Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9437 E. 2024/7155 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölüm nedeniyle konusuz kalan boşanma davasında, ölen eşin mirasçılarının davaya kusur belirlemesi yönünden devam etmeleri durumunda, yargılamada eski hale getirme talebinin kabul edilip mirasçıların yeni tanık bildirip bildiremeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, davacı erkeğin ölümü ile konusuz kaldığı, mirasçıların eski hale getirme talebinin 6100 sayılı HMK’nın 95. maddesindeki şartları taşımadığı, bu nedenle davacı mirasçıları tarafından yeni tanık dinletilerek kusur belirlemesi yapılamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1238 E., 2023/1533 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şabanözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/56 E., 2022/92 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği kandırdığını, kadının baskı kurarak bazı taşınmazların adına devrettiğini, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yatağını ayırdığını, erkeğe artık bakmayacağını söyleyerek İstanbul'a gittiğini, tekrar bir araya geldiklerini, aynı davranışlarının devam ettiğini, haksiz şikayette bulunarak erkek hakkında uzaklaştırma kararı aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, 25.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin çocuklarının evliliğe müdahale ettiğini, kendisini savunabilecek durumda olmadığını, avukat görevlendirilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin 21.11.2021 tarihinde vefat ettiği, kadının evlilik birliğinin taraflara yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyerek erkek ile ayrı odada yattığı ve cinsel ilişkiden kaçındığı gerekçesi ile davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı müteveffanın dava dilekçesinde 4721 sayılı kanununun 166 ncı maddesi uyarınca boşanma ve fer'îlerine ilişkin talepte bulunduğu, dava dilekçesinde iddialarına ilişkin nüfus kaydı ve tanık deliline dayandığı ,yapılan yargılama sırasında İlk Derece Mahkemesince yapılan 14.07.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı müteveffa vekili Av. ...'na dilekçelerindeki eksik delilleri ve tanıklarını bildirmeleri için 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen yaklaşık üç ay kadar sonra 20.10.2021 tarihinde icra edilen tahkikat duruşmasında ise davacı müteveffa vekilinin tanık listesi ilgili herhangi bir açıklama yapmadığı, herhangi bir süre talep etmediği, müvekkilinin covid hastası olduğundan bahsettiği , mahkemece duruşma zaptına “Celse arasında davacı vekili tarafından tanık deliline ilişkin dilekçe sunduğu görüldü” şeklinde yazılmış ise de; gerek fiziki dosya gerek UYAP sisteminde davacı müteveffa vekilince sunulan tanık listesinin bulunmadığı gibi dosya içerisinde davacı tarafça tanık listesinin verildiğine dair bir iddianın da yer almadığı kaldı ki, mirasçılar vekilince sunulan dilekçe içeriğinde müteveffanın tanık ve delillerini bildirmediğinin kabul edildiği göz önüne alındığında; İlk Derece Mahkemesince zapta, davalı vekili yazılacak yerde sehven davacı vekili olarak yazıldığı, davacının, davanın devamı sırasında 21.11.2021 tarihinde vefat ettiği , davacı mirasçıları 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam edilmesini istediği, mirasçılar vekili Av. ...'in 11.01.2022 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme talebi ile iki tanınığının isim ve adreslerini bildirdiği, İlk Derece Mahkemesince mirasçılar vekilinin esik hale getirme talebi kabul edilerek bildirilen tanıklar dinlenilmiş ise de; eski hale getirme talebinin 6100 sayılı Kanunu'nun 95 inci ve devamı maddelerinde yer alan şartları taşımadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak mirasçılar tarafından bildirilen tanıkların dinlenilmesinin doğru olmadığı, dosya kapsamından dilekçeler ve delil bildirme aşamasının davacı müteveffa ölmeden önce tamamlanmış olduğu, davacı müteveffa tarafından süresinde tanık listesinin sunulmadığı, belirtilen süreden sonra delil gösterilemeyeceği gibi, ikinci tanık listesi de verilemeyeceği, kusur tespiti yönünden devam edilen dava da mirasçıların yeni bir delile dayanamayacağı, yargılama sırasında dinlenilen mirasçı tanık beyanları esas alanırak kadına kusur yüklenemeyeceği, bu hal ile davacının ölümü ile açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan deliler kapsamında, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede geçimsizlikte kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçıları vekili temyiz başvurusunda özetle; hükmün kusur belirlemesi bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkeğin ölümü ile konusuz kalan boşanma davasında kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının ispat edilip edilmediği ve yargılamada eski hale getirme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 95 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçıları vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.