Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9719 E. 2024/6007 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği ve varsa tazminat miktarının ne olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, davacı-karşı davalının (erkek) davalı-karşı davacıya (kadın) hakaret ettiğinin ve müşterek konutta oda kapılarını kilitleyerek davalının ihtiyaçlarını karşılamasına engel olup terke zorladığının sabit olması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya ve kadın yararına maddi manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunarak, davacı erkeğin temyiz itirazları reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2104 E., 2023/1369 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/744 E., 2022/362 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik öncesi bulunan kadın hastalığını gizlediğini, eve gelen misafirleri iyi ağırlamadığını ve gelmelerini istemediğini, erkeğin önceki evliliğinden olan kızlarını istemediğini, erkeğin onlarla görüşmesinden rahatsızlık duyduğunu, erkeğin kızına babasının adam olmadığını, erkeklik yapamadığını, yalancı olduğunu söyleyerek erkeğin küçük düşürdüğünü, hakaret edip aşağıladığını, ayrı yatarak sürekli küstüğünü, sürekli eski eşi ile kıyasladığını, bu evliliği bir ticaret olarak gördüğünü, erkeğe boşanmak istiyorsan ev alırsın, para versin yoksa boşanmam dediğini, erkeğin şiddet uygulamamasına rağmen davalının bu doğrultuda beyan vermesinin ve suçlamada bulunmasının evliliğin çekilemeyecek düzeyde olduğunu gösterdiğini iddia ederek tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacı tarafından açılmış dosyanın mevcut olduğunu, sonrasında tarafların barıştığını, kadının rahatsızlığını evlendikten sonra öğrendiğini, kadının rahminin alınmasından sonra erkeğin kadına ayıplı gibi davrandığını, erkeğin müşterek konutun anahtarının önceki evliliğinden olan kızlarına verdiği, kızlarının kadının haberi olsun ya da olmasın müşterek konuta girdiği, kadının özel eşyalarını karıştırdığı, kızlarının sürekli tarafların evlerinde kalıp kadına hizmetçi muamelesi yapması, kadına hakaret etmesi ve evlilik birliğine müdahale etmesi nedeniyle kadının tepki vermesi üzerine erkeğin; "sen karışamazsın burası onların evi hizmet edeceksin mecbursun dediği", erkeğin kadını eski eşiyle kıyasladığı, erkeğin kızlarının müşterek konutta annelerine ait eşyaları toplarken kadına ait eşyalara zarar verdiği kadına hakaret ettikleri bunun üzerine erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, erkeğin kadının kendisini aldattığına dair iftira attığı, erkeğin müşterek konutun kadına ait olan anahtarını aldığı, kadının evden gitmesi için doğalgaz vanalarının kapattığı, banyo kapısını ve evin diğer odalarının kapısını kitlediği kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış iddiasını ispatlayamadığı, erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesini dayalı açmış olduğu boşanma davası yönünden kadının kusurlu olduğunun ispatlanamadığından asıl davanın reddine karar verildiği, karşı davada boşanma yönünden yapılan değerlendirmede davacı- karşı davalının, davalı- karşı davacıya hakaret ettiğinin ve müşterek konutta oda kapılarını kilitleyerek davalının ihtiyaçlarına karşılamasına engel olup terke zorladığının sabit olduğu; bu hali ile davacı-karşı davalının evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükler bakımından tam kusurlu olduğu; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, gerekçesi ile; erkek tarafından kadın aleyhine 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesi uyarınca açılan asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi ile kabul edilen karşı dava, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri ve miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı açtığı boşanma davasının reddinin ve kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uyup uymadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 162 inci 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.