Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9399 E. 2024/7065 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanacak hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkemenin kusur belirleme, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarına ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/995 E., 2023/1232 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/386 E., 2022/192 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın dava ve cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin en ufak tartışmayı büyütüp kavgaya çevirdiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını korkuttuğunu, anlaşmazlıklarda kadını ıssız ortamlara götürüp oralarda darp ettiğini, ilk çocuğun doğumundan sonra "doğumdan sonra sana karşı içim uyanmıyor" şeklinde sözler sarf ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, kadının kanser rahatsızlığında kadına destek vermediğini, bu süreçte çocuklarıyla dahi ilgilenmediğini, onların ihtiyaçları için maddi destek sağlamadığını, kadına çocukların yanında kötü davrandığını, ailesinin etkisinde ve yönlendirmesinde kadına karşı parasal konularda ketumluk ve cimrilik gösterdiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, erzak olmamasına rağmen kadın yemek yapamadı diye eşyaları kırıp döktüğünü, 2018 yılında bir tartışmada kadına bardak fırlattığını, bu bardağın ortak çocuğun yüzüne geldiğini ve dişini kırdığını, kadın rahatsızlandığında erkeğin eşinin hastalığına inanmadığını, "geber de kurtulayım" dediğini, doktora götürmediğini, hakaret ve küfürler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadın kanser hastalığı ile savaşırken hiç arayıp sormadığını, ortak çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, evlilik boyunca kadını insan yerine koymadığını, her sene memleketine götürüp çay hasadında çalışmaya zorladığını, tarafların 2019 yılı Mayıs ayından itibaren ayrı yaşadıklarını, kadının kişisel ihtiyaçlarını almak için 2019 yılı Haziran ayında ortak eve gittiğinde, tarafların yatağında erkeğin yanında çalışan bir kadının yabancı bir erkekle cinsel birliktelik yaşadığına şahit olduğunu, erkeğin evlilik birliği devam ederken ortak evin anahtarını yanında çalışan bayana sevgilisiyle cinsel birliktelik yaşaması için verdiğini, ayrıca bu kadınla bu tarz bir diyaloğa girilmesinin güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunu, erkeğin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğin annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin annesinin tarafların ikinci çocuğunu aşırı sahiplendiğini, erkeğin kadını tehdit etiğini, cimri davrandığını ve çocuğa bakıcı tutmadığını belirterek tarafların pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleriyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadınl lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kadının erkeğe karşı sürekli kurgu yaratma çabasında olduğunu, çocukları babalarına göstermediğini, hem kadının hem de ailesinin erkeğe hakaret ettiğini, kadının Ramazan ayında tartışma çıkarıp yemek yapmadığını, ortak evi terk edip annesinin evine gittiğini, aylarca orada kaldığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, tedavisinde erkeği yanında istemediğini, hastaneye ailesi ile gitmeyi tercih ettiğini, erkeğin eğitim durumuyla dalga geçtiğini, ikinci çocuğu benimsemediğini, emzirmek istemediğini, erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, beddua ettiğini, erkeğin ailesi ile görüşmeyi reddettiğini, kendi ailesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini, 03.07.2019 tarihinde erkeğin iş yerinde erkeğe ağır hakaretler ettiğini, bu olaydan on beş gün sonra da yine iş yerine gelerek küfürlerle küçük düşürdüğünü, çalışmasına rağmen evin ihtiyaçlarına katkı sunmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğe hakaret eden, rencide edici sözler söyleyen, erkeğin iş yerine giderek huzursuzluk çıkaran kadının az, kadına hakaret eden, onu evden kovan, kadına ve ortak çocuğa fiziksel şiddet uygulayan, evdeki eşyaları fırlatarak fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan, kadını toplum önünde rencide eden, kadının hastalığında yalnız bırakıp destek olmayan ve uygunsuz fiillerini en azından hoş görerek ortak konutun anahtarını üçüncü kişiye verip güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, 13.11.2020 tarihli ara kararla ortak çocuklar lehine takdir edilen tedbir nafakalarının karar tarihinden itibaren ortak çocuk ... yönünden aylık 1.000,00 TL'ye, ortak çocuk ... yönünden ise aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, tazminatlara faiz uygulanmaması, nafakalara sonraki yıllarda artış oranı uygulanmasına hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşı, zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuk ... yönünden hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının ortak çocuk ... açısından iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuk ... lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadının dava dilekçesinde tazminat istemleri yönünden faiz talebi de bulunmasına rağmen, faize hükmedilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne kadın lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.