"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1915 E., 2023/2016 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/507 E., 2023/603 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin cinsel isteksizliği nedeniyle taraflar arasında cinsel ilişkinin kurulamadığı kadının erkeğe yakınlaşmak istediğinde erkeğin buna karşılık vermediğini, kadının bu durum hakkında konuşmak istemesi ya da çözüm bulmaya çalışması durumunda erkeğin olumsuz tepki verdiği, erkeğin bir sağlık probleminin olup olmadığını kadının bilmediğini, erkeğin kadının görmezden geldiği ve ilgisiz davrandığı, kadının bu olaylar nedeniyle rahatsızlandığı erkeğin kadına yardımcı olmadığı, sürekli arkadaşları ile vakit geçirdiğini, erkeğin kadına "memnun değilsen annenin evine git" dediği, son olarak kadını “Artık bana annemin evinin yolunu gösterme, 1 gün ayrı kalalım; sen de düşün, ben de düşüneyim. Birbirimiz için ne karar alırsak, ertesi gün ya tamamen bitireceksin ya da o günden sonra çözümüne bakalım.” demesine rağmen erkeğin “defol, sana kıble olsan bile dönmeyeceğim" dediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka miktarının her yıl TEFE, TÜFE oranında artırılmasına, boşanma sonuçlanıncaya kadar kadının ev kirasının davalı tarafından karşılanmasına ve 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikleri günden itibaren sağlıklı bir cinsel hayatları olmadığı bu durumun davacı- davalı kadının kusuru olduğunu, kadınını vajinismus olabileceğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının erkeğin arkadaşlarını istemediği ve arkadaşları ile görüşmesini engellemeye çalıştığı, erkeğin arkadaşlarına yaşadıkları cinsel sorunları anlattığı, kadının çalışmasına rağmen kredi ödemesinin olduğunu söyleyerek evin maddî giderlerine karışmadığı, ne zaman ve ne için kredi çektiğini erkeğe söylemediği, evlilik birliğinde kendisine ayrı bir bütçe oluşturduğu, kadının erkekten lüks eşyalar talep ettiği, kadının erkekten habersiz kredi çekerek kendisine bilezik aldığı, kadının evlilik birliği içinde güven sarsıcı eylemlerde bulunduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına aylık 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; erkeğin kadına karşı ilgisiz olduğu, davalı erkek hakkında Kayseri Şehir Hastanesinden aldırılan raporda cinsel işlev bozukluğunun kişinin kendi beyanına göre tespit edilen bir durum olduğu ve davalı erkekten alınan anemez bilgisi ve beyanlara göre böyle bir durum olmadığının belirtildiği, ... hastanesinden gelen kayıtlarda ise cinsel ilişkide problem olduğu ve muhtemelen psikolojik olduğunun belirtildiği ve medikal tedavide bulunulduğu davalı erkeğin cinsel yönden tedaviye devam edip etmediğinin ispatlanamadığı, erkeğin tanık beyanlarına göre cinsel yönden sorun bende diyerek sorunun kendisinde olduğunu kabul ettiği, ancak burada kusur olarak yüklenebilecek hususun cinsel problem değil bu problemi gidermek için tedaviye devam edip etmediği noktasında toplandığı ancak kadın tarafından bu husus isatlanamadığından bu durumun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine kadın hakkında aldırılan raporda da cinsel birlikteliğe engel bir rahatsızlığının olmadığının belirtildiği, bu nedenle bu hususta kadına yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, kadının erkeğin rızası olmadan krediyle bilezik aldığı, erkeğe geziyorum sanane kafamı dinleyeceğim dediği, aradığında telefonları açmadığı, direksiyon kursundan geç geldiği, erkeğin erkek arkadaşını ...'ı arayıp erkeğin cinsel anlamda yetersiz olduğunu söylediği, kadının otel kayıtlarından her ne kadar otelde kalmadığı anlaşılmaktaysa da tanık ...'nin beyanlarından kadının otelde kaldığının anlaşıldığı ancak bu durumun tek başına sadakatsizlik ya da güven sarsıcı davranış niteliğinde olmadığı anlaşılmış olup taraflar arsındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının ağır, erkeğin kadına nazaran hafif kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin, maddî ve manevî tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, kadın lehine maddî, manevî tazminat ve nafakaya hükmedilmesine ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle toplanan deliller uyarınca; tarafların arasında evliliğin başından itibaren sorun olduğu, celp edilen erkeğe ait beraberlikleri sırasında erkeğin kendi başvurusu ile alınan tıbbi tedavi evrakları ve tarafların Mahkemece sevki üzerine alınan adli raporlar uyarınca davalı-karşı davacının cinsel yönden sağlık sorunu olduğu belirlendiği, ancak tarafların fiili beraberlik süreleri gözetildiğinde erkeğin bu sorunu giderme noktasında tedavi olup olmadığı saptanamadığı, yukarıda belirtilen tedavi evrakına göre tedavisi için önerilerde bulunulduğu, davacı-karşı davalı erkeğin bunları yerine getirmediği yönünde iddiası olmadığı, tüm hususlar gözetildiğinde davalı-karşı davacıya cinsel rahatsızlığının tedavisinden kaçındığı kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak davalı-karşı davacının eşine karşı ilgisiz olduğu da tanık anlatımları ile sabit olduğu, davacı-karşı davalı kadın ise; eşinin rızası ve bilgisi olmadan kredi kullanarak bilezik aldığı, eşi aradığında "geziyorum, sana ne başımı dinleyeceğim." dediği, erkeğin erkek arkadaşını arayarak erkeğin cinsel yönden yetersiz olduğunu söylediği, en son evden ayrılıp otelde kalarak birlikte yaşamak yükümlülüğünden kaçındığının belirlendiği tarafların ayrılmalarına sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadın ağır, davalı-karşı davacı erkek hafif kusurlu olduğu, tarafların arasında yaşanan olaylardan dolayı tarafların evlilik birliği temelinden sarsıldığı, tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilmeyen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminat takdirinin ve kadının nafaka ve tazminat talebinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadının çalıştığı ve yoksulluğa düşmeyeceğinin tabi bulunmasına göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının davalı erkeğin rızası olmadan krediyle bilezik aldığı, davalı erkeğe geziyorum sanane kafamı dinleyeceğim dediği, aradığında telefonları açmadığı, direksiyon kursundan geç geldiği, davalı erkeğin erkek arkadaşını S.'yi arayıp davalı erkeğin cinsel anlamda yetersiz olduğunu söylediği, davacı kadının otel kayıtlarından her ne kadar otelde kalmadığı anlaşılmaktaysa da tanık E.'nin beyanlarından davacının otelde kaldığının anlaşıldığı ancak bu durumun tek başına sadakatsizlik ya da güven sarsıcı davranış niteliğinde olmadığı gerekçesi ile boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu kabul edilerek davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3.Somut olayda toplanan delillerden, Mahkemece davacı-davalı kadına erkeğin rızası olmadan krediyle bilezik aldığı vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de kredinin habersiz çekildiği ispat edilememiş olup kadına bilezik almanın da kusur olarak yüklenemeyeceği; yine Mahkemece kadına otelde kalmak suretiyle birlikte yaşama yükümlülüğünden kaçındığı kusur olarak yüklenilmiş ise de dosya kapsamından kadının erkek ile yaşanan tartışma üzerine bu duruma tepkisel olarak o gece otelde kaldığı anlaşılmakla bu olayın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin ise cinsel sorunları bulunmasına rağmen tedavisi için yeterli çaba göstermediği ispatlanmış olup bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlar ile birlikte değerlendirildiğinde ise tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı-karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı kadının sair, temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.