"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1445 E., 2023/1405 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/107 E., 2021/338 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2015 yılında evlenen tarafların çocuklarının olmadığını, erkeğin asker olması nedeniyle başka yerlere tayini çıktığını, kadının gidilen yerlere alışamadığını, ailesinin güdümünde hareket ettiğini, görevleri yerine getirmediğini, toplum içinde küçük düşürdüğünü, kıskançlık gösterdiğini, evdeki eşyaları kamyona yükleyerek gittiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iletişimden uzak durduğunu, eşinin aramalarına cevap vermediğini, evden ayrılıp 1 hafta 10 gün eve gelmediğini, evin elektriğini ve suyunu kapattırmakla tehdit ettiğini, terke zorladığını, agresif tavırlar sergileyerek tartışma çıkardığını, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlar gösterdiğini, tahrik ettiğini, ilgi göstermediğini, çimdik attığını, darp etmeye çalıştığını, evde hizmetçi gibi gördüğünü belirterek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının aşırı kıskançlık gösterdiği belirtilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davacı-davalı erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, kadının davasının ise karar verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve kendi taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadınla bir araya gelmek istemediği, evi kapatacağını, abonelikleri iptal ettireceğini ve mağdur olmaması için evi terk etmeleri gerektiğini söylediği belirtilerek bu eylemler erkeğe kusur olarak yüklenerek, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğuna, tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, kadın yararına 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara yasal faiz uygulanmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadına hükmedilen tazminatlar ve nafaka yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına takdir edilen tazminat ve nafaka taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince hatalı derecelendirme ile erkeğin ağır kusurlu olduğuna karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekir. Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemez. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönlerinden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.