"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/99 E., 2023/207 K.
DAVA TARİHİ : 05.01.2017
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
II. CEVAP
Davalı -karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, 250 TL iştirak nafakası verilmesini talep ettiklerini beyanla; davacının haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın reddine karar verilmesini, karşı davalarının kabulünü adli yardım kararına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli ve 2017/10 Esas, 2021/235 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı kadının şizoaffektif bozukluk hastası olduğu ve Aşkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.01.2020 tarihli ve 2018/372 E., 2020/25 K. sayılı kararı ile vesayet altına alındığı, davalı-karşı davacı kadının çocuklarına ve ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmemek, davacı erkek ve ailesine saldırgan hareketlerde bulunmak, tedaviyi kabul etmemek şeklindeki kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin devamının eşlerin kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına sebebiyet verdikleri, tarafların kusurlu eylemlerine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalıya isnat edilecek kusurlu bir vakıanın ispat edilemediği gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası
uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, erkek yararına her iki dava yönünden vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2022/758 Esas, 2022/860 Karar sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vasi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vasisi tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 14.11.2022 tarihli kararı ile mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen ... erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-karşı davacı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediği, zira toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, davacı-karşı davalı erkeğe “fiziksel şiddet, küçük düşürücü ve aşağılayı söz ve davranış, kadının evden gitmesini isteme” vakıalarının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, ... erkeğin tam kusurlu olduğu, diğer yandan, davalı-davacı kadının akıl hastalığı nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi gereği kısıtlanarak vasi atanmasına karar verildiği davacı-karşı davalı erkek tarafından akıl hastalığına dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadığı davalı-davacı kadının hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemeyeceği ve “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak aleyhine boşanma kararı verilemeyeceği bu durumda, açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadın vasisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamında açıkça ifade edildiği şekilde davalı kadının, 4721 sayılı Kanun'un 405 incı maddesi gereğince kısıtlanmış olması nedeniyle davranışlarının iradiliğinden söz edilemeyip kendisine bu nedenle kusur yüklenemeyeceğinden ve eldeki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
açıldığı da göz önüne alınarak asıl davanın reddine dair karar vermek gerektiği, karşı dava yönünden ise; karşı davada boşanma isteminin ileri sürülmediği boşanmanın neticelerine dair ortak çocukların velâyet hakkı ile yoksulluk nafakası talep edildiği hususları birlikte göz önüne alındığında, asıl dava ile ileri sürülen boşanma isteminin reddine karar verildiği, karşı davanın boşanma talebi içermediği göz önüne alınarak karşı davada ileri sürülen ve boşanmanın fer'îsini teşkil eden talepler yönünden koşulları oluşmadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece tarafların davalarının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince davacı- karşı davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verildiği, buna göre davalı-karşı davacı kadının boşanmanın fer'î niteliğindeki taleplerini içeren karşı davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, Makemece davalı-karşı davacı kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve kadın davasında haksız olmadığına göre davacı-karşı davalı erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadının davasının reddi ve bu davada kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı-karşı davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.