Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9707 E. 2024/7149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygunluğu ve tedbir nafakası başlangıç tarihinin isabetli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1566 E., 2023/2871 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/141 E., 2022/119 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine, kadının ziynet alacağı davasının ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin ilk yıllarından bu yana erkeğin eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, sosyal ilişkiler içerisine girmediğini, evin geçim ve iaşesi ile tam anlamıyla ilgilenmediğini, kadının 11 yıl kadar önce göğüs kanseri olduğunu, kadının hastalığında destek olmadığını, ona maddî ve manevî olmak üzere her yönden yardım ve desteklerde bulunmadığını, erkeğin ailesi ile aynı apartmanda oturduklarını ancak kadının hastalığında erkeğin ailesinin de kadını yalnız bıraktığını, erkeğin kök ailesini destekleyerek kadına psikolojik şiddet uyguladığını, ilgi ve sevgi görmediğini, hakaret ettiğini, kadının en sonunda ortak çocukları da alarak babasının evine yerleştiğini, ortak çocukların psikolojilerinin bozulduğunu, tedavi masraflarının kadının babası tarafından karşılandığını, bu süreç içerisinde erkeğin çocuklar ile ilgilenmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ve kadın yararına daha önceden bağımsız tedbir nafakası davası ile hükmedilen aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının aylık 500,00'er TL ye çıkarılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında daha önceden görülüp karara bağlanan ve kadının ayrı yaşamada haklı olduğuna dair verilen kararın kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden sonra kadının erkeğin barışma tekliflerini her seferinde reddetmesi nedeniyle artık erkeğin de boşanmak istediğini, velâyete ilişkin bir itirazının bulunmadığını, tarafların yaklaşık 10 yıldan beri ayrı yaşadıkları ve davacının bu durumları kabul ettiği göz önüne alındığında gerek maddî gerekse manevî tazminata hükmedilmesini gerektirir davacı lehine bir durum bulunmadığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, davacı tarafın maddî manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin çocukları ile ilgilenmediği, kadını hastaneye götürmediği, ailesinin sözlerinden çıkmadığı, eşine ve çocuklarına bakmadığı, erkeğin kök ailesi ile aynı apartmanda oturdukları, kadını hizmetçi gibi kullandıkları, aile içi huzursuzluklarda kendi ailesine karşı kadını savunmayarak kendi ailesini savunduğu, kadın ile hiç ilgilenmediği, kadının kanser olduktan sonra hastalığıyla ilgilenmediği, kadının tedavisinin babası tarafından yaptırıldığı, kadının fiziksel şiddet ve hakaret iddiaları dışındaki iddialarının kanıtlandığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yönünden kadının nafaka isteminin reddine, kadın yararına bağımsız tedbir nafakası davası ile hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL olarak takdirine, boşanma kararı kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı, ortak çocuk ... Nuri için istenen ve reddedilen tedbir nafakası, reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı davası ve hükmedilen vekâlet ücreti miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirsiz gerekçe ile hüküm kurulmuşsa da toplanan deliller ile dosya içerisinde yer alan kesinleşen Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir nafakasına ilişkin 2014/360 Esas ve 2015/259 Karar ve 2017/714 Esas ve 2018/229 Karar sayılı ilamlarından anlaşılacağı üzere erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, kadını manevî bağımsızlığı olmayan konutta yaşamaya zorladığı, ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığı ve kadının hastalığı sırasında onunla ilgilenmediği, davacı kadının kusurlu bir davranışının varlığının ise kanıtlanamadığının anlaşıldığı, erkeğin tam kusurlu kabul edilerek kadının davasının kabulüne karar verilmesi doğru ise de kusurun bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, ortak çocuğun reşit olduğundan bahisle nafaka talebinin reddine karar verilmişse de dava tarihinden reşit olunan tarihe kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının tarafların kusur dereceleri ile kadının ihtiyaç ve tarafların ekonomik durumlarına nazaran az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüyle kusur gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, kadının ise kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarına ve ortak çocuk için istenen ve reddedilen tedbir nafakası istemine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... yararına ise bağımsız tedbir nafakası davasında hükmedilen miktarla tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının ziynet alacağı davasının ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ile barışmak istediğini her fırsatta söylemesine karşın kadının ortak hayat kurmaktan kaçınarak kusurlu olduğunu, aleyhine tazminat ve nafakalara hükmedilmesine ilişkin kararın hatalı olduğunu, tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesinin mükerrer ödemeye sebebiyet vereceğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile nafakaların başlangıç tarihi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun belirlenip belirlenmediği ile tedbir nafakası başlangıç tarihinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.