"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/233 E., 2023/469 K.
DAVALI-DAVACI : ... (15.04.2020 tarihinde öldü)
VASİ : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 31.07.2014-26.08.2015
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ölümle konusuz kalan boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili ile davalı-karşı davacı mirasçısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Mahkeme kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, bu mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 24.11.2015 tarihli ve 2014/511 Esas, 2015/817 Karar sayılı karar ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 26.09.2017 tarihli ve 2016/11106 Esas, 2017/10049 Karar sayılı kararıyla Mahkemece kadının davasının reddine, erkeğin davasının ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verildiği, gerekçeli kararın gerekçe kısmında erkeğin zinaya dayalı boşanma talebinin reddine dair hükmün tartışıldığı; ancak kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında erkeğin zinaya dayalı davası yönünden bir hüküm kurulmadığı, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden de bir karar verilmesi gerekirken, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında işbu talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 15.02.2018 tarihli ve 2017/971 Esas, 2018/112 Karar sayılı karar ile kadının davasının reddine, erkeğin zina sebebine dayalı davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiş, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 04.03.2019 tarihli ve 2018/3397 Esas, 2019/2071 Karar sayılı kararı ile erkeğin eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, bu nedenle kadının davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının ise başka erkekle aynı evde kaldığı ve zina olgusunun ispatlandığı, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 23.05.2022 tarihli ve 2020/163 Esas, 2022/289 Karar sayılı karar ile taraflar arasındaki evlilik dava devam ederken erkeğin 15.04.2020 tarihinde vefatı nedeniyle sona erdiğinden konusuz kalan boşanma, kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, tarafların boşanmaya bağlı maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.03.2019 tarihli ve 2018/3397 Esas - 2019/2071 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere vefat eden erkeğin kadına fiziksel şiddete bulunduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğu; kadının ise başka bir erkekle aynı evde kaldığı ve zina yaptığının ispat edildiği; böylelikle boşanmaya sebebiyet verecek taraflar arasında mevcut ve gerçekleşen olaylara göre kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine; ayrıca ortak çocuk 12.05.2006 doğumlu Ekin Naz vesayet altında bulunduğu, vesayet kararının halen devam ettiği, vesayet kararı kaldırılmadan velâyete ilişkin bir karar verilemeyeceğinden küçüğün velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına; ölen erkeğin davasındaki yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesine, kadının davasındaki yargılama harç ve giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına ve kadın lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ile davalı-karşı davacı mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 20.10.2022 tarihli ve 2022/8051 Esas, 202278386 Karar sayılı kararıyla evlilik birliğinin ölümle sona erdiğine ve erkek mirasçısı tarafından 4721 sayılı Kanunun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusur tespitine yönelik olarak davaya devam edildiğine göre Mahkemece konusuz kalan boşanma ve fer'îleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı yönünde bir tespit yapmakla yetinilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sair yönlerden de hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, kadın vekili karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 06.07.2002 tarihinde evlendikleri, 12.05.2006 doğumlu Ekin Naz isimli çocuklarının bulunduğu, mahkememiz 2020/163 Esas sayılı dosyasında yargılama devam ederken erkeğin 15.04.2020 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarından Ekin Naz isimli çocuğunun kaldığı, toplan deliller, Yargıtay bozma ilamları, tanık beyanları ve yapılan yargılama sonucunda sağ kalan eş olan kadının başka bir erkekle aynı evde kaldığı ve zina yaptığının ispat edildiği, böylelikle taraflar arasında mevcut ve gerçekleşen olaylara göre sağ kalan eş olan kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, taraflar arasındaki evlilik dava devam ederken erkeğin 15.04.2020 tarihinde vefatı nedeniyle sona erdiğinden dava ve karşı davada konusuz kalan, boşanma, velâyet, kişisel ilişki, kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, tarafların boşanmaya bağlı maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri yönünden; erkeğin 15.04.2020 tarihinde vefatı nedeniyle konusuz kalmakla birlikte tarafların dava açıldığında haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmetmek gerektiğinden, asıl davada Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddete bulunduğu, böylelikle kadının dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle kadın lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmetmek gerektiği, karşı davada ise kadının zina eylemi sabit görüldüğünden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğu, bu nedenle erkek mirasçısı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; Mahkemenin yargılama sonucunda verdiği kararda erkeğin vefatı nedeniyle dava ile ilgili boşanma ve fer’î nitelikteki diğer talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığının belirtilmiş olmasına bir diyeceklerinin bulunmadığı, ancak ortak çocuğun velâyetinin müvekkileye tevdi edilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği, her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek derecede eşit kusurlu oldukları tespit edildiği, hal böyle iken, İlk Derece Mahkemesi tarafından müvekkile ait kusurun daha ağır olduğu düşünülerek karşı taraf mirasçısı çocuk lehine vekâlet ücreti ve yargılama gideri ödenmesine karar verilmesinin yerinde bir karar olmadığı, müvekkilenin isnat edilen zina fiilini gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi tam anlamıyla haksız ve mesnetsiz bir değerlendirme olduğunu, zina nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için cinsel ilişkinin kanıtlanması gerektiği ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile velâyet taleplerinin reddi yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temyiz edenin sıfatına göre yapılan incelemede bozma kararına uygun karar verilip verilmediği, sağ kalan eşin kusurunun ispat edilip edilmediği, sağ kalan eş olun davalı-davacı kadın aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığı, velâyete ilişkin hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; ... kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.