Logo

2. Hukuk Dairesi2023/977 E. 2023/3715 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1147 E., 2022/1892 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili 14.01.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; 2017 yılından sonra kadının davranışlarının değişmeye başladığını, kadının çalışmak istediğini, evlere temizliğe gideceğini söylediğini, müvekkilinin çocukların küçük olduğunu çalışmasına gerek olmadığını söylediğini, buna rağmen kadının çocukları annesine bırakarak çalışmaya başladığını, kadının bir spor salonuna kayıt yaptırdığını, kimi zaman işe kimi zaman çalışmaya gittiğini söyleyerek her gün evden çıkmaya başladığını, hem eşinden hem de çocuklarından uzaklaşmaya başladığını, yemek dahil hiçbir ev işi yapmamaya başladığını, bu nedenlerle taraflar arasında birkaç kez ciddi tartışmalar yaşandığını, müvekkilin kadının bu hareketlerinden şüphelenmeye başladığını, işe gidiyorum diyerek evden çıkıp spor salonunda çalışan İ. K. isimli spor hocasıyla buluştuğunu, ortak çocukların da kadını sürekli telefonda İhsan isimli biriyle konuştuğunu anlattıklarını, bunun üzerine müvekkilinin kadını takip ederek şüphelerinde haklı olduğunu görünce boşanma davası açtığını, ancak kadının ısrarla bu ilişkiyi inkar etmesi ve aile büyüklerinin araya girmesi nedeniyle tarafların barıştığını, taraflar barıştıktan sonra 2020 yılının Nisan ayından itibaren kadının sorun çıkarmaya başladığını, müvekkilin annesi ve kardeşlerine defalarca hakaretler ettiğini, müvekkili ile yataklarını ayırdığını, çocuklara yemek yapmayı dahi bıraktığını, sürekli haber vermeden evi terk ettiğini, nerede olduğu konusunda bilgi vermediğini, bir kavga esnasında müvekkilin kadının telefonunu alarak incelediğini, İ. K. 'nın kullandığı uygulamalar ile dolu olduğunu, İ. K.'nın e-nabız uygulamasının dahi kadının telefonunda olduğunu, müvekkilin kadının tekrar bu adamla görüştüğünü bu şekilde anladığını, İ. K.'nın karısının kadının annesini aradığını, kızının İ. K. ile ilişkisi olduğunu, kızına sahip çıkmasını kocasının peşini bırakmasını söylediğini, bunun üzerine erkeğin İ. K. 'nın karısı A.G.K. ile telefonda görüştüğünü, kocası ile kadının ilişkisi olduğunu, otellerde, iş yerlerinde, kafelerde buluştuklarını söylediğini, müvekkilin bunun üzerine yine kadını takip ettiğini, İhsan isimli kişiyle buluştuklarına, konuştuklarına şahit olduğunu, hatta ... Otelde kaldıklarını öğrendiğini, 09.08.2020 tarihinde kadının evden gidip uzun bir süre dönmediğini, bir arkadaşında kaldığını söylediğini, ancak kim olduğunu söylemediğini, 2,5 ay sonra eve döndüğünü, müvekkile artık kendisini sevmediğini, karı koca olamayacaklarını, eve sadece çocuklar için geldiğini söylediğini, kadının bir ay evde kaldıktan sonra 21.12.2020 tarihinde yine evi terk ettiğini, bir daha geri dönmediğini, müvekkilinin İ. K.'nın karısını aradığını, bilgisi olup olmadığını sorduğunu, kadının İ. K. ile beraber ev tuttuklarını birlikte kaldıklarını söylediğini, evliliklerinin fiilen bittiğini, kadının müvekkilini psikolojik bir yıkıma uğrattığını, ortak çocukların halen baba ile birlikte olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nu 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı erkek vekili 13.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Mahkemece dinlenilen tanık beyanlarından, otelden gelen müşteri ziyaret bilgilerinden, İ. K.'nın eşi hakkında açmış olduğu boşanma dava dosyası içeriğinden, soruşturma dosyasındaki çocuğun ifadesinden, kadının annesinin soruşturma dosyasındaki beyanından, kadının müvekkilini aldatıp zina yaptığının anlaşıldığını, halen de zina yapmaya devam ettiğini, kadının İ. K. isimli şahısla sadece Kadıköy Butik Zeytin Otel'de değil başkaca otellerde de kaldığını belirterek tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, eve ve çocukların geleceğine katkıda bulunmak için çalışmak istediğini, çalışırken ev işlerini de aksatmadığını, 2010 yılından bu yana ikamet ettikleri binanın temizliğini ve bina sakinlerinin evlerinin temizliğini yaptığını, sonrasında da tanıdıkların evlerinde çalışma hayatının sürdüğünü, kazancı ile müşterek çocuk Ali'yi özel kreş eğitimine başlattığını, spora gittiğinden erkeğin haberi ve izni olduğunu, gizli saklı gitmediğini, sonrasında günün yorgunluğu nedeniyle sonlandırmak zorunda kaldığını, evin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, sorumluluklarını yerine getirdiğini, spor hocası İhsan ile görüştüğü iddialarının asılsız iftiralar olduğunu, spor hayatının kısa sürdüğünü, sadece zaman konusunda gidip spor yapmak adına hoca ile görüşmeler yaptığını, erkeğin ailesine karşı hakaretlerde bulunduğu iddiasının da doğru olmadığını, erkeğin kendisine ağır tehditlerde bulunduğunu, ölüm tehditlerinde bulunduğunu, şahsına yönelik ağır hakaretlere maruz kaldığını, elinde bulunan silah ile vuracağını iddia ettiğini, bunun üzerine polis çağırdığını, çocuklarıyla kadın sığınma evine gitmesi uygun olmayacağından spor hocasını arayarak otelde kalması için yardımcı olmasını talep ettiğini, erkeğin ağır suçlamaları nedeniyle spor hocasının dahi ailesinin sıkıntıya girmesine neden olduğunu, spor hocasının eşinin olayları farklı ve yanlış anladığını, annesini arayarak spor hocası ve kendisi arasında ilişki olduğunu söylediğini, olayların bu duruma gelmesinin erkeğin kıskançlıkları olduğunu, erkeğin intihar girişiminde bulunduğunu, erkeğin bu davranışlarına rağmen çocukları için boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları, toplanan deliller, sosyal inceleme raporu, celp edilen dosyalar, telefon kayıtları, otel kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların 12.05.2005 tarihinde evlendikleri, ortak iki çocuklarının bulunduğu, Emniyet Müdürlüğünden gelen otel kayıtları ile kadının 2017 ile 2021 yılları arasında İ. K. ile aynı odalarda farklı farklı tarihlerde farklı farklı otellerde kaldığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/145725 soruşturma numaralı dosyasında dinlenen ortak çocuk B.D.'nin otelde İ. K.'nın annesiyle birlikte aynı yatakta yattığını gördüğü ifadesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/135710 soruşturma numaralı dosyasında dinlenen kadının annesinin kızının uyarmasına rağmen sevgilisiyle görüşmeye devam ettiği, boşanma için yalancı şahitlik yapması için baskıda bulunduğu beyanı, Mahkememizde dinlenen kadının annesinin kadının nerede kaldığını bilmediğini teyzesinde amcasında ve kendi yanında kalmadığı, İ. K.'nın karısının kendisine attığı mesajlara ilişkin beyanları, İ. K. 'nın kapısına gelip benim böyle kızım olsa ayaklarını keserim şeklindeki beyanları ile tüm beyanları birlikte değerlendirildiğinde, talimat yoluyla dinlenen İ. K.'nın arkadaşı...'in kadın ile İ. K.'nın otele gittikleri ve kadın ile İ. K.'nın gönül ilişkilerine bizzat şahit olduğu ve eve geldiğinde misafir havlularının çıkmış olduğuna ilişkin beyanları, evde kadının eşyalarını, kıyafetlerini gördüğüne dair beyanları ile kadının zina eyleminin sabit olduğu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmakla kadının tam kusurlu olduğu, toplumun ve tarafların evlilik birliğinden beklediği menfaatin kalmadığı, her ne kadar kadın 2018 yılında evi terk etmiş ise de sonradan tarafların yeniden bir araya geldikleri, sonrasında kadının 2020 yılında yeniden evi terk ettiği, ancak kadının İ. K. ile 2020 yılında evi terk ettikten sonra da birlikte otelde kaldığı, zina eyleminin devam ettiği, erkeğin kadının otel kayıtlarını öğrendikten sonra kadını affetmediği, davasını ıslah ederek zina nedeniyle boşanma davasına çevirdiği bu haliyle zina eyleminin af kapsamında kalamayacağı, yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren kadının tam ve asli kusurlu olduğunu, başka bir erkekle zina yaptığı gibi erkek ve erkeğin ailesine, ortak çocuklarına hakaret ettiğini, ortak çocuklara şiddet uygulayıp, onlara kötü davrandığını, sosyal ve ekonomik durum tespit raporuna ve davada dinlenen tanıkların beyanlarına göre, kadının haftanın beş günü, temizlik işlerinde çalıştığını, şu an temizlik işinde çalışanların günlüğü 300,00 TL ve üstünde olduğunu, tapu kayıtlarına göre, kadının İstanbul Beşiktaş Dikilitaş'da, biri kirada olmak üzere, 2 adet dairenin maliki olduğunu, erkek üzerine kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmadığı gibi ortak çocukları ile beraber oturdukları ev de kiralık olduğunu, erkeğin asgari ücret ile işçi olarak çalışmakta olup tek başına çocuklarının tüm masraflarına yetişemediğini, kadının tam ve asli kusurlu olduğuna kanaat getirip tarafların zina sebebi ile boşanmasına karar vermiş olmasına rağmen, erkek lehine çok düşük bir miktarda tazminata hükmedildiği gerekçesiyle kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası miktarları, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm hususlar ve iddiaların mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, dosyada dinlenen tanık ifadelerinin salt duyuma dayalı ve çelişkili olduğunu, ortak çocukların vermiş olduğu ifade babanın baskısı altında verildiğini, çocukları ile görüşemediğini, baba tarafından olumsuz etkilendiklerini, dava dosyasına sunulan otel kayıtlarının hiçbirinin de gerçeği yansıtmadığını, davanın ispatlanamadığını, teyzesi Hatice ile birlikte yaşadığını ve sabit ikametgah sahibi olduğunu, çocukların başkaları tarafından bakıldığını, çocukların yaşı, okul durumuna da göz önüne alınarak velâyetlerin tarafına verilmesi gerektiğini, kadın adına kayıt taşınmazın birinde müvekkilin annesi ve kardeşinin oturduğunu, diğer kirada olan evin kirasını da erkeğin aldığını, kadının geçimini temizlik ile sağlamakta olup sigortalı çalışan olmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocukların velâyetleri, tedbir ve iştirak nafakası, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, Mahkeme karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, kadının zina eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun,'un 161 inci madde hükmü uyarınca zina özel boşanma sebebine dayanarak karar verilmekle kadına başka vakıalardan dolayı kusur yüklenemeyeceği, idrak çağındaki ortak çocukların beyanları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alındığında velâyet yönünden verilen kararın ve ortak çocukların yaşları, eğitimleri ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, ancak kadının tazminat talepleri hakkında Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine göre kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği halde bu yönde hüküm kurulmamasının, yine Mahkeme karar gerekçesinde kadının yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiğinin belirtilmesine rağmen hükümde yoksulluk nafakası yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı, gerekçe ve hüküm arasında çelişki olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kadının yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, istinaf aşamasında kadının kişisel eşyalarının ve ziynet eşyalarının iadesi ve evin üzerindeki aile konutunun şerhinin kaldırılması talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 357 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla tedbir ve iştirak nafakaları ile lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocukların velâyetleri, tedbir ve iştirak nafakası, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin zinaya dayalı açılan boşanma davasında davanın yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, ortak çocukların velâyetleri, ortak çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları, erkek lehine hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun)50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyetleri ba babaya verilen ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatlar, iştirak nafaka miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.