Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9716 E. 2024/7220 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2834 E., 2023/1857 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/533 E., 2022/413 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ve fer'îlerinin reddine, ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eşini sevmediğini söylediğini, sinkaflı küfürler ettiğini, kadının abisini arayarak kadını istemediğini ve alıp götürmesini söylediğini, kadının ailesi ile görüşmesini kısıtladığını, evden dışarı çıkmasını yasakladığını, erkeğin kız kardeşinin evlerinde kaldığını ve evliliğe müdahale ettiğini, ziynetlerin evlendikten dört gün sonra erkeğin annesi tarafından alındığını , bir daha görmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına,50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 1000,00 TL değer artış payı ve katılma alacağının davalıdan tahsiline, kişisel eşyaların aynen iadesine mümkün değilse bedelinin iadesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün değilse bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına şefkatli davranmadığını, aşırı isteklerde bulunduğunu ve erkeğin borçlanmasına sebep olduğunu, kendi ailesine çok yakın olan eve taşınmak için baskı yaptığını, ziynetlerin iddia edilen miktarda olmadığını, kadının ziynetlerin bir kısmını kendi ailesine verdiğini, bir kısmını kendi ihtiyaçları için harcadığını iddia ederek

iddia ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanıklarının beyanları incelendiğinde; bu tanıkların sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısım tanıkların ise görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bazı tanıkların ise görgüye dayalı bilgileri olmamakla birlikte davacı kadından duyduklarını aktarmış olup; aktarma beyanlarının görgüye dayalı olmaması nedeniyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, tüm bu sebeplerle, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından, evlilik birliğinin davalıdan kaynaklanan sebeplerle davacı açısından katlanılmayacak derecede temelinden sarsıldığı iddiasının ve davalının kusurunun ispat edilemediği, kadının, evden ayrıldığında ziynet eşyalarının almadığı ve davalıda kaldığı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile açılan boşanma davasının reddine, çocuk için aylık 250,00 TL, kadın için aylık 350,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, ziynet alacağı davasının reddine, mal rejimi davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davası ile fer'îlerinin reddi, ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de; davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalının, davacıyı sürekli evden kovduğu, davalının ise kadına yönelik iddialarını kanıtlayamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkek eşin tam kusurlu, kadın eşin ise kusursuz olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, davacının ziynet eşyası davasını reddinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile davacı kadının boşanma davasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ziynet eşyasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kararın boşanma davasının reddine ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, bu konu hakkında yeniden hüküm tesisine, açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul etmemekle birlikte son olarak yaşandığı iddia edilen asılsız olay gerçek bile olsa davacının evlilik birliğini devam ettirerek davalı eşini affettiğini, erkeğe kusur yüklenemeyeceğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına kabul edilen maddî-manevî tazminatın, kadın ve çocuk yararına kabul edilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.