"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/734 E., 2023/2169 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : Fatmanur Parlatır vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 14.07.2020- 29.07.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/372 E., 2021/1894 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların iki yıla yakın süredir ayrı yaşadığını, kadının baskıcı, emir ve talimat içeren talepleri yanında, erkeğin ailesiyle görüşmesini, onların müşterek haneye gelmesini, erkeğin eve misafir davet etmesini de istemediğini, eve gelen misafirlere olumsuz tavır koyduğunu, eve misafir geleceğinde, tüm hizmeti ve temizliği yapmasını isteyen ve hiçbir hizmet yapmayacağını söyleyen kadının, erkeğin dost ve arkadaşları ile ilişkilerini kopardığını, işten yorgun geldiğinde dinlenmesine ve televizyon seyretmesine dahi tepki gösterdiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin annesinin ''Ayrıl ondan, ondan sana eş olmaz'' şeklinde bir çok kez dolduruşa getirdiğini, benim oğlum salak 5 çocuğu dahi olsa oğlumu ondan ayıracağım şeklinde ağır ifadeler kullandığını, eski eşi ile görüşerek onurunu zedelediğini, erkeğin "Sürtük kaltak'' gibi hakaretler ettiğini, sorumsuz ve umursızca alkol etkisinde dahi araç kullandığını, ikinci defa tekrar barıştıktan sonra karşı tarafın sözlerini tutmadığını, alkol bağımlılığı için de tedavi de olmadığını, kontrolsüz alkol tüketimi neticesinde evi aksattığını ve eve alışveriş yapılamadığını, tüm paranın alkole sarf edildiğini, kredi kartı limitlerini alkol tüketimi için doldurduğunu, zaten çocuk istemiyorum keşke düşse diye hamilelik sürecinde bu şekilde ifadelere sıklıkla kadına, arkadaşlarına, ailesine cümleler sarf ettiğini, çocuğu emzirdiği sırada odaya girip seni artık istemiyorum boşanacağım dediğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin aşırı alkol kullandığı ve beraberinde aileye ekonomik olarak ağır yük getirdiği, alkolün etkisi ile zaman zaman araçta gecelediği ve eve gelmediği, kadının ise ailenin mahrem konularını üçüncü kişilere anlattığı, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına, 20.000 TL maddî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesi, ortak velâyete karar verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddi, iştirak nafakasının ve maddî tazminatın miktarı miktarı, kişisel ilişkinin süresi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe verilen kusurun yerinde olduğu, erkeğin ayrıca tanık ...'nın beyanı ile en son olayda evi terk edip fiili ayrılığa sebebiyet verdiği, tanık ...'nın beyanı ile kadınla ilgilenmediği, tanık ... ve ...'in beyanı ile ihtiyaçları karşılamadığı yönüyle kusurlu bulunduğu, erkekten kaynaklı sorunlar nedeniyle evliliğe çözüm arayışında olan kadına verilen kusurun hatalı olduğu, kadına verilecek bir kusur olmadığı gerekçesiyle kusura yönelik kadının istinafının kısmen kabulüne, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının asıl davanın kabulüne yönelik istinaf talebi kabul edilerek tam kusurlu bulunan erkeğin açtığı boşanma davasının reddine, erkeğe verilen kusur, ortak çocuğun yaşı ve üstün yararı, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak, baba ile çocuk arasında yatılı şahsi ilişki kurulması isabetsiz bulunarak, kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüyle, baba ile çocuk arasında yatısız kişisel ilişki kurulmasına, baba hakkında danışmanlık tedbiri uygulanmasına, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının yetersiz kaldığı, kadın için manevî tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.