Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9457 E. 2024/6418 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarında, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, nafa ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri gözetilerek hukuka uygun bulunduğundan, davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1800 E., 2023/1587 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İskenderun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/474 E., 2021/292 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1990 yılında evlendikleri, bu evliliklerinden ortak iki çocuklarının bulunduğu, evlendikleri günden bu yana anlaşmazlık içerisinde oldukları, bu anlaşmazlığın giderilmesi için çaba sarf ettiklerini ancak başarılı olamadıkları, ortak hayatın çekilmez hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddia ve vakıaların ileri sürülerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin alkol bağımlılığı olduğunu, tüm kazandığını gece hayatında çarçur ettiğini, evi terk ettikten sonra da hiçbir yasal yükümlülüğü yerine getirmediğini, çalışmasına, hatta annesinin maaşını almasına rağmen davalı-karşı davacı kadına 5 kuruş harçlık dahi vermediğini davalı-karşı davacının kocasının sorumsuzluğu yüzünden evi geçirdirebilmek için akrabalarından borç almak zorunda kaldığını, 1993 yılından bu yana davacı erkeğin annesinin taraflar ile birlikte yaşadığını ve kayınvalide tarafından davalı-karşı davacı kadının evde hizmetçi gibi görülüp sürekli aşağılanarak hakaret edildiğini, kadının yıllarca eşinin şiddetine, hakaret ve tehditine maruz kaldığını, 3 sene önce de davacı-karşı davalı erkeğin başka bir kadın için ortak konutu terk ettiğini ve halen diğer kadınla beraber yaşadıklarını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası takdir edilmesine takdir edilen nafakaya takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenecek olan TÜFE oranında artış yapılmasına, boşanma nedeni ile kadın lehine 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin; davalı-karşı davacı kadına şiddet uyguladığı, küfür ve hakaretler ettiği, ortak çocuğa eşya fırlatarak yaralanmasına sebep olduğu, evin geçimi için yeterince maddi ve manevi destekte bulunmadığı, başka kadın ile iletişim kurarak davalı-karşı davacı kadının güveninin sarsılmasına neden olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu bu davranışları ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu, davalı-karşı davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 400,00 TL, karar tarihinden kararın kesinleşmesine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, aynı miktarın kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, ayrıca boşanma nedeni ile davalı-karşı davacı kadın lehine 15.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davacı-karşı davalı kadından alınarak, davalı-karşı davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, belirlenen kusur durumunun, erkek tarafından açılan boşanma davasının reddinin, kadın tarafından açılan boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulünün, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu, karar gerekçesinin hatalı olduğu, erkeğin, takdir edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığı, maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğu belirterek, kadının davasının kabulü ve fer'îleri, erkeğin davasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı-davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, belirlenen kusur durumunun, erkek tarafından açılan boşanma davasının reddinin, kadın tarafından açılan boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulünün, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu, karar gerekçesinin hatalı olduğu, erkeğin, takdir edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığı, maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğu belirterek, her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.