Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9461 E. 2024/6429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya karar verilen davada kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile yargılama ve ispat kuralları gözetilerek, davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/674 E., 2023/1917 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/218 E., 2021/109 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiklerini, davalının iki yıldır çalışmadığını, ilgisiz ve umarsız olduğunu,taraflar arasında uzun süredir anlaşmazlıklar olduğunu, evin geçimini davacının vardiya sistemiyle çalışarak sağladığını, davalının iki yıldır çalışmayıp sadece evde oturduğunu, davacının davalıya ayrılacağını söylemesine rağmen davalının boşayamazsın, nafaka ödemek zorunda kalırsın dediğini, davalının davacıya karşı aşırı ilgisiz olduğunu,davalının çocuklarına karşı da ilgisiz olduğunu, ortak çocuklardan Tufan'ın lise1den sonra okula gitmemesiyle davalının ilgilenmediğini, çocuğun ne okuması ne de çalışmasıyla hiçbir şekilde alakadar olmadığını, davalının arkadaşlarıyla telefonda uygunsuz fotoğraflar paylaştığını, gece geç saatlere kadar telefondan oyun oynadığını,telefonda mesajlaştığını,davacının vardiyalı sistemde çalışmasına rağmen davacının uyuduğu zamanlarda evde başka bir balkon olmasına rağmen davacının uyuduğu odada bulunan balkonda sigara içerek davacıyı rahatsız ettiğini davalının davacının kolunu zorladığını, morarttığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi vermemiş olup yargılama sırasında boşanmak istemediğini, çalışmadığını, eşinden ayrı yaşadığını, annesinin yardımı ile geçimini temin ettiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının, 2-3 yıldır herhangi bir işte çalışmadığı, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu,son olayda kolunu morartmak suretiyle eşine şiddet uyguladığı,tarafların ayrı yaşadıkları,tekrar bir araya gelmedikleri, bir araya gelme imkanlarının kalmadığı, davalının kusurlu olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın yargılama sırasında reşit olması nedeniyle velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,,ortak çocuk ...'ın velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının reşit olduğu 23.12.2020 tarihine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yargılama sırasında reşit olması nedeniyle iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin reddine, 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, davacının ağır kusurlu olduğunu, tanık dinletme taleplerinin reddinin ve davanın kabulünün doğru olmadığını belirterek kararın tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, tanık dinletme taleplerinin reddinin ve davanın kabulünün doğru olmadığını belirterek kararın tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.