"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1410 E., 2023/1448 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Aile Mahkemesi (Birleşen Kocaeli 4. Aile Mahkemesi 2021/153 E., 2021/220 K. sayılı dosyası)
SAYISI : 2021/35 E., 2022/315 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hakaret ettiğini, aşağıladığını, tehdit ettiğini, ortak çocukla birlikte erkeği darp ettiklerini, erkeği evden kovduğunu, aile konutunda başka bir erkekle yaşadığını ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, 2016 yılından beri ayrı yaşadıklarını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin daha önceden açtığı reddedilen ve kesinleşen boşanma davasının konusunun ve taraflarının bu dava ile aynı olduğunu, dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddedilmesinin gerektiğini, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, 2013 yılında ceza aldığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkol bağımlısı olduğunu iddia ederek, tarafların hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile boşanmalarına, Mahkeme aksi kanaatte ise evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yol enflasyon oranında artış yapılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar Mahkemenin 2018/558 Esas dosyası ret ile sonuçlanarak kesinleşmiş ise de, o dosyadaki talebin sevgi ve saygı bağı kalmama, uzun süredir ayrı yaşama, oğlunun gizli numaradan arayarak hakaret, küfür ve tehdit ettiği iddiaları ile açıldığı, mevcut dosyanın ise bu nedenler dışında kadın tarafın aldatma, hakaret, darp, evden kovma isnadları ile açıldığı, dolayısı ile ileri sürülen sebeplerin ilk açılan davadan sonraki süreçte gerçekleşen eylemlere ilişkin olması nedeni ile kesin hüküm şartının bu dosyada oluşmadığı değerlendirilerek yargılama yapıldığı, kadın tarafın ortak çocukla bir olup erkek tarafı darp ederek eve almama, A. isimli erkek şahısla birlikteliği yönündeki eylemleri; erkek tarafın ise alkol bağımlılığı, yükümlülüklerini yerine getirmeme yönündeki eylemlerinin her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı deliller ile sübut bulduğu, kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından birleşen davada kadının hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile açtığı boşanma isteminin reddine, erkek için 5.000,00 TL manevî tazminata, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece tanık V.'nin beyanlarının hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kadının oğlu ile bu tanığın oğlu arasında husumet bulunduğunu, reddedilen önceki boşanma davasından 3 ay sonra açılan boşanma davasının kabulünün, ortak çocuğun görgüye dayalı beyanları olmasına rağmen hükme esas alınmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, erkek lehine kabul edilen manevî tazminat, reddedilen tazminatlan yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin istinaf başvurusu bulunmadığından, Mahkemece aleyhine kabul edilen "alkol kullanma, ekonomik şiddet" kusurlarının kesinleştiği, yerel mahkemece kadın aleyhine kabul edilen "ortak çocukla bir olup erkeğe şiddet uygulamak, ... isimli şahıs ile sadakatsizlik" kusurlarının dosya kapsamına uygun şekilde tespit edildiği, ancak, daha önce erkek tarafından açılıp reddine karar verilen aynı mahkemenin 2018/558 Esas sayılı dosyasında erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle kusurlu kabul edildiği, o dosyada verilen kararın gerekçesiyle birlikte kesinleştiği, tarafların tekrar bir araya gelmedikleri dikkate alındığında, eldeki davada erkeğe, kadına yönelik "fiziksel şiddet" eyleminin kusur olarak yüklenmemesinin doğru olmadığı, bunun yanında, aynı dava dosyasında erkek tarafından kadın hakkında kusur olarak ileri sürülen "kocaya eve almamak" şeklindeki iddianın ispatlamadığının kabul edildiği dikkate alındığında, bu davada kadına kusur olarak bu eylemin yüklenmesinin de doğru olmadığı, buna göre, erkeğin; "alkolik olması, ekonomik şiddeti, fiziksel şiddeti", buna karşılık kadının ise; "sadakatsizlik, çocuğu kışkırtıp kocasına şiddet uygulaması" şeklinde tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerekeceği, hâl böyle iken yerel mahkemece erkeğin az, kadının ağır kusurlu kabul edilmesinin, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve derecesi yönünden kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının boşanmaya sebebiyet veren tarafların kusur belirlemesinin ve derecesinin eşit kusur olarak düzeltilmesine, kadının erkek lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile kararın ilgili bu kısmının kaldırılmasına, bu konuda yeniden hüküm kurulmasına, erkeğin yasal koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, Bölge Adliye Mahkemesince lehe hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına manevî tazminatın, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.