Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9431 E. 2024/7142 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmanın fer'ileri ve özellikle vekâlet ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin hukuki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, kararın tümden kaldırılması nedeniyle davalı-davacı erkek yararına hükmedilen vekâlet ücretini, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi yerine Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlememesi usul ve yasaya aykırı görülerek, bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1556 E., 2023/1649 K.

DAVACI- DAVALI : Cennet Yüzüak vekili Avukat ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 18.11.2020- 14.12.2020

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/693 E., 2022/465 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, evden kovduğunu, daha sonra tarafların barıştıklarını, erkeğin bir süre sonra yeniden kadının boğazını sıktığını, küfür ettiğini, kadının ağabeyini arayarak evden ayrıldığını, daha sonra erkeğin annesi ve kız kardeşinin kadını arayarak eve dönmeye ikna ettiklerini, bunun üzerine kadının eve döndüğünü, bir süre sonra erkeğin, kadını yine evden kovduğunu, tehdit edici konuşmalarının devam ettiğini, evden şahsi eşyalarını dahi almasına izin verilmediğini, bir ay süren evliliklerinde erkeğin, kadına fiziki şiddet, sözlü şiddet ve sürekli iş bulup çalışması yönünde psikolojik baskı uyguladığını belirleterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin kadına ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlenmeden önce çalışmaktayken nişanlılık sürecinde kendi isteği ile işinden ayrıldığını, evlilik birliği içerisinde çalışacağını söylemesine rağmen iş bulmadığını ve beğenmediğini, kadının evi terk ettiğini, ortak yaşamın fiilen sona ermesine sebebiyet verdiğini, abisi ile evden ayrıldığını, kadının evi terk ettikten sonra kıyafetlerini almak için erkeğin ve erkeğin ailesi evde yokken eve geldiğini, kişisel eşya ve takılarını aldığını, öfke kontrolünün olmadığını, bu durumu kadının kök ailesinin de dile getirdiğini, erkeğe zarar verme kastı ile elini yumruk yaparak erkeğin üstüne yürüdüğünü, en ufak sorunda bile sinirlenerek erkeği evden gitmekle tehdit ettiğini, tarafların yaklaşık 1 ay evli kaldığını, evlilik kurumunun getirdiği sorumlulukların ve kendisine yüklediği yükümlülüklerin farkında olmadığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ev işi yapmadığını, erkeğin rahatsızlığında onunla ilgilenmediğini, erkeğe çalışacağını söyleyerek yalan söylediğini, kadının evlendikleri gün bile erkeği ailesine karşı rencide ettiğini, aralarında geçen her şeyi kendi ailesine ve erkeğin ailesine anlattığını, olayları anlatırken de erkeği kusurlu gösterdiğini, evi terk ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin dosya kapsamında ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, her ne kadar kadın şiddete uğradığını iddia etmiş ise de, gerek darp raporu gerek ceza dosyası gerekse de tanık beyanları uyarınca bu hususun ispatlanamadığı, kadın tanığı ... kadının boğazında kızarıklık gördüğünü beyan etmiş ise de beyanının devamında tarafların bu olay sonrası barıştıklarını beyan ettiği, barışma öncesi hususların affedildiği ya da en azından hoş görüldüğünün kabulünün gerektiği, bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine dosya kapsamındaki mesajlaşmalara ait görüntülerin zamanının belirli olmaması nedeniyle taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının, evlilik sonrası dönemde, evlilik öncesi yaşadığı ilişkileri erkeğin ailesi yanında anlatarak erkeği rencide ettiği, kısa süren evliliklerinde de iki kez evi terk ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 18.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl boşanma davasının reddi, erkeğin karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, boşanmanın fer'îleri ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmolunan tedbir nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık ifadeleri, erkeğin eylemlerinin sürekliliği ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, fiilen 27 gün süren evlilikte erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddet eyleminden sonra af olgusunun somut deliller ile ispatlanamadığı, dolayısıyla bu eylemin kadın tarafından affedildiği veya hoşgörü ile karşılandığı hususunun söz konusu olmadığı, kadının gördüğü fiziksel şiddet nedeniyle müşterek evden iki kez ayrılmak zorunda kaldığı, dolayısıyla bunun kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bunun dışında İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen diğer kusurlu davranışın ise kanıtlandığı, buna karşılık erkeğin de eşine fiziksel şiddet uyguladığının kabul edilmesi gerektiği, gerçekleşen bu duruma göre de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadının tam kusurlu kabul edilmesinin isabetsiz olduğu, kusur belirlemesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, tarafların kusur derecelerine göre kadının davasının kabulü gerekirken reddinin isabetsiz olduğu, erkeğin davasının da 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesine ilişkin şartların oluştuğu, geliri bulunmayan kadın yararına yoksulluk nafakası ödenmesi gerektiği, ağır kusurlu bulunan erkeğin manevî tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun asıl davanın reddi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının infazda tereddüt yaratmaması amacıyla tümden kaldırılmasına, kusur belirlemesinin yukarıda belirtilen şekilde düzeltilmesine, asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 24.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin yasal şartları oluşmayan manevî tazminat isteminin reddine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine, kadının ziynet alacağı davasının ise tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesine özetle; Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı yönünde yapmış olduğu belirlemenin hatalı olduğunu, erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamadığının ceza mahkemesi kararı ile de sabit olduğunu, bu kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kadının 15.10.2020 tarihinde evi terk ettiğini, 05.11.2020 tarihinde erkekten şikayetçi olduğunu, şikayetinde erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını beyan ettiğini ancak dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde bu tarihteki olay ile ilgili olarak yalnızca erkeğin kendisine küfrederek evden kovduğunu ifade ettiğini, bu ifadelerin çelişkili olduğunu, darp raporunda da hiç bir ize rastlanılmadığını rapor edildiğini, fiziksel şiddet eyleminin gerçekleştiği kabul edilse dahi kadının erkeği affettiğinin kabulünün gerektiği, dava dilekçesinde de kadının darp olayından sonra eve döndüğünü beyan ettiğini, kadının kusurlarının ispatlandığını, Bölge Adliye Mahkemesince kadının kusurlarına ilişkin değerlendirme yapılmamasının hatalı olduğunu, işsiz olduğunu nafaka ve tazminatları ödeme gücünün olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verildiği halde erkek yararına eksik vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü, kadının kabul edilen boşanma davası, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar ve bunların miktarı, manevî tazminat talebinin reddi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine göre tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulüne kararındaki dayanak maddenin doğru tespit edilip edilmediği, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün yasaya uygun olup olmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile kadın yararına hükmedilen ferilerin miktarının fahiş olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen vekâlet ücretinin yürürlükteki tarifeye göre belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ve 176 ncı maddeleri, AAÜT, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların istinaf itirazları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kararın infazında tereddüt yaratmaması için hükmün tümden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle verilen karar neticesinde erkeğin kabul edilen davası yönünden erkek yararına 5.100,00 TL vekâlet ücretine, kadının kabul edilen davası yönünden ise kadın yararına 17.900,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmişse de, Bölge Adliye Mahkemesince kararın tamamının kaldırılarak tarafların karşılıklı boşanma davaları hakkında yeniden karar verildiği gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde(2023) yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca erkeğin boşanma davası yönünden erkek yararına da 17.900,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi karar tarihindeki tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bu haliyle hüküm bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 17. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine "Karşı davada, davalı-davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı erkeğe ödenmesine" ibaresinin eklenmesiyle temyize konu kararın bu yönüyle DÜZELTİLEREK, davalı- davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının ise yerinde görülmemesi sebebiyle reddiyle temyiz edilen hükmün ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.