Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9422 E. 2024/7144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, boşanma, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri dikkate alınarak, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1689 E., 2023/1671 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/382 E., 2023/508 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle, kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ortada bir sebep yokken erkeğe, çocuklarım büyüsün seni boşayacağım diyerek tehditlerde bulunduğunu, aralıklı olarak bu tehditlerine devam ettiğini, davalının, erkeğin ailesinin evlerine gelmesini istemediğini, diğer misafirlerinin de eve gelmesini istemediğini, davalıdan kaynaklı her tartışma sonunda erkeğin kişisel eşyalarını dışarı attığını, evden kovduğunu, erkeğin her tartışmadan sonra evden ayrılmak durumunda kalıp sonra geri döndüğünü, en son tartışmada davalının yine erkeğin eşyalarını attığını ve erkeği evden kovduğunu, bir daha geri dönmemesini söylediğini, en son hadiseden sonra tarafların 1,5 yıldır ayrı yaşadıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; çocuklar büyüsün boşayacağım seni sözünü erkeğin kadına defalarca söylediğini, davacı tarafın akrabalarının ortak konuta gelmek istemediklerini, erkeğin uzun süreli evden ayrıldığının olmadığını, kadının evliliğin gerektirdiği bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, kadının onur ve kişiliğine yönelik ağır sözler sarf ettiğini, bu tutumunu toplum içerisinde de sürdürdüğünü, sürekli alkol kullandığını, kadına karşı defalarca fiziki olarak şiddet uyguladığını, bütün vaktini internet üzerinden kumar ve benzeri oyunlara ayırdığını, internet üzerinden tanıştığı kadınlarla görüşmek için Antalya ve başka şehirlere gittiğini, uzun süredir eve ve ailesine hiçbir maddî katkısının bulunmadığını, ortak çocuklara karşı aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, hem psikolojik hem de fiziki baskı kurduğunu, karşı hakaretler ve küfürler ettiğini, cinsel münasebetteyken başka kadınların adını zikrederek kadını aldattığını beyan ettiğini, maddî manevî destek vermediğini, hastalandığında yanında dahi olmadığını, internetten bulduğu kadınlarla cinsel içerikli yazışmalar yaptığını, cinsel içerikli fotoğraflar ve videolar gönderdiğini, bu kadınlara maddî yardımda bulunduğunu, pandemi döneminde bu kadınlarla yoğun şekilde iletişim kuran davacının, pandemi sonrasında evi terk ettiğini, davacının ayrıca kök ailesinin etkisinde kaldığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına atfettiği kusurların ispatlanamadığı, erkeğin sık sık alkol aldığı, eviyle ilgilenmediği çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığı, online oyunlara para yatırdığı, internet üzerinden başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranışlara bulunduğu, bu şekilde evlilik birliği temelinden sarsılmış olup kadının az da olsa kusurunun varlığının yasal delillerle ispatlanamadığı, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde; taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları davalı-karşı davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı az olduğu, yine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, yine kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumetli tanık beyanları ile yanlı ortak çocuk beyanlarının hükme esas alınarak erkeğin tam kusurlu bulunmasının isabetsiz olduğunu, tanıkların bir çok meseleyi gizlediklerini, kadının erkeği sürekli evden kovduğunu, her seferinde eşyalarını dışarı ve çöpe attığını, ailesiyle tamamen kopmasına sebep olduğunu, tanık beyanlarının zaman kavramından kopuk olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, erkeğin sabit gelirli bir emekli olduğunu, dükkandan aldığı kiranın az olduğunu, kadının kira ödemediğini, buna karşın erkeğin yeniden düzen kurmak durumunda kalacağını ileri sürerek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; evliliğin 35 yıl sürdüğünü, erkeğin sürekli alkol kullandığını, sadakatsiz davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, kumar oynadığını, bir çok kusurları gerçekleştirmesine ve İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunmasına karşın kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu ilesi sürerek kararın nafaka ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusur durumlarına göre asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat ödenmesine ilişkin hukuki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ile miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.