Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9793 E. 2024/7200 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine ve kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilen istinaf kararının temyizi üzerine, boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, kadının kusurlu olduğuna dair tanık beyanlarının soyut olması ve erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına hükmettiği kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1173 E., 2023/2178 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/105 E., 2021/191 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, birleşen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle boşanma davasının reddine, birleşen nafaka davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre, temyize konu kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasında, kabul edilen tedbir nafakalarının yıllık toplam miktarı 18.000,00 TL olup, miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kadın için hükmedilen tedbir nafakasının kabul edilen miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Davacı- davalı erkek vekilinin bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında daha önce boşanma davası açıldığını ancak barıştıkları için tekrar bir araya geldiklerini, kadının evin kapı anahtarını değiştirdiğini, müvekkilinin eve giremediğini, bu şekilde ayrılığın başladığını, kadının ... isimli bir şahıs ile gönül ilişkisi içinde olduğunu, maddi gerekçelerle evlendiğini ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, faizi ile 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin, müvekkiline hiç değer vermediğini, çocukları ne derse onu yapmaya başladığını, müvekkilinin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, müvekkilini hırsızlıkla suçladığını belirterek açılan davanın reddini savunmuş, aksi halde müvekkili lehine 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini istemiştir.

2. Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesine özetle; erkeğin kusurlu eylemleri ile ayrı yaşadığını iddia ederek aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının ispatlanmadığı, ne var ki erkeği eve almadığı ve müşterek evin kilidini değiştirdiği, davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kişilik hakları saldırıya uğramadığından manevi tazminat talebinin reddine, aylık 350.00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına, birleşen tedbir nafakası davası ise yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru bulunmadığını, erkeğin başkasıyla yaşamaya başladığını belirterek asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusura yönelik tanıklar ... ve ...'ın beyanları soyut olmakla kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının kusuru ispatlanamadığından erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle kadının istinafının kabulüne, erkeğin boşanma davasının reddine, dava tarihinden itibaren kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne, aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; boşanma davasının reddi, birleşen davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-davalı erkeğin açtığı boşanma davasının kabulü gerekip gerekmediği, boşanma davasında verilen tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 197 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.