"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1042 E., 2023/1244 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/791 E., 2022/297 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle: kadının evlilik birlikteliğin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, psikolojik ve fiziksel şiddette bulunduğunu, küçümseyip tehdit edip darp ettiğini, öpmesine, sarılmasına izin vermediğini, ısınamadığını söylediğini, saygısız davrandığını, telefonuna ses kayıt programı kurup ailevi olan konuşmalarını başkalarına gönderdiğini, 2 Kasım 2019 tarihinde müvekkilinin telefonunu alıp 1 saat banyoda kaldığını, çıkınca sen bizim ne yaptığımızı ailene anlatıyorsun diyerek tartışma başlatarak ailesini aradığını ve o gün müşterek konutu terk ettiğini, konutu terk ettiği gün elini ısırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, senden çocuk falan yapmam dediğini, evden ayrıldıktan sonra "onun erkekliği yok" şeklinde iftira atıp dedikodu yaptığını bildirerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının iddialarının asılsız olduğunu, hakaret, tehdit ve şiddete maruz kaldığını, iktidarsızlık problemi nedeniyle karşı taraf eşten kaynaklı birliktelik sağlanmadığını ancak sonrasında sağlandığını, 02/11/2019 tarihinde "sen dulsun orospu, şerefsiz v.s" kelimeler ile hakaret ettiği, iffetsizlikle suçlayıp boğazını sıktığını, ailesini aradığını, bir kaç kişi daha eve gelip darp ettiğini, ağlayarak dışarı çıktığını, dışarıda babasını beklediğini, gece yarısı dışarı atıldığını, davacı karşı davalının kendisine eş gözüyle bakmadığını, ısınamadığını, mutlu olmadığını, bir kadınla yaşamaya alışkın olmadığını söylediğini, iftira atıp iffetsizlikle suçladığını bildirerek davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir tedbir ve yoksulluk nafakası ile müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 Tl manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında; cinsel aktiviteleri yerine getirmeyen, bu durumu eşine kusur olarak yüklemeye çalışan, eşine hakaret ve küfür eden, eşini evden kovan davacı-karşı davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, eşinin telefonuna casus program yükleyen, eşinin yakınları ile yaptığı konuşmaları üçüncü kişilere gönderen, eşine hakaret ve küfür eden davalı-karşı davacı kadın daha az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı kadın için takdir olunan 500,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleştikten sonra 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya yasal faizi ile verilmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi davalı-karşı davacı kadının boşanma davası ile nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurmadığı ve İlk Derece Mahkemesince tarafına yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği ayrıca fiili ayrılığa neden olan son olayda, davacı-karşı davalı tanıklarınca da doğrulandığı üzere, eşinin kolunu ısırdığı ve hakkında, eşe karşı yaralama suçundan kamu davası açıldığı bu halde, davalı-karşı davacı kadına şiddet vakıasının kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğu, yine İlk Derece Mahkemesince, erkeğe "; cinsel aktiviteleri yerine getirmeyen, bu durumu eşine kusur olarak yüklemeye çalışma" şeklinde kusur yüklenilmiş ise de; söz konusu husus ispatlanmadığı, davacı-karşı davalı, eşinin ısınmadığı gerekçesi ile kendisine yaklaşılmasına izin vermediğine iddia etmiş, davalı-karşı davacı ise evliliğin başında erkek eşten kaynaklı olarak birliktelik sağlanmadığı ancak sonrasında cinsel birlikteliğin sağlandığını, kendisinin sürekli eşini reddetmesi ve hiç cinsel birliktelik yaşanmadığı iddiasının hayatın olağan olağan akışına uygun düşmediğini savunduğu bu halde söz konusu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenilmesi hatalı olduğu, erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise gerçekleştiği bu açıklamalar çerçevesinde; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; boşanmaya neden olan olaylarda; eşine hakaret ve küfür eden, eşini evden kovan davacı-karşı davalı erkek az, eşinin telefonuna casus program yükleyen, eşinin yakınları ile yaptığı konuşmaları üçüncü kişilere gönderen, eşine hakaret ve küfür eden ve eşine şiddet uygulayan davalı-karşı davacı kadın ise ağır kusurlu olduğu, hal böyle iken kusur belirlemesinde hata yapılması ve hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulüne, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat ile kendi tazminat taleplerini reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, sair yönlere ilişkin istinaf isteminin ise esastan reddine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, 6.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine, davalı-davacı kadının koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davcı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi, erkek lehine maddî manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret ve küfür etme vakıalarının ispatlanamadığı ve erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği, davalı-karşı davacı kadının yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.