"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1631 E., 2023/1962 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/581 E., 2023/14 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, bu konuda tarafların tartışmalarından sonra kadının evden ayrıldığını, tarafların farklı eve taşınmalarından sonra da erkeğin annesinin tarafların evine gelip kaldığını, bu dönemde tarafların karı koca yaşantısının kalmadığını, kadına hiç harçlık vermediğini, bayramda erkeğin kardeşlerinin kadını, erkeğin annesini ve çocukları memlekete götürdüğünü, kadının kök ailesinin yanına gittiğini, erkeğin ise bu tarihten sonra eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, hakaretlerini ayrı yaşama döneminde de sürdürdüğünü ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, her bir çocuk için 400,00'er TL tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına ise aylık 500,00 TL tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline, nafakalara her yıl ÜFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000 TL manevî tazminatın yasal faizi ile erkekten alınıp kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların kaçarak evlenmeleri nedeniyle bir süre erkeğin ailesinin yanında yaşadıktan sonra bağımsız konuta geçildiğini, kadının kök ailesinin yanına bayram için gittikten sonra geri dönmediğini, kadının büyü işleriyle uğraştığını, erkeğin kadınla dükkan işletmeye başladığını ancak kadının ilgilenmemesi nedeniyle dükkanın kapatıldığını, kadının erkeğe küfür ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, çocukların her biri için 350,00'şer TL tedbir ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin bağımsız konut temin etmediği, erkeğin annesinin taraflarla birlikte yaşadığı, erkeğin, annesinin evliliğe müdahale etmesine müsaade ettiği, erkeğin kadın ve çocukları almaya gelmediği, arayıp sormadığı, 2018 yılından itibaren bu sebeple tarafların fiilen ayrıldıkları, erkeğin, kadına çatal, bukalemun hatun dediği böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, kadın kararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına ise aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin ise velâyet ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarı, karşı dava yönüyle yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurların gerçekleştiği, kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen mahkemece kusur oranında terminolojik hata yapıldığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve davanın reddi neticesinde kadın aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, tarafların kusur dereceleri ile sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davası, maddî ve manevî tazminatların miktarı, aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf itirazlarının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu hususlara ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle karşı davanın reddine, kadın yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca güncel vekâlet ücreti verilmesine, yine kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının büyü, efsun ve muska yaparak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğunu, bu fiillerin güven sarsıcı davranış olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin isabetli yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.