Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9527 E. 2024/7068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yaptığı maddi ve manevi tazminat talebinin geçerli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından sonra maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmasının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141. maddesi uyarınca talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu ve kadının açık rızası veya ıslah olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin erkeğin bu talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/924 E., 2023/1229 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/491 E., 2022/825 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; evlendikleri günden beri taraflar arasında sürekli anlaşmazlık olduğunu, hep yakınları aracılığıyla uzlaşma yoluna gittiklerini, bir kadına ve anneye yakışmayacak tavır ve davranışlarda bulunduğunu, ikazlarına rağmen bunu devam ettirdiğini, kadının altı ay önce Başkent hastanesinde temizlik personeli olarak işe başladığını, tutarsız davranmaya başladığını, kadının hastanede bir kaç personel ile güven sarsıcı davranışlar sergilediğini duyduğunu, kadının telefonlarını sakladığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir, 07.09.2018 tarihli dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat talep ettiğini belirtmiş, davacı-davalı vekili 24.09.2018 tarihli dilekçesi ile; ortak çocuklar için toplam 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın asıl davada cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin bakım ve geçim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, çalışmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, şiddet uyguladığını, kadın çalışmaya başladıktan sonra telefonlarını kontrol ettiğini, beni aldatıyorsun diyerek çocuklarının önünde şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan ... ve ...'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ileriki yıllarda ne şekilde artacağının belirlenmesine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 12.03.2020 tarih ve 2018/839 Esas, 2020/184 Karar sayılı kararı ile; kadının çalıştığı iş yerinde güven sarsıcı davranışlar sergilediği, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocuklardan ..., ... ve ...'ın velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanın ve kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, lehe hükmedilen tazminatların ve ortak çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarları, birleşen davada vekâlet ücreti yönünden; kadın vekili tarafından katılma yoluyla birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, ortak çocuklar için aleyhe hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakası, birleşen davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ile lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2022 tarih ve 2022/947 Esas, 2022/1166 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tefhim edilen kısa kararda, birleşen dava yönünden erkek lehine 1.320,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm kısmında birleşen davada kadın lehine 3.400,00 TL vekâlet ücretine hükmedilerek kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalar ışığında istinaf edilen birleşen dava, birleşen davadaki harç, yargılama giderleri, vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ..., ... ve ... için talep edilen nafakalar, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kabule göre de; erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yer almayan maddî ve manevî tazminat istekleri, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olup, kadının açık rızası bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre, erkeğin bu talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediğine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;"...Davacının iddiaları, yargılama aşamasında toplanan deliler ve tanık beyanları dikkate alındığında davalının çalıştığı iş yerinde güven sarsıcı davranışlar sergilediği, bu hususunun davacı tanıklarını beyanları ile ispat edildiği sabit olmuştur. Davalı bu davranışları ile kusurludur. Davacıya atılı bir kusur ispat edilememiştir...", "...Bölge Adliye Mahkemesinin kararı doğrultusunda taraflara duruşma günü tebliğ edilmiş, tekrar beyanları alınmış ve BAM kararı doğrultusunda daha önce deliller toplandığından..." şeklindeki gerekçe ile asıl dava yönünden boşanma harç, yargılama gideri, vekâlet ücreti, velâyet ve kişisel ilişki yönünden Mahkeme kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, BAM kararı doğrultusunda erkeğin maddî manevî ve tazminat talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, birleşen dava yönünden harç, yargılama gideri, vekâlet ücreti yönünden karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davacının boşanma talebinin reddine, birleşen davacının yoksulluk, maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında verilen karar, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı, birleşen davada vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın vekili taraflarınca bildirilen tanığının dinlenmediğini belirterek istinaf itirazında bulunmuş ise de, kadın vekilinin 28.01.2020 tarihli celsede tanığının dinlenmesinden vazgeçtiği, karşı tarafında vazgeçmeye bir diyeceğinin olmadığını beyan ettiği, yine 12.03.2020 tarihli celsede de delillerinin toplandığını beyan ettiğinden kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde görülmediğine, İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesinin, kadının tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemesinin isabetli olduğuna, İlk Derece Mahkemesince babanın talep ettiği nafaka miktarları dikkate alınarak ortak çocuklar ..., ... ve ... lehine hükmedilen nafaka miktarlarının isabetli olduğu, erkeğin dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasında yer almayan 07.09.2018 tarihli dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat talep ettiğini, daha sonra vekilinin verdiği 24.09.2018 tarihli dilekçesi ile de faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ettiği, erkeğin bu talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince de bu yönde verilen kararın isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kaldırma gönderme kararından da açıkça anlaşılacağı üzere İlk Derece Mahkemesince birleşen davadaki harç, vekâlet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmesi gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince bu yönlerin kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle erkeğin birleşen davada vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadının, erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu bir davranışının varlığını kanıtlayamadığı, birleşen davayı açmakta kadının haklı olmadığı ve kadın tarafından birleşen davanın reddine ilişkin hükmün de istinaf edilmediği dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine, kadın adli yardımdan yararlandığından birleşen davada alınması gereken ancak adli yardım nedeniyle tahsili ertelenen 35,90 TL başvuru harcı ve 179,90 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 215,80 TL harcın kadından alınarak hazineye irat kaydına, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında verilen karar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin süresinde maddî ve manevî tazminat talebi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.