"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1123 E., 2023/1236 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/845 E., 2021/125 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ailesi ile görüşmesini engellediğini, hakaret ettiğini, bir çok kez aldattığını, sürekli küçümsediğini, gururunu kırdığını, baskıcı olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat, aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, kadının aşırı kıskanç, agresif ben merkezli tavırlarının olduğunu, fiziki, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladığını, eşine ve ailesine zaman ayırmadığını, ihmal ettiğini tüm bu nedenlerle dava ve talep hakları, edinilmiş mallara katılım rejiminden doğan dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini, davacının haksız, gerçeklere aykırı kötüniyetli iddialara dayalı maddî ve manevî tazminat, nafaka, velâyet e sair tüm taleplerinin reddine karar verilmesini, davalı müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir, boşanma sonrası yoksulluk nafakasına hüküm kurulmasını, ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilerek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir boşanma sonrası iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin 29.12.2017 tarihinde davacı eşine yönelik fiziksel şiddet uyguladığı, "şerefsiz, şerefsizin kızı" diyerek hakaret içeren sözler sarf ettiği, bu davranışlarından dolayı basit yaralama ve hakaret suçlarından mahkum olduğu, tanık anlatımlarına göre bir evin satışı nedeniyle davacı kadına baskı yaptığı, çıkan tartışma sırasında davacıyı itekleyip sarsarak fiziksel şiddet içeren davranışlarına devam ettiği, telefonla görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı erkeğin tam kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile ortak çocuk arasında kişisel münasebet tesisine, mahkemenin ara kararı ile ortak çocuk için hükmolunan aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak aynen devamı ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kadın için hükmolunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmesi ile birlikte kaldırılmasına, davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, 30.000,00 TL manevî, 40.000,00 TL maddî tazminatın davacı kadına verilmesine, davalı erkek vekilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, tazminatlar, velâyet ve iştirak nafakası yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesininyukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; eşine hakaret eden, şiddet uygulayan, bir evin satışı nedeniyle eşine baskı yapan, çıkan tartışma sırasında kadını itekleyip sarsarak fiziksel şiddet içeren davranışlarına devam eden, güven sarsıcı davranışlarda da bulunan, erkek tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığı ispatlanamadığı, bu halde koşulları oluşmakla, kadın lehine maddî manevî tazminata karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gibi miktarları makul olduğu, tarafların ortak çocuğu velâyetinin anneye verilmesi çocuğun menfaatine olduğu, çocuk için iştirak nafakası hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarı da uygun olup, ortak çocuğun ergin olduğu tarihinde velâyet ve iştirak nafakasına dair hükümlerin kendiliğinden sona ereceği gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar, tedbir ve iştirak nafaka miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tedbir nafakası ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.