"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/410 E., 2023/1453 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/501 E., 2021/59 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekil dava dilekçesinde; kadının tüm ihtiyaçlarının çocuklar tarafından karşılandığını, davalının sahte belgeler hazırlayarak aile fertleri adına kredi taleplerinde bulunduğunu, evine ve çocuklara bakmadığını, sürekli borçlandığını, müvekkilinin defalarca şiddete uğradığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğu, asıl davanın reddine karar verilmesi, kadının kendisini aşağıladığını, saygı duymadığını, hakaret ettiğini, icra dosyasından haberi olmadığından gerekli itirazları yapamadığını, kadının erkeğin taleplerine rağmen aile ve akrabalarının ortamına dahil olmadığını, hastalığında ilgilenmediğini, kusurun kadında olduğunu, bu nedenlerle kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek için 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sürekli borçlandığı, kadının ev hanımı olmasına rağmen davalı erkeğin sürekli borçlanıp eve bakmadığı, erkeğin borçlanması sonucu müşterek hane olan Gaziosmanpaşa İlçesi, ... Köyü, 6446 Ada 4 Parsel, Kat:3, 13 numaralı bağımsız bölümün fiilen aile konutu olmasına rağmen Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/887 talimat sayılı dosyası ile cebren satıldığı, somut olayda müşterek hanenin bu şekilde satılması sürecinde taraflar arasında tartışmaların yaşandığı, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bununla birlikte her ne kadar erkek vekili Gaziosmanpaşa 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/1350 Esas 2015/270 Karar sayılı ilamının delil olarak değerlendirilmemesini talep etmiş ise de kadının dava dilekçesinde söz konusu ceza dava dosyasına delil olarak dayandığı dikkate alındığında erkek vekilinin talebi gibi işlem tesis edilemeyeceği, bu itibarla somut olayda müşterek hanenin satılması sürecinden önce de erkeğin sürekli borçlanması nedeniyle evini satmak istediği için davacı kadınla tartışmaları sonrası anılan Gaziosmanpaşa 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/1350 Esas 2015/270 Karar sayılı ilamı ile eşe karşı yaralama suçundan yargılanıp cezalandırıldığı, erkek tarafından ileri sürülen kadın tarafından akrabalarının istenmemesi vakıasının ise kadına kusur olarak yüklenmemesi gerektiği, zira tarafların yaklaşık 30 yıldır evli oldukları, bu süre içerisinde söz konusu vakıanın davalı erkek tarafından ileri sürülmeyip evlilik birliğine devam edildiği, somut durumda davalı erkeğin bu eylemi affetmesi söz konusu değil ise de evlilik birliği içerisinde en azından hoşgörüyle karşıladığı kanaatine varıldığı, bu yönde tanık beyanları mevcut ise de bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmediği, toplanan delillere göre davalı erkeğin davacı kadına fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, kadına atfedilebilecek bir kusur dosyaya sunulamadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen davası ve talepleri, kadın için hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sürekli olarak borçlandığı, hakkında çok sayıda icra takibi bulunduğu, borçları nedeniyle müşterek konutun cebri icra yoluyla satılmasına sebebiyet verdiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evin giderlerini karşılamadığı, kadının ise, erkeğin ailesi ile görüşmediği, erkeğin yakınlarını müşterek eve kabul etmediği, erkek hasta olduğunda ilgilenmediği, erkeğin aile bireylerinin düğün, nişan, cenaze gibi ortamlarına katılmadığı kanıtlanmış olup gerçekleşen bu kusurlu davranışlar çerçevesinde boşanmaya neden olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, asıl davadaki boşanma hükmü kesinleştiğinden karşı davada boşanmaya karar verilmesine yer olmadığına, haklılık durumuna göre erkek lehine karşı davada harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretine karar vermek gerektiği, kadının ihtiyaçları gözetildiğinde kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi miktarı da hakkaniyete uygun olduğu, kadının emekli maaşının bulunduğu, bunun yanı sıra adına kayıtlı 8 adet taşınmaz bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, tarafların sosyo-ekonomik durumları arasında erkek lehine belirgin bir fark bulunmadığı anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, kişilik hakkının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de hükmedilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu, yine kadın dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminatlar yönünden faiz talep etmiş ise de bu talep hakkında olumlu- olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile reddedilen boşanma davası yönlerinden; kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ile tazminatlar için talep edildiği halde olumlu olumsuz hüküm kurulmayan faiz talebi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davası konusuz kaldığından bu yönden karar verilmesine yer olmadığına, erkek için yargılama gideri ve vekâlet ücretine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın asıl davadaki boşanma hükmünün kesinleştiği 11.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.