"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1794 E., 2023/2455 K.
DAVACI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 26.07.2021
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Turhal 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/403 E., 2023/225 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının daha önceden 2009 ve 2017 yıllarında da boşanma davası açtığını, 2017 yılında açtığı davanın reddedildiğini, bu davadan sonra tarafların fiilen ayrı yaşadığını, sonrasında ortak hayatın kurulamadığını, tarafların evlendikten sonra ekonomik sıkıntılar yaşadığını, kadının 2013 yılında işe başladığını, bundan sonra erkeğin davranışlarının değiştiğini, maaş kartına el koyduğunu, 15.000,00 TL kredi çektirdiğini ve araba aldığını, kadının ehliyet alma istediğine ve araba kullanma isteğine karşı çıktığını, davalının psikolojik tedavi gördüğünü, fiziksel şiddet uyguladığını, iş yerindeki arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, sosyal hayatını engellediğini, erkeğin 2017 yılından önce de ara ara eve gelmediğini, ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadına ikinci sınıf insan muamelesi yaptığını, görmezden geldiğini, kadının işten ayrıldığını, mali durumunun iyi olmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, 500,00 TL ziynet alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle hesaplanarak davacıya verilmesini, kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı kadın vekili 13.05.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde talep edilen ziynet eşyalarının bilirkişi raporu doğrultusunda artırılarak 38.531,50 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının daha önce açtığı davalarda da aynı iddialarda bulunduğu, ancak ispat edemediğini, kadının ortak konutu terk ettiğini, erkeğin hastalığında kadının destek olmadığını, arabayı alarak, ortak çocuk Kübra'yı bırakıp evi terk ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 2005 doğumlu ortak çocuk Kübra'nın velayetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı taraftan erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açıldığı, açılan bu davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verildiği, davacı kadın tarafından açılan bu boşanma davasının reddine ilişkin kararın 07.07.2018 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl geçtiği fakat tarafların bu süre içerisinde fiilen ayrı yaşadığı ortak yaşamın kurulmadığı, kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen boşanma sebebi şartlarının oluştuğu, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise kadının önceki boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, erkek yararına da 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası şartlarının gerçekleştiği, erkeğe atfedilecek bir kusur ispat edilemediği, ileri sürülen vakaların önceden reddedilen boşanma davasında da ileri sürülen vakalar olduğu, zaten tarafların o boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelmedikleri dolayısı ile davalı erkeğe izafe edilecek kusurlu bir davranış ispat edilemediği, önceden reddedilen davayı açmakla fiili ayrılığa ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü ve birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine, erkeğin manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle erkek yararına 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk ergin olduğundan velayet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının kabulüyle kadının 7 adet bilezik 22 ayar 70 gram, 1 adet zincir 14 ayar 10 gram, 1 adet kolye ucu 14 ayar 5 gram, 1 çift küpe 14 ayar 4 gram, 1 çift küpe 14 ayar 4 gram'dan oluşan ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde harcandığı, erkek tarafından kadının ziynet eşyalarını geri almamak üzere bağışladığına dair ispat ve delil ileri sürülmediği gerekçesiyle ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bilirkişi marifeti ile belirlenen 38.531,50 TL değerinin 500,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile kendi fer'î taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kadının kabul edilen ziynet alacağı ve buna bağlı olarak aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının tespit edilen kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olmadığı bu sebeple erkek yararına manevî tazminat ödenmesini gerektirir yasal koşulların oluşmadığı, kadın yararına kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu, dosya kapsamından ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve iade edilmediği hususu sübut bulmadığından ziynet eşya alacağının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının tedbir nafakası ve erkeğin kabul edilen manevi tazminat talebi ile erkeğin, kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine, tarafların sair istinaf başvurularının da esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmada kusurlu olmadığını, erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, asabi ve sorumsuz kişilik yapısına sahip olduğunu, zaman zaman erkeğin evi terk etmesinin tanık beyanlarıyla ispatlandığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuk Kübra'nın babasına karşı yardım nafakası talepli dava açtığı ve bu davadaki sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kadının geliri olduğunu beyan ettiği, kadına tedbir nafakası ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı, manevî tazminat talebi reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile erkeğin manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, taraflar yararına manevî tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ödenmesine ilişkin yasal şartların oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Necla'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mehmet'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.