Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9628 E. 2024/8305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, davalı erkek vekilinin temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1910 E., 2023/2287 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/195 E., 2023/327 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabul ve kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre, temyize konu kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasında, kabul edilen tedbir nafakalarının yıllık toplam miktarı 8.400,00 TL olup, miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kadın için hükmedilen tedbir nafakasının kabul edilen miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Davacı-davalı erkek vekilinin bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 21.06.2019 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, evlendikten sonra davalının değiştiğini, davalının evlenmeden önce pavyonlarda çalıştığını, çok fazla alkol kullandığını, davalının ev işlerini de yapmadığını, evliliklerinin 1 ay sürdüğünü, davalının evi terk ettiğini, müvekkilinin kandırıldığını, davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, evliliğin bitmesinde davalı tarafın tam kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, 15.000,00 TL manevî, 15.000,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren davalıdan yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; evliliğin ilk günlerinden itibaren davalının müvekkilini aşağıladığını, kıskançlık gösterdiğini, sürekli alkol alarak hakaretlerde bulunduğunu, davalının alkol kullanımı nedeniyle gösterdiği kıskançlık nedeniyle müvekkilinin evden ayrıldığını, davalının bu davranışları nedeniyle evliliğin çekilmez bir hal aldığını, davalının tüm gelirini alkole harcadığını, evlilik birliğinin bozulmasında davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, davalının müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek tarafların boşanmalarına, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek davalının yükümlülüklerini aksatması nedeniyle dava süresince ve dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte 5.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 100.00,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 10.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, 6284 sayılı Kanun kapsamında davacı lehine tedbir kararına hükmedilmesini, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli, 2019/501 Esas, 2022/141 Karar sayılı kararı ile davalı kadının evi ile ilgilenmediği, davacı erkeğe hakaret ettiği, sürekli alkol aldığı, bir defasında sarhoş olup arkadaş ortamında rezillik çıkardığı hususlarına ilişkin tanık beyanları gözetildiğinde davacı yan iddialarının sübut bulduğu, davalı kadının iş bu boşanmada ağır kusurlu olduğu, davacı erkeğin davalı kadına aşağılayıcı hakaretler ettiği, davacı erkeğin sürekli alkol aldığı evi ile ilgilenmediğine yönelik tanık beyanları karşısında davalı yan iddialarının sübut bulduğu, davacı erkeğin hafif kusurlu olduğu, gerekçesi ile; asıl davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1.maddesi uyarınca boşanmalarına, asıl davanın boşanma dışındaki feri taleplerinin feragat nedeniyle reddine; birleşen davada kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine, boşanma talebi yönünden asıl davada hüküm kurulduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir, davalı-davacı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2022 tarihli 2022/1934 Esas, 2022/2858 Karar sayılı kararı ile Mahkemece kadının boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; asıl davadaki boşanma hükmü kesinleşmediğinden kadının davasının esası hakkında da karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bütünüyle kaldırılarak, dosyanın, belirtilen hususlarda esastan inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli, 2022/583 Esas, 2023/13 Karar sayılı kararı ile tanık beyanlarından davacı karşı davalının süreklilik arz eden şekilde alkol aldığı ve taşkınlık yarattığı, süregelen şekilde davalı karşı davacı kadına hakaret ettiği, kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı böylece evlilik birliği görevlerini ihmal ederek yerine getirmediği, davalı karşı davacının ise davacı karşı davalı kocanın rızası hilafında süreklilik arz eder şekilde eski kocası ile görüşmesinin güven sarsıcı davranış olduğu, bu haliyle davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı karşı davalı kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına kadın yararına 35.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiş, taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2023 tarihli, 2023/668 Esas, 2023/958 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, kararın gerekçe kısmında kadına toptan 30.000 TL yoksulluk nafakası verildiği belirtilmiş olup, hüküm kısmında ise kadına toptan 35.000,00 TL yoksulluk nafakası verildiği anlaşılmakla gerekçeli karar ile hüküm arasında bu yönde çelişki oluşturulması doğru olmadığı gerekçesi ile kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarından davacı karşı davalının süreklilik arz eden şekilde alkol aldığı ve taşkınlık yarattığı, süregelen şekilde davalı karşı davacı kadına hakaret ettiği, kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı böylece evlilik birliği görevlerini ihmal ederek yerine getirmediği, davalı karşı davacının ise davacı karşı davalı kocanın rızası hilafında süreklilik arz eder şekilde eski kocası ile görüşmesinin güven sarsıcı davranış olduğu, bu haliyle davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı karşı davalı kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına boşanmalarına, davacı kadının tedbir nafakası istemi yönünden; 2019/501 Esas sayılı dosyanın dava tarihi olan 07.10.2019 tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 700,00-TL tedbir nafakası, 35.000,00 TL toplu yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadının boşanma davası ve ekleri, kadının nafaka davası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, kocanın davası, hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanlarıyla ispatlanan kocanın kadına karşı vurmaya çalışarak şiddet uygulaması kusurunun kocanın kusurlarına eklenmesi, erkeğin boşanma davasına yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurmamakla taraflar arasında boşanma kesinleştiğinden son kararda erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yeniden boşanma hükmü kurulması ve erkek yararına yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle; kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine; erkeğin davası yönünden verilen 11.01.2023 tarihli boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden asıl davada boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına; Mahkemenin 2021/127 Esas sayılı dosya ile açılan birleşen dava yönünden; taraflar arasındaki evlilik birliği, erkeğinistinaf konusu edilmeyerek kesinleşen boşanma davasının kabulüyle sona erdiğinden, davalı- davacı kadının konusu kalmayan birleşen boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; erkeğin davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden ve önceki kararda harç ve masraf alındığından harç ve masraf yönünden karar verilmesine yer olmadığına; erkeğin asıl davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden ve önceki kararda erkek yararına vekâlet ücretine hükmedildiğinden vekâlet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde yeniden karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadının boşanma davası ve ekleri, kadının nafaka davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.