu iddiaları kabul etmediklerini, davalının çocukla kişisel ilişki günlerinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini çocuğu annesinin ve yeğenlerinin yanına bıraktığını bu sebeple çocuğun cinsel istismarına neden olduğunu, mahkemeye sunulan delil eklerinde Şanlıurfa 7.Ağır Ceza Mahkemesinde ortak çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı belgelendiğini, müvekkil ile ortak çocuğun mutlu bir yaşantılarının olduğunu, davalının her ay nafaka olarak 1.400,00 TL değil 886,76 TL ödediğini buna ilişkin dökümanlar sunduklarını, bu nafakanın çocuğun bakım, eğitim ve ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davalının öfke kontrolüne sahip olmayan bir kişilikte olduğunu, davalının tüm cevaplarının yersiz olduğunu bu sebeple davanın cevaplarının reddine karar verilmesini, açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asil cevap dilekçesinde; davacı ile 2012 yılında görücü usulü ile evlendiğini, kendisinin 12 yıllık kamuda hep üst düzey yöneticilik yaptığını, evlilik sürecinde davacının psikolojik sorunlarının baş gösterdiğini bu durumu davacının ailesi ile paylaştığını ve doktor desteği alınması gerektiğini defalarca söylediğini, davacının defalarca ağlayıp kendini dövdüğünü ve kendisinin üstünü, yüzünü parçaladığını bu şekilde işe gitmek zorunda kaldığını bu olaylara iş yerinde ki mesai arkadaşlarının şahit olduğunu, şiddetli geçimsizlik sebebiyle anlaşmalı boşandıklarını, her ay düzenli 1400 TL ortak çocuk için nafaka ödediğini, davacının ailesinin de sorunları olduğunu davacının babasının avukat olduğunu bir tartışma sırasında öz kardeşini ve öz yeğenini öldürdüğünü, davacının kardeşinin de iş adamlığı kimliği arkasında çek senet gibi illegal işlerle uğraştığını, bu sebeple kendisinin can güvenliğinin olmadığını ve bu dava sonuçlanmadan önce öldürülme tehlikesinin olduğunu, ilk boşanma davasına ve bu zamana kadar çocuk için aracılar olduğunu hepsinin davacının ve ailesinin baskısı ile kendisi ile irtibatlarını kestiğini, davacının, ortak çocuğu gittiği kreşi öğrendiğinde hemen okul kaydını aldırıp başka bir kreşe gönderdiğini sırf çocuğu görmemek için bu tür girişimlerde bulunduğunu, ortak çocuk ile kişisel günleri hep dolu dolu geçirdiğini, oğlunu yüzme havuzuna, Türkiye jokey kulübüne götürüp at binicilik dersi aldırdığını, ortak çocuğunu hep vatan millet sevgisi ile yetiştirdiğini, ancak davacının aldığı uzaklaştırma kararı sebebiyle 11 aydır oğlunu göremediğini, çocukla kişisel ilişki günlerinde çocuğun annesine gitmek istemediğini ağladığını bu hususta delil olarak video kayıtlarının olduğunu, davacının bahsettiği Furkan isimli çocuğun yeğeni olduğunu Furkan'ın İstanbul'da özel bir üniversite de okul okuduğunu oğlunu görme imkanın olmadığını ancak bayramlarda belki bir araya gelindiğini onda da oğlu ile özel vakit geçirmediğini, bu sebeple davacının bu iddiasının iftira olduğunu, davacının kardeşinin kendisini öldürmesi için kiralık katil tuttuğunu, kiralık katile peşinat dahi verdiğini, kendisinin oğluna ne kadar düşkün olduğunu tüm çevresinin bildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı babanın, çocukla kişisel ilişkisini tümü ile kaldırmayı gerektirecek nitelikte ihmal veya istismarının bulunmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan video ve fotoğraflardan anlaşıldığı üzere çocuğun baba ile geçirdiği zamanlarda mutlu olduğu, bununla birlikte, sosyal çalışmacı eşliğinde Mahkemece bizzat dinlenen çocuğun beyanlarından anlaşıldığı üzere, çocuğun esasen babası ile görüşmeyi; görüş zamanlarında babaanne ve kuzen Mahmut Furkan ile bir araya gelmekten endişe ettiği için istemediği, bu sebeple baba ile görüşmekten tedirgin olduğu, baba rolünün çocuğun ileri ki hayatında ve gelişiminde önemli bir yere sahip olduğu, çocuğun sağlıklı gelişiminde anne kadar baba modelinin de önemli olduğu, çocuğun özgüvenli yetişmesi, sosyal rolleri öğrenip benimsemesi ve sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi için baba ile ilişki içerisinde bulunması gerektiği, ayrıca, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurmanın, baba için de yasal ve en doğal haklardan olduğu, izah edilen sebepler ve dosyaya sunulan sosyal inceleme raporları dikkate alınarak davalı baba ile çocuk arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin tümü ile kaldırılmasının yerinde olmayacağı gerekçesiyle çocukla davalı baba arasında mevcut yatılı olan kişisel ilişki tesisinin kaldırılarak, yatılı olmayacak şekilde ortak çocuk ile davalı baba arasında; her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi saat 10.00 ile aynı gün 15.00 arasında yatılı olmayacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla taleplerinin kabulü istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişki süresinin arttırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçe de hata yapılmadığı, kişisel ilişkinin velayet kendisine verilmeyen taraf bakımından da hak olduğu, çocuk ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması şartlarının oluştuğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, sosyal inceleme raporundaki tespitler de dikkate alındığında ortak çocuk ile davalı arasında takdir edilen kişisel ilişki süresinin makul olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla kişisel ilişkinin kaldırılması istemi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davanın tam kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması gerekip gerekmediği, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 324 üncü ve 325 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.