Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9742 E. 2024/6017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaydaki kusur dereceleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve ihlal edilen kişilik hakları dikkate alınarak hükmedilen tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, tazminat miktarı yönünden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2482 E., 2023/1700 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/208 E., 2022/401 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların Kahramanmaraş'a taşınmalarından sonra erkeğin sık sık gece geç saatlere kadar eve gelmediği, neredeyse haftanın tamamı arkadaşları ile dışarıya çıktığı kendi tek başına şehir dışı gezilerine gittiği, kadın ve ortak çocuklar ile ilgilenmediği, basit nedenleri problem yaparak kadın ile günlerce küstüğü, yatağını ayırdığı, kadının son hamileliğinden sonra tarafların cinsel hayatının bittiği, kadına "çok utanıyorum, kimseye söyleyemiyorum ama benim erkekliğim gitti. doktorada gittim tedavisi yokmuş" dediği, ancak durumun böyle olmadığı, erkeğin kadını başka kadınlarla aldattığı, müşterek konuta başka kadınları getirdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının kök ailesine düşkün olması nedeniyle yıl içinde bir kaç kez Ordu ya ailesinin yanına gittiği ve 2 ay kaldığı, kadının birlikte yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği, kadının yatağının ayırdığı ve bahane bularak cinsel ilişkiden kaçındığı, erkeğin başka bir kadınla ilişkisinin olmadığı, kadının kök ailesine aşırı düşkün olduğu onlara karşı erkeğin karşı çıkmasına rağmen maddî yardımda bulunduğu, kadının ortak hayatta yaşananları kök ailesine anlattığı, kadının büyü işleri ile uğraştığı, kadının aşırı kıskanç olduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına aylık 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; erkeğin kadına karşı başka kadınları müşterek haneye getirmek suretiyle sadakat yükümlülüğün ihlali, davalının sonu 32 75 nolu .... adına kayıtlı telefon ile uzun süreli, geceyi aşkın şüpheli iletişim kurmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunma şeklinde eylemlerde bulunmak suretiyle evlilik birliği içerisinde eşine karşı kusurlu hareketlerde bulunduğu ve bu itibarla evlilik birliğini temelden sarstığı; erkek, tarafından sunulan deliller ve dinletilen tanıklar ile kadının, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu davranışının olduğu ispat edilemediği, yukarıda belirtilen gerekçeler ve toplanan delillerden davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi nedeniyle, davasının reddine karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın/erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi nedeniyle erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihi olan 19.03.2021 tarihinden 03.02.2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere davanın açıldığı tarihten beri anne yanında bulunan ve velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar 2011 doğumlu ..., 2014 doğumlu ... ve 2019 doğumlu ... için ayrı ayrı aylık takdiren verilen 200,00'er TL nafakanın 03.02.2022 tarihinden 17.05.2022 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 550,00'er TL tedbir nafakası olarak davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, 17.05.2022 tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar ayrı ayrı aylık 950,00'şer TL tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ayrı ayrı aylık 950,00'şer TL iştirak nafakası olarak davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davacı karşı davalının kendisi için tedbir nafakası talebi olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı vekili; maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına, erkeğin davasının ve ferilerinin kabulüne, asıl davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın eş yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile kadın eşin maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin maddî ve manevî tazminata ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince maddî ve manevî tazminat talebi yönünden yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; kadının taleplerinin kısmen kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 100.000,00 TL maddî ve 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince maddesi gerğince 100.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakaları uygun fakat iştirak nafakası az olduğu, kadın eşin iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bu hatanın yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci- (3) üncü alt bendi gereğince ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, nafakaların her yıl Ocak ayında TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı-davalının diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin gereğince esastan reddine, davalı-davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının ve ferilerinin kabulüne, asıl davanın reddine karar verilmesi talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasını kabulünün ve erkeğin davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Neslihan'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.