Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9587 E. 2024/6063 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sırasında davacı erkek vefat etmesi üzerine, mirasçılarının davaya kusur tespiti davası olarak devam etmesi nedeniyle sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve taraf beyanları değerlendirilerek, kadına isnat edilen "öldürmekle tehdit" suçlamasının görgü tanığına dayanmadığı ve duyum niteliğinde olduğu, ancak diğer kusurlarının evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı kadını kusurlu bulan direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1519 E., 2023/2532 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/939 E., 2022/115 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının vefat ettiği, bu nedenle davanın kusur tespiti niteliği kazandığı görüldüğünden davanın bu yönden kabulü ile davalının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eve geç ve alkollü gelmeye devam ettiğini, başka erkekler ile birlikte yaşadığını, erkeğin kanser hastası olduğunu, kadının erkeğin sağlığı ile ilgilenmediğini, evi idaresinde hiçbir sorumluluk almadığını, hakaret ve tehditte bulunduğunu, fiziki şiddet uyguladığını, erkeğin ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, erkeğin açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, kısa süre sonra erkeğin hastaneye kaldırıldığını, kadının olumsuz eylemlerine devam ettiğini, her gece dışarı çıktığını, banka maaş vekâleti dahi aldığını, üzerine düşen hiçbir görevi yerine getirmediğini, erkeğin bakımını sağlamadığını, birlikte alkol aldığı erkek arkadaşını bıçakla yaraladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklarının boşanması için baskı kurduklarını, çocuklarından gördüğü baskı nedeniyle avukata vekaletname verdiğini, ve bu vekâletname ile davacının sahip olduğu taşınmazları çocuklarına ve damadına sattığını, sonrasında açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, çocuklarının zarar vermek için ellerinden geleni yaptıklarını, ortak konutun elektrik ve suyunu kapattırdıklarını, kadın evde yokken çocuklarının erkeği kaçırdıklarını, iddiaları kabul etmediklerini, feragatten önceki olayların affedilmiş sayıldığını iddia ederek, açılan boşanma davasının reddine, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının sürekli alkol kullandığı, davacıya kötü davrandığı, şiddet uyguladığı, öldürmekle tehdit ettiği, mal varlığını üzerine geçirmeye çalıştığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, hastayken davacı ile ilgilenmediği gerekçesi ile davacının dava sırasında vefat etmiş olması nedeniyle davanın kusur tespiti niteliği kazandığı görüldüğünden davanın bu yönden kabulü ile davalının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur tespiti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında evlilik ölümle sona ermiş ve boşanma davası konusuz kalmış ise de, mirasçıların davaya kusur tespiti yönünden devam etmeleri nedeniyle sağ kalan davalı kadın eşin ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadına yüklenen ''eşini öldürmekle tehdit ettiği'' vakıasına yönelik tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, duyum ve aktarımdan ibaret olması nedeniyle kadına kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de sağ kalan eş davalı kadının kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.