Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9715 E. 2024/6252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/938 E., 2023/1494 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Pamukova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/44 E., 2023/107 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 tarihinde evlendiklerini, davacı evlendikten sonra eşinin ağır psikolojik sorunları olduğunu anladığını, gece geç saatlerde evden çıkıp gittiğini, yoldan geçen adamları evine çağırdığını, bir gün davacı-karşı davalının annesinin davalı-karşı davacının erkek kardeşini, yanına yatmaya çağırdığını gördüğünü ve bunu engellediğini, tüm bu yaşananlardan sonra davalı-karşı davacının psikolojik rahatsızlıkları olduğunu ve ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kaldığını öğrendiğini, ilaçları düzgün kullanmadığı için davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya yönelik küfürler ettiğini, evden kovduğunu, bıçakla davacı-karşı davalıya yaklaştığını, intihar girişiminde bulunduğunu, davacı-karşı davalının kaçmak zorunda kaldığını, davalı- karşı davacının davacı-karşı davalıyı sürekli kovması üzerine davacının evi terk etmek zorunda kaldığını, bu nedenle tarafların boşanmalarına, evlenme sebebiyle almış olduğu beyaz eşya ve elektronik aletlerin müvekkiline iadesine, ayrıca 10.000,00 TL manevî tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini, cevaba cevap dilekçesinde ise 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaçarak evlendikten sonra davacı-karşı davalının annesi ve ablası ile birlikte yaşadığı evde yaşamaya başladığını, müvekkilinin davacının ablasından sürekli baskı ve hakaret gördüğünü, müvekkilinin bazı ilaçları kullandıklarını bilmelerine rağmen ilaçlarını vermediklerini, davacı-karşı davalının eşini bir gün davalının ailesinin yanına buraya bıraktığını, aradan bir kaç gün geçmesine rağmen, gelip almadığın, bu evliliğin bitmesine sebep olan davacı-karşı davalının ablası olduğunu, müvekkilinin evlilikten doğan tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalı-karşı davacının babasının almış olduğu telefonun iadesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemelerinin 06.10.2020 tarihli, 2019/101 Esas, 2020/277 Karar sayılı ilamı ile, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayın akışı karşısında her iki taraf dava açmakta haklı oldukları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunması nedeniyle her iki tarafın da maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalı erkek eşten alınarak davalı-karşı davacı kadın eşe ödenmesine, tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesiyle birlikte, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla taktir olunan nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından, boşanma hükmü dışında istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2022 tarih, 2020/1408 Esas, 2022/264 Karar sayılı ilamı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin (ç) bendi gereğince, tarafların taraf ve dava ehliyetlerinin bulunmasının dava şartı olduğu, bu hususun tıbbi yöntemlerle belirlenmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince, duruşmada yapılan gözlemleme ile, uzman olmadığı bir konuda, davalı kadının hukuki işlem ehliyetinin bulunduğu gerekçesi ile, yargılamaya devam olunarak, işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık oluşturduğundan, davacı-karşı davalı erkek vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, eksikliklerin giderilmesi ve dosyanın yeniden görülmesi için kararı veren İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı ...'ın dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususunda Pamukova Sulh Hukuk Mahkemesi'ne bildirimde bulunulduğu, Pamukova Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/152 Esas - 2022/381 Karar sayılı dosyasında davalı karşı davacının kısıtlanmasına yer olmadığına dair karar verildiği verilen kararın 10.01.2023 tarihinde kesinleştiği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, Mahkememizde oluşan vicdanî kanaate göre tarafların boşanmada eşit kusurlu kabul edildiği; asıl ve karşı davanın kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunması nedeniyle her iki tarafın da maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00,00 TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalı erkek eşten alınarak davalı-karşı davacı kadın eşe ödenmesine, tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesiyle birlikte, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla taktir olunan nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-karşı davalı kadın; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri, yararına hükmedilen nafakanın miktarı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-karşı davalı erkek; kusur belirlemesi, kadının davasının tümü, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlenmesi, tedbir-yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen tazminatlar ile karşı davanın kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili özetle;kusur değerlendirlmesi, karşı davanın kabulü, karşı taraf lehine verilen tedbir-yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar ve erkeğin tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, tedbir -yoksulluk nafakasının miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.