Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9717 E. 2024/6253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve yargılama ilkeleri gözetilerek usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1426 E., 2023/1429 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/512 E., 2022/270 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların birlikte yaşadıkları dönemde davalı eşin çekilemez davranışlar sergilendiğini, bunlarla birlikte davacının çalıştığı zamanlarda davalı eşi tarafından lekelendiğini ve iftiraya uğradığını, davalı eşin evlilik içindeki bu olumsuz davranışlarının evlilik birliğinde olması gereken sevgi ve saygı bağını tamamen kopardığını belirterek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların 1982 yılında evlendiklerini evlilikleri boyunca çeşitli illerde yaşadıklarını, 2017 yılından günümüze kadar Kocaeli/Derince ilçesinde günlük hayatlarını çocukları ve torunlarıyla sürdürdüklerini, davacı koca ağır şekilde evlilik birliği içinde kusurlu davranışlarda bulunduğunu, bir çok yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, davalının yıllarca kayınvalidesi ile oturduğunu, kendisi ailesinden uzaklaştırıldığını, yaşanan bütün bu olaylardan dolayı kişilik hakkı saldırıya uğrayan davalıya manevî tazminat ödemesinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın tümden reddine, davalı lehine 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, davalı lehine 50.000'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların en son 2020 yılı Mart ayında davacının telefonunda başka bir kadın ile olan mesajlaşmaların davalı kadın tarafından görülmesinden sonra ayrı yaşamaya başladıkları, yaşanan tartışmadan sonra kocanın Kocaeli ilindeki ortak konuttan ayrılarak Zonguldak'a geldiği, davalı tanıklarının beyanları dosyaya sunulan mesaj kayıtları ve davacıya ait 0541 275 **** numaralı hat ile .... adına kayıtlı 0553 109 **** numaralı hat arasında 28.02.2020-25.10.2020 tarihleri arasında daha çok gece saatlerinde 164 kez görüşme olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının sadakate aykırı davranışlarının kanıtlandığının kabul edilmesi gerektiği, davacı kadının ayrılıktan bir müddet sonra Zonguldak iline geldiği, bu dönemde davacı tanığı Selen K.'nin eşini kastederek " ev başına yıkılsın. Boynu altında kalsın" tarzında sözler söylediği yönünde beyanda bulunduğu görülmüş ise de; söz konusu sözlerin davacının sadakate aykırı davranışlarının ve Zonguldak'ta bulunan eşyalarının başka bir yere götürülmesine karşı tepki olarak gıyaben söylendiği, davacının davranışının ağırlığı düşünüldüğünde davalının bu türden sözler söylemesinin makul karşılanması gerektiği söz konusu davranışın davalıya kusur olarak atfedilemeyeceği, kimsenin kendi kusuruna dayanarak kendi yararına menfaat temin edemeyeceği, davacının boşanma isteminin kabul edilebilmesi için davalının az da olsa kusurlu olduğunun ispatlanması gerektiği, davacının sadakate aykırı davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusurlu davranışın kanıtlanamadığı kanısına varılarak davanın reddine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun ) 169. maddesi uyarınca davalı kadın için dava tarihinden itibaren Kocaeli 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/1238 (önceki 2020/381) Esas sayılı dosyasında takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmayacak şekilde aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla tamamı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu madddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.