"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2713 E., 2023/1669 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/871 E., 2022/490 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 10.08.2018 tarihinde evlendiklerini, çocukları olmadığını, müvekkilinin davalıyla mutlu ve huzurlu bir hayat kurmak için görücü usulü evlendiğini, davalının emekli ve emekli maaşı aldığını, müvekkilinin evliliğin başından beri tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, evliliğin ilerleyen günlerinde davalının müvekkiline karşı tavrının değişmeye başladığını, davalının sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı evlenirken müvekkiline şehir merkezinde oturacaklarını söylemesine rağmen köye yerleştiklerini, müvekkilinin huzurları bozulmasın diye kabul ettiğini, ancak yaşadıkları yerde müvekkiline sürekli köy ve ev işleri yaptırıldığını, davalının önceki evliliğinden olan çocuklarının sürekli gelip gittiğini ve tarafların evliliklerine müdahalede bulunduklarını, müvekkilinin bu durumu dile getirdiğinde davalı ve çocukların kendisine karşı "bu evde sadece hizmetçi olduğunu, başka bir şey değilsin bu evin sen kadını değil olsan olsan hizmetçisi olursun kabul etmiyorsan s.ktr git sen kimine güveniyorsun? burada eşyalar senin değil senin neyin var bize kafa tutuyorsun" gibi söylemlerde bulunduklarını, müvekkiline karşı adeta besleme muamelesi gösterdiklerini, bazı zamanlar davalı ve çocuklarının müvekkiline karşı fiziksel şiddet seviyesine geldiklerini, müvekkiline karşılık sürekli hakaret ve incitici sözler söylediklerini, müvekkili ve davalının evlendikten sonra bir takım taşınır ve taşınmaz mallar aldıklarını, bunların muvazaalı işlem yapılarak davalının oğlu ...'ın üstüne kaydedildiğini, araç olarak ise Ford Connect marka bir araç alındığını halen davalının kullandığını, müvekkilinin evlendiğini sırada kendisine ziynet eşyaları takıldığını, ziynet eşyalarından 5 adet bileziğin kendisinden alındığını ve daha sonradan kedisine verilmediğini, davalı ve çocuklarının daha ileri giderek müvekkili evden kovduklarını, kendisine ait hiçbir eşyasını vermediklerini, davalının beyaz bir poşetin içerisine pijama ve bir tane eteğini kapıya fırlatarak gittiğini, müvekkilinin şu an 2 tane %90 engelli kardeşiyle beraber küçük bir evde başkalarına muhtaç bir şekilde yaşadığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkilden alınan 5 adet 25 gr bileziğin aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise söz konusu ziynet eşyalarının parasal değerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine, davalının üzerine kayıtlı arazilere, araca, ...'ın üstüne kayıtlı daire üzerine satılamaz devredilemez şerhi konulmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı eşin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin sorumluluklarını yerine getiren emekli bir insan olduğunu, müvekkilinin önceki evliliğinden 4 çocuğu olduğunu, bu çocukların Gaziantep'te dahi yaşamadıklarını, tarafların evliliklerine müdahalede bulunmadıklarını, taraflar evlenirken müvekkilinin davacı karşı davalıya "ben nerede nasıl yaşarsam sende öyle benimle birlikte yaşayacaksın" şeklinde belirttiğini, müvekkilinin oğluna ait arazide bir adet ev olduğunu tarafların özellikle son dönemde pandeminin de etkisiyle köyde yaşadıklarını, müvekkilinin köyde 5-10 adet koyunu 10-15 tane tavuğu bulunduğunu, müvekkilinin bunlarla hobi olarak ilgilendiğini, tarafların kirada oldukları ... mahallesinde olan evlerinin de mevcut olduğunu, davacının bu hayvanların bakımında müvekkiline yardımcı olmadığını, kendi yapması gereken ev işlerini bile aksatıp yapmadığını, sürekli telefonla meşgul olup ev işlerine gereken önemi vermediğini, müvekkilinin evlilik süresince eşine, evine ve sorumluluklarına bağlı ve sadık bir eş olduğunu, davacının iddialarının asılsız olup evi haksız yere terk ettiğini, müvekkilinin bu hususta davalıya karşı maddî veya psikolojik bir şiddeti olmadığını, davacı tarafın mal varlığına ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, tarafların yaklaşık 2 yıldır evli olup tarafların evlilik birliğinde edinmiş oldukları yeni bir mal varlığı bulunmadığını, davacının maddî durumunun gayet iyi olduğunu, davacı ...'nın evi terk edip annesinin evine gittiğini, annesinin hem engelli bakım aylığı hem de her iki engelli için ayrı ayrı engelli maaşı aldığını, müvekkilinin ise emekli maaşı ve kenar mahallede bulunan evin aylık yaklaşık 1.000,00 TL geliriyle geçindiğini, nafaka ödeyecek durumu olmadığını, müvekkilinin 20.11.2020 tarihinde koronavirüse yakalandığını, davacı ...'nın bu süreçte görüntülü ve normalden sürekli olarak aradığını müvekkiline "seni çok seviyorum virüs bittiğinde evime döneceğim, sana çok haksızlık yaptım, evi de istemiyorum, benim yerim senin yanın" dediğini ve altınlarla beraber koronayı atlattıktan sonra eve geleceğini söylediğini, müvekkil koronayı atlattıktan sonra davacının yine arayarak evin tapusunu istediğini, vermezsen gelmem dediğini, davacının müvekkilin yaşından dolayı adete ölür de miras bana kalır umuduyla müvekkilinin korona sürecinde sanki hiçbir ayrılık olmamış gibi davrandığını, müvekkilini bu süreçte kandırdığını ve dava açmasını ertelettiğini, davalıya karşı iyi niyetli bir şekilde evliliğin bitmemesini istediklerinden dolayı evine dön çağrısında bulunduklarını, davacı karşı davalı ... tarafından dava açıldığının öğrenilmesinden sonra iş bu davayı açtıklarını, tarafların Karataş'ta sahip olduklarını beyan ettiği evin müvekkilinin oğlu ... tarafından kredi çekip alındığını, kredilerini hala ...'nın ödediğini, bu nedenlerle karşı davalarının kabulü ve açılan mesnetsiz davanın reddi ile tarafların boşanmalarına, müvekkilleri lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekâlet ücretinin davacı karşı davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tüm dosya kapsamı nazara alınıp birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 10.08.2018 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığı, asıl davada evlilik birliği devam ederken davalı erkeğin davacı kadını en son olayda elinde poşetle kök ailesinin evine bırakarak terk ettiği, bu durumun dinlenen davacı tanığı ...'ın beyanı ile sabit olduğu, karşı dava yönünden ise tarafların ayrılık döneminde bu kez davalı kadının evliliği sürdürme iradesinde olmadığı, yeniden barışmak için evin tapusunun verilmesini koşul olarak öne sürdüğü, iş bu durumun da tanık beyanları ile sabit olduğu, tarafların dilekçelerinde bildirdikleri diğer kusurların ise ispat edilemediği, tarafların bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, evlilik birliğinin devamında bireysel ve toplumsal bir faydanın kalmadığı, tarafların her ikisinin de boşanmak istedikleri, tarafların karşılıklı olarak anlaşamadıkları ve geçimsizliğin meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu kabul ve kanaatine varılarak; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 nci maddesine gereğince boşanmalarına, davacı-karşı davalı yararına aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri ile davacı-karşı davalının ziynet eşyası davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, nafakanın miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat ile ziynet eşyası davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine verilen nafaka, ziynet eşyaları, kabul edilen asıl dava, kusur tespiti ile reddedilen talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, nafakanın miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat ile ziynet eşyası davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;kadın lehine verilen nafaka, ziynet eşyaları, kabul edilen asıl dava, kusur tespiti ile reddedilen talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davasının kabulünün, kadın ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin ziynet eşyası talebinin reddi ve nafaka ve miktar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Hülya'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Hüseyin'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.