Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9764 E. 2024/8522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında, edinilmiş mala ilişkin katılma alacağı, katkı payı ve değer artış payı taleplerinin miktarı ve davalı erkeğin kişisel mal savunmasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğe ait kıdem tazminatının edinilmiş mal ve kişisel mal oranının hatalı hesaplanmış olsa dahi, davacı kadının alacağında bir değişiklik yaratmayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1937 E., 2023/1991 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden hüküm kurulmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/5 E., 2023/27 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin incelemesinde;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre, ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararının sadece davacı kadın vekili tarafından istinaf edildiği ve davalı kadın vekilinin başvurusunun sadece yargılama giderleri yönünden kısmen kabulüne, diğer yönlerden esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmeyerek onun yönünden hükmün esası kesinleşmiş olup davalı erkek vekili tarafından yargılama giderleri yönünden de karar temyiz edilmemiştir. Bu nedenle davalı erkek vekilinin hükmün esasına temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına alınan 4081 ada 4 parsel 1 nolu bağımsız bölümün edinilmesine müvekkilinin davalıdan daha fazla katkısının olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde yapılacak olan yargılama ve alınacak olan bilirkişi raporu neticesinde ortaya çıkacak gerçek bedel üzerinden ıslah edilmek/tamamlama harcı yatırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 11.06.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarının 300,00 TL'sinin katkı payı alacağı, 300,00 TL'sinin değer artış payı alacağı, 300,00 TL'sinin katılma alacağı istemine ilişkin olduğunu açıklamıştır.

3. Davacı kadın vekili 20.06.2023 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 169.614,02 TL'ye yükselterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçelerinde; davacının çalışmadığını, taşınmazın edinilmesine katkısının olmadığını, taşınmazın müvekkiline ait emekli ikramiyesi ve banka kredisi ile alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın 27.02.2018 tarihinde davalı adına 186.500,00 TL'ye satın alındığı, davalının 53.055,00 TL emekli ikramiyesinin taşınmaz ediniminde kullanıldığı, banka kredisinin miktarının net 124.000,00 TL olduğu, 12.500,00 TL de edinilmiş maldan karşılandığı, bu kapsamda PMF tablosu değerlendirilerek bakiye yaşam ömrü ve boşanma dava tarihinden sonra kalan kredi ödemeleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının 169.614,02 TL katılma alacağı olduğu, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle 169.614,02 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazın satın alındığı tarihte çalıştığının ispat edilmesine rağmen katkı ve değer artış payı alacağının bulunmadığı yönündeki bilirkişi beyanının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının eksik hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, ek rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, denkleştirmenin hatalı yapıldığını, farazi ve subjektif yorum ve değerlendirmelere göre karar verildiğini, ıslah harcı yatırılmış olmasına rağmen müvekkilinin adli yardımdan faydalanması nedeniyle 14.679,53 TL yargılama giderinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinde ve takas yapılmamasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak yargılama giderlerine hükmedilirken davacının ıslah yaparken yatırdığı 2.896,58 TL'nin gözetilmeden hüküm kurulması doğru görülmediği belirtilerek, başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün (3) nolu bendi kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazın satın alındığı tarihte çalıştığının ispat edilmesine rağmen katkı ve değer artış payı alacağının bulunmadığı yönündeki bilirkişi beyanının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının eksik hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, ek rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, denkleştirmenin hatalı yapıldığını, farazi ve subjektif yorum ve değerlendirmelere göre karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davacının taşınmazın edinilmesine katkısının olmadığını, ödemeleri halen devam eden kredi ve emekli ikramiyesi ile alınan taşınmazın edinilmiş mal kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, alacak miktarı, katkının ispatı, kişisel mal savunması ve ispatı, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı davasından istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 228 inci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, Mahkemece emekli ikramiyesi olarak kabul edilen 53.055,00 TL'nin aslında hukuki niteliğinin kıdem tazminatı olduğunun, kıdem tazminatındaki edinilmiş mal-kişisel mal oranı her ne kadar 4721 sayılı Kanun'un 228 inci maddesinin ikinci fıkrası gözetilerek hatalı belirlenmiş ise de, kıdem tazminatına esas sigorta dökümlerine göre temyiz eden davacının sıfatına göre edinilmiş mal oranının daha az olacağının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yönlerin temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2. Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.