Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9794 E. 2024/1176 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, maddi ve manevi tazminat taleplerinin akıbeti ve velayet düzenlemesinin yerindeliği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ancak erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği ve velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/837 E., 2023/986 K.

DAVA TARİHİ : 14.11.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/1128 E., 2021/1115 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı istinaf sınırlandırması yapılması yönünden usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kumar oynadığını, geceleri eve gelmediğini, kadının İstanbul ilinden Muş'a gelerek sığınma evine yerleştiğini, daha sonra barıştıklarını, Muş ilinde yaşamaya devam ettiklerini ancak davalı erkeğin sorumsuz davranışlarının devam ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir, bu nafakaların kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine 500,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine ve ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2021 tarihli, 2019/1128 Esas, 2021/1115 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin, eşine, çocuklarına ve evine yeteri kadar önem vermediği, davacı kadının çocukları ile birlikte kadın konukevine gitmesine sebep olduğu, davacı kadının, davalı erkek açısından önleyici tedbir talep etmek zorunda kaldığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların ortak çocukları için ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL iştirak nafakasına, davacı kadın için aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 500,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönündeki talebinin ise reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile velâyet düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli, 2022/632 Esas, 2022/1091 Karar sayılı kararıyla; kadının ve erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmüne karşı bir itirazları olmaması nedeniyle boşanma hükmünün kesinleştiği, erkeğin kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kusur belirlemesi yönünden yaptığı istinaf itirazlarının incelemesinde ise davalı erkeğin, davacı kadının Muş Kadın Konuk Evine gitmesine sebep olmasının kusur olarak kabul edilemeyeceği, kadının konuk evinde kalmasından sonra tarafların barıştığı, ayrı ev kiralayarak birlikte yaşadıkları, böylelikle kadının bu kusuru affettiği, gerçekleşen bu duruma göre erkeğin eşine ve çocuklarına yeteri kadar önem vermediği, ailesine karşı ilgisiz olduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu suretle erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadının dava açmakta haklı olduğu, erkeğe yüklenen kusurların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu nedenle kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ortak çocukların yaşı, beyanları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesine ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, manevî tazminata ilişkin istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu hususa ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak yerine kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 500,00 TL maddî tazminat ödenmesine, erkeğin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden, davalı erkek vekili kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve maddî tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 21.06.2023 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ileri sürülen istinaf sebepleri başlıklı bölümünde, davalı erkek vekilinin "kusur belirlemesi, tazminatlar ile velâyet" kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurduğu belirtilerek davalı erkeğin talebine aykırı istinaf sınırlaması yapıldığı; erkeğin, boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurusu incelenmediği ve bu yönden hüküm kurulmadığı, davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince sadece kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve tazminatlar yönünden inceleme yapılarak davalı erkek vekilinin boşanma hükmüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmemiş olmasının doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece davalının davacının Muş Kadın Konukevine gitmesine sebep olmasının kusur olarak kabul edilmesi, tarafların davacı kadının Muş Kadın Konukevi'nde kalmasından sonra tanık anlatımına göre barışmaları, ayrı ev kiralayarak birlikte yaşaması dikkate alındığında bu davranışın af kapsamında değerlendirilebileceği karşısında yerinde görülmediği, gerçekleşen bu durum karşısında; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalının evlilik süresi içerisinde eşine ve çocuklarına yeteri kadar önem vermediği, ailesine karşı ilgisiz olduğu, birlik görevlerinin ihmal ettiği bu suretle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun tamamının davalıda olduğu, davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla Mahkemece tarafların boşanmalarına karar verilmesinde sonuç olarak herhangi bir isabetsizlik görülmediği ancak davalının kusura ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine; dosya kapsamı itibarı ile davalıya izafesi yapılan kusur belirlemesi dikkate alındığında boşanmaya neden olan olaylarda, gerçekleşen ve davalı erkeğe yüklenen "birlik görevlerini ihmal, ilgisizlik" kusurlu davranışları davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu yönden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurmak suretiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalı erkeğin manevî tazminat ile kusur gerekçesi dışındaki istinaf istemlerinin kararın hukuka ve kanuna uygun olması sebebiyle esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminat, velâyet yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, kadının manevî tazminat talebinin reddinin doğru olup olmadığı ve velâyet düzenlemelerinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının taraflara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.