Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9442 E. 2024/8125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası katkı payı alacağı davasında, katkı payı oranı, tasfiye konusu malların değeri ve tasfiyeye dahil edilecek malların belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm verdiği, bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği ve temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/206 E., 2023/231 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurtdışında çalıştığını, davalı-davacının evlenerek yurtdışına geldiğini, çalışma süresinin müvekkilinden az olduğunu, davalı-davacının babasının arsası üzerine müvekkilinin parası ile bir ev yaptıklarını, daha sonra bu taşınmazın davalı-davacı adına tescil edildiğini, davalı adına ayrıca 64 ... plakalı bir araç alındığını, müvekkilinin edinilen mallara katkısının olduğunu belirterek taşınmaz ve araç yönünden müvekkilinin alacağının hesaplanarak faizi ile birlikte tahsili talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; karşı dava yönünden zamanaşımın dolduğunu, müvekkili adına kayıtlı malların edinilmesine davalı-davacının katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davacı-davalı kadın vekili 12.04.2023 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 67.854,46 TL'ye yükselterek alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın müvekkiline babasından kaldığını, üzerinde bulunan kerpiç evin tamir edilerek kargir hale getirildiğini, davacının malların edinilmesine katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde; davacı-davalı adına ortak birikimlerle 170 ada 59 parsel sayılı taşınmaz ve 425 parsel sayılı taşınmazın edinildiğini, işbu taşınmazın müvekkili adına iken davacı-davalının zorlaması ile davacı-davalıya devredildiğini belirterek taşınmazların keşif sonucunda ortaya çıkacak bedellerinin yarısının tahsilini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.03.2016 tarih ve 2015/228 Esas, 2016/117 Karar sayılı kararı ile; yurtdışında boşanma davasının 14.05.2013 tarihinde kesinleştiği, bir yıllık zamanaşımı süresinde davanın açılmadığı, zamanaşımın dolduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarih ve 2017/10223 Esas, 2019/2384 Karar sayılı kararı ile; asıl ve karşı davaya ilişkin taleplerin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve dava tarihleri itibariyle zamanaşımı süresi geçmediği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 170 ada 59 parsel sayılı taşınmaz ile 425 parsel sayılı taşınmazın mal rejimi mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davalı-davacının katkısının olduğu; 1542 parsel sayılı taşınmazın davalı-davacı tarafından evlilik öncesi edinildiği, ancak taşınmaz üzerinde bulunan evin evlilik birliğinin devamı sırasında 1980 yılından sonra inşa edildiği, taşınmazın arsası evlilik öncesi edinildiğinden davacı-davalının katkısı mümkün olmadığı, ancak taşınmaz üzerinde bulunan ev açısından davacı-davalının katkısının olduğu; 64 ... plakalı aracın 27.07.1995 tarihinde davalı-davacı adına tescil edildiği ve mal rejimi sona erdiği tarihte mevcut olduğu, davacı-davalının katkısının olduğu; 03.05./2021 tarihli kök rapor ile 07.01.2022 ve 23.02.2023 tarihli ek raporlarla alacağın ayrıntılarıyla denetime elverişli olacak şekilde hesaplandığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulüyle 1542 parsel sayılı taşınmaz için 58.154,46 TL, 64 ... plakalı araç için 9.700,00 TL olmak üzere toplam 67.854,46 TL alacağın 20.000,00 TL'lik kısmının dava tarihi olan 29.06.2015, bakiye 47.854,46 TL'lik kısmının ıslah tarihi olan 12.04.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; karşı davanın kısmen kabulüyle 425 parsel sayılı taşınmaz için 443,38 TL, 170 ada 59 parsel sayılı taşınmaz için 6.703,60 TL olmak üzere toplam 7.146,98 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; 1542 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki evle birlikte müvekkiline miras kaldığını, tadilatların ufak çaplı ve taşınmazda büyük değişiklikler yaratmayan çalışmalar olduğunu, bunun masraflarının müvekkili ve yakınları tarafından karşılandığını, taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini, davacı-davalının alacağının bulunmadığını; aracın da dava tarihindeki değerinin yüksek belirlendiğini, raporlara itirazın dikkate alınmadığını; katkı payı oranlarının hatalı belirlendiğini, müvekkilinin emekli olana kadar çalıştığını; 425 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kavakların değerinin belirlenmediğini, taşınmaz değerinin düşük belirlendiğini; 170 ada 59 parsel sayılı taşınmazın değerinin de düşük belirlendiğini, eksik inceleme ve bilirkişi raporları ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı, katkı payı oranı, tasfiye konusu malların değeri ve tasfiyeye dahil edilecek mallar noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 nci maddesi, 33 üncü maddesi, 177 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, mal rejiminin sona erdiği anda 425 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kavaklık bulunduğunun mevcut delil itibariyle ispatlanamadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.