"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1033 E., 2023/1269 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/120 E., 2022/41 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğinbirlik görevlerini yerine getirmediğini, yalnız vakit geçirdiğini, küstüğünü, müvekkilinin, davalıyı ikna ederek çocuk ve iç giyim üzerine faaliyet gösteren iş yeri açtıklarını, iş yerinin borçlarını ödeyemediklerinden iş yeri zarar ettiğinden kapanma aşamasına geldiğini, davalının müşterek çocuklarla ve evin giderleriyle ilgilenmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocukların her biri yararına aylık aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, aynı evin için küs durduklarını, davacı kadının talebi ile açılan iç giyim mağazasından elde edilen gelirleri kendi ihtiyaçları için harcadığını, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek; davacı kadının tüm taleplerinin reddi ile boşanmalarına karar verilmes, ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, aynı evde farklı odalarda vakit geçirdiği, eşine devamlı küs durduğu, dükkanın borçları karşısında eşini yalnız bıraktığı ve maddi külfet altına soktuğu; davacı kadına ise atfı kabil bir kusurun ispatlanamadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkek hakkında yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, kadın yararına 12.000,00 maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin şartları oluşmadığından yoksulluk, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin işyerinin kapanmak üzere olduğunun belirtildiğini, müvekkili lehine talepleri doğrultusunda tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiğini, müvekkilinin çalışmadığını, iştirak nafakası miktarının az olduğunu, tazminatların miktarlarının az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının boşanma davası açıldıktan sonra uzun bir müddet müvekkili ile birlikte müşterek konutta yaşamaya devam ettiğini, bu nedenle de boşanma davasından önceki iddia etmiş olduğu olayları affetmiş sayılacağını, dava dosyası içerisinde işyeri ile ilgili harcamaların ve ödemelerin müvekkilinin banka kartları ile yapıldığının dile getirildiğini ve buna ilişkin banka hesap hareketlerinin talep edilmiş olmasına rağmen ilgili bankadan işyerinin faaliyet gösterdiği dönemlere ilişkin hesap hareketleri istenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflarca usulüne uygun olarak dayanılan ve hükmün esasını etkileyen tüm delillerin toplanıp, değerlendirildiği kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, her ne kadar taraflar boşanma davası açıldıktan sonra bir süre aynı çatı altında yaşamış olsalar da, davalının da sosyal inceleme raporunda beyan ettiği üzere tarafların aynı konutta farklı odalarda kaldıkları, ayrı odalarda, insan ve çevre ilişkilerinde aile birliğinin olağan gereklerini yerine getirmeden ve nihayet evliliğin önemli amaçlarını oluşturan cinsel ilişki sürdürmeden yalnızca ve şeklen aynı çatı altında oturdukları, bu durumun evlilik birliğinin sağlıklı biçimde yürüdüğü ve çekilebilir olduğunu göstermeyeceği bu durumda taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusurlar sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusurunun bulunmadığı, kadının kendisine ait iş yerinin 27.08.2020 tarihinde kapandığı, herhangi bir gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî, manevî tazminat ve tedbir ,iştirak nafakası miktarının az olduğu ve sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının yoksulluk nafakasının reddi, lehine hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi ile miktarına, iştirak nafakaları ve maddî ve manevî tazminatın miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 27.08.2020 tarihinden 27.09.2023'e kadar aylık 500,00 TL, karar tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ortak çocuklar için aylık 750.00 TL iştirak nafakası ile 45.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı davada erkek eşin tam kusurlu bulunmasının doğru olup olmadığı, dava açıldıktan sonra tarafların aynı evde yaşamaları kadının erkeğin kusurlarını affettiği anlamını taşıyıp taşımadığı ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.