"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1048 E., 2023/1069 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/439 E., 2022/202 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının birleşen nafaka davası hakkında asıl davada karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların bir yıldır ayrı yaşadığını, kadının evlendikten sonra erkeğin çocuklarını ve ailesini istemediğini, oğlunu evden kovduğunu, oğlu ile erkeğin bu nedenle 5 yıl konuşmadığını, çocuklarına ve kardeşlerine hakaretler ettiğini, her gün alkol alarak kötü sözler söylemeyi alışkanlık haline getirdiğini, erkeğe "geber, öl" dediğini, erkeğin tansiyon hastası olduğunu, kadının erkeğin tedavisi ile ilgilenmediğini, kadının erkekten oturdukları evi satmasını ve kendisine ev almasını, yazlık almasını, bankaya para yatırmasını istediğini, sadece kendini düşündüğünü, erkeğe haber vermeden kadının kendisine ev tuttuğunu, yine erkeğin haberi olmadan ihtiyacı olan eşyaları kendi evine götürdüğünü, erkeğin evdeki kasasını da açarak içindekileri aldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; kadının usulsüz işlemler nedeniyle iş yerinin talebi ile istifa etmek zorunda kaldığını, kadının ayrı ev tutması konusunda tarafların anlaştıklarını, erkeğin bu evin bir kısım eşyalarını aldığını, ayrıca kadının 15 yıl boyunca emekli olması için sigorta primlerini ödediğini, erkeğin yaşlı bir annesi ve kanser hastası kardeşi bulunduğunu, ayrıca çocuklarına da bakması gerektiğini, kadının emekli olması nedeniyle tedbir nafakasına ihtiyacının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin aldatması ve baskıları nedeniyle bankada müdür yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda kaldığını, erkeğin oğlunun yaz tatilinde ve Şubat tatilinde taraflarla birlikte yaşadıklarını, erkek ile oğlu arasında maddî problemler çıktığını, aralarının iyi olması için kadının aracı olduğunu, erkeğin kızı ve damadının da tarafların yazlığına defalarca gelip kaldığını, erkeğin kadının evden ayrılması halinde kadının giderlerini ödeyeceğini belirtmesine rağmen vaatlerini yerine getirmediğini, maddî ve manevî destek vermediğini, erkeğin kadının çocuk isteğini karşı çıktığını, erkeğin her gün alkol alarak kadına küfürler ettiğini, erkeğin uzun süreli konuşmadığını, odaları ayırdığını, erkeğin haftanın her günü kahveye gittiğini, hafta sonu dahi kadını yalnız bıraktığını, taraflar arasındaki yaş farkını kadına hep olumsuz yansıttığını, kıskançlık sebebi ile sosyal aktivitede bulunamadığını belirterek davanın reddine, aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya karar verilmesi halinde yasal faizi ile birlikte 500,000,00 TL maddî, 500,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; cevap dilekçesindeki iddialarına ek olarak fiziksel şiddete uğradığını, erkeğin sözüne güvenerek başka bir ev tuttuğunu, ayrı eve çıktıktan sonra da erkeğin maddî destek sağlamadığını, kadını zor durumda bıraktığını belirterek davanın kabulü ile kadın yararına 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin oğlu ve kızı ile ilgili zaman zaman tartışma çıkardığı, "sen yaşlısın sana ben bakacağım" gibi duygusal mobingte bulunduğu; erkeğin ise boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepli davasına ilişkin ise asıl davada bu konuda karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılarak lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, birleşen tedbir nafakası davası yönünden kurulan hükümdeki boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası kararının lehe olacak şekilde bozulması gerektiğini, aleyhe olan tüm kararların kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen dava hakkında verilen karar, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, yoksulluk nafakasının kabulü gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatlar karşılığında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediğin belirterek erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki yaş farkı nedeniyle kadının "babanızdan gencim, babanıza ben bakacağım" diyerek erkeği duygusal yönden istismar ettiği, önceki evliliğinden olma oğlunu evden kovduğu, tartışmalar çıkardığı, tehdit ettiği, araba alınması için yazlığını satmasını istediği, erkeğin ise öfke kontrolünün olmadığı, çabuk sinirlendiği, kadına hakaret ve küfürler ettiği, "seni boşayacağım" dediği, kadının ayrı eve çıktığında maddî-manevî destekte bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin sonuç kusur tespitinin değişmeyeceği, kadının emekli olması ve gelirinin bulunması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olmadığı, kadının açtığı birleşen davada kadının evden kendi isteği ile ayrıldığı, evden ayrılmaya zorlandığı hususunun ispatlanamadığı, bu nedenle ayrı yaşamakta haklılık olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle kadının birleşen nafaka davasının reddi gerektiği ancak bu konuda açıkça bir istinaf talebi bulunmadığından bu konuya değinilmekle yetinildiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına, erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, yoksulluk nafakasının haksız olduğunu, tedbir nafakasına ilişkin davanın istinaf sebebi yapıldığını ancak istinaf sebebi yapılmadığının belirtildiğini, tazminatların haksız olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, aleyhe olan tüm kararların bozulması gerektiğini belirterek birleşen dava hakkında verilen karar, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi nedeniyle açılan boşanma davasının reddi gerektiğini, kadının kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının az olduğunu belirterek erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davası kabulü, kadının birleşen davası hakkında verilen karar, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar ve miktarları, erkeğin reddedilen tazminatları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 197 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadına kusur olarak yüklenen tehdit etme vakıasına erkek tarafından dayanılmadığının, bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmemesi gerektiğinin, yine erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun, bununla birlikte dosya kapsamından kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.