Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9710 E. 2024/6254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usul kurallarına uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1412 E., 2023/1449 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/117 E., 2022/482 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen kişisel ilişki tesisi davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.11.2016 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak bir çocuklarının bulunduğunu, tarafların evlilik birliğinin aile apartmanında ayrı bağımsız bir bölümde yaşamaları üzerine başladığını, ilk aylarında evliliklerinde bir sıkıntının yaşanmadığını, sonrasında karşı tarafın fiziksel şiddeti ile birlikte çekilmez hal aldığını, yine karşı tarafın sürekli olarak hakaret ettiğini, alkol aldığını ve alkol aldığı zamanlarda psikolojik ve fiziksel şiddetin arttığını, zaman zaman ortak konuta gelmediği, aile fertleri ile birlikte dışarıda arandığını, karşı tarafın babasının servis arabasını kullandığını, geçimini bu şekilde sağladıklarını, fakat yine alkol kullanmasından kaynaklı ehliyetine el konulduğunu, karşı tarafın evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, evin mutfak ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli babasından para aldığını, o parayı da alkolde bitirdiğini, tarafların evliliğinin akabinde çocuklarının olduğunu, müvekkilinin çocuğun olması ve karşı tarafın düzelmesi ihtimaline karşı sabrettiğini, fakat karşı tarafın değişmediğini, bu nedenle müvekkilinin ortak konutu terk ederek babasının evine gittiğini ve orada doğum yaptığını, akabinde de boşanma davası açıldığını, karşı tarafın söz verip, özür dilemesi üzerine davanın geri çekildiğini, müvekkilinin ortak konuta dönmesinden bir ay sonra aynı problemlerin yeniden devam ettiğini, hatta karşı tarafın şiddet eylemlerinin arttığını, müvekkili ile zorla cinsel birliktelik yaşadığını, tüm bu yaşananlardan sonra evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuk için 1.000,00 TL tedbir iştirak nafakasına,kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat taleplerinin ise hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçek dışı olduğunu, tarafların evlilik birliği içinde fikir ayrılıkları yaşadıklarını, nişanlılık dönemlerinde dahi sıkıntılar yaşadıklarını, karşı taraf tarafın fiziksel şiddete ilişkin beyanlarının soyut beyandan ibaret olduğunu, müvekkilinin iş sahibi olduğunu, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, evin ihtiyaçlarının karşıladığını, taraflar arasında daha önce Gebze 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/635 esas sayılı dosyası ile boşanma davasının olduğunun, sonrasında tarafların anlaşmaları üzerine açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, yine karşı tarafın kıskanç tavırlarının olduğunu, müvekkilinin eşine ve ortak çocuğa karşı her zaman ilgi ve alakasının olduğunu, karşı tarafın ortak konutu terk ederken özel eşyalarını ve çeyiz eşyalarını aldığını, tarafların 06.11.2016 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak bir çocuklarının bulunduğunu, tarafların birbirlerini severek, isteyerek evlendiklerini, aralarındaki tartışmaların küçük konulardan ibaret olduğunu, karşı tarafın sürekli olarak huzursuzluk yarattığını, müvekkilinin sabrettiğini, tarafların evlilik birliği içinde cinsel birlikteliklerinin olmadığını, zaman zaman aynı odayı dahi paylaşmadıklarını, karşı tarafın tüm eşyaları toplayarak ortak konutu terk ettiğini, müvekkili tarafından İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesi'nin 2020/127 D. İş sayılı dosyası ile terk ihtarında bulunulduğunu, yine karşı tarafın sadakat yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hiçbir zaman eşine karşı şiddet uygulamadığını ve alkolik bir yapısının olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline tevdiine, 100.000,00 TL maddî ve 100.00,00 TL manevî tazminat taleplerinin ise hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesi ile çocuk ile kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların iletişimlerinin olmadığı, evlilik birliği içerisinde anlaşamadıkları, tarafların birbirlerine ayrılalım dedikleri, davalı-davacı erkeğin sürekli alkol almak için kazandığı parayı harcadığı, davalı-davacı erkeğin mesleği servis şoförlüğü olduğu halde alkol alması nedeniyle ehliyetine el konulduğu, erkeğin, babasının kadının babası olan tanık....'ya siktir ol git dediği, bundan güç alan erkeğin tanık....'ya "Bir tane ben koydum bir de başkası koysun" dediği, erkeğin evin ihtiyaçlarını, ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının erkeğe tanık ...'nin yanında salak aptal dediği, kadının tanık ...'ye "sevip de evlenin evi arabası var diye kimseyle evlenmeyin ben bu hatayı yaptım... boşanmak istiyorum." dediği, böylelikle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez bir hal aldığı, davacı-davalı kadının hafif kusurlu olduğu, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, gerekçesi ile tarafların ayrı ayrı boşanma isteği haklı görülerek boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyet hakkının anneye verilmesine, velâyet hakkı anneye verilen küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, asıl dava tarihi olan 01.03.2021 tarihinden karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak kaydı ile ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, (ortak çocuk için Mahkememizin 07.02.2022 tarihli üç (3) numaralı ara kararı ile takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesine) velâyet hakkı anneye verilen ortak çocuk ... yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 800,00 TL iştirak nafakası takdirine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî olmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen dava açısından (İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2020/1358 esas sayılı dosyası); erkeğin ortak çocukla kişisel ilişki kurulması, geçici velâyetinin verilmesi talebi hakkında boşanma davasında karar verildiği anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının kabulünün, erkek tarafından talep edilen maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin, kadına hükmedilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının kabulü, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün, kadının tazminat taleplerinin kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve miktarları ile nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü, 182 nci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.